BIST 9.464
DOLAR 32,60
EURO 34,83
ALTIN 2.495,92

Küçük kafalı olmak

Atatürk'e küfretmenin, herhangi bir tarihi şahsiyete ya da kendi öz babasına sövmekle aynı şey olduğunu bu cehalete nasıl anlatacağız bilmiyorum.

Kalemlerin, kelamların, dini sembollerin ve fikirlerin en ucuza kiralanabildiği devirden herkese merhaba...
 

Bir milli şahsiyetin kanunlarla kendi halkından korunması, hatta yasaların saldırı ve hakareti engelleyemiyor olması gerçekten üzücü. Atatürk'e küfretmenin, herhangi bir tarihi şahsiyete ya da kendi öz babasına sövmekle aynı şey olduğunu bu cehalete nasıl anlatacağız bilmiyorum. İnsanların şahsına sövmek, lanet etmek, küfretmek İslam'da yasaktır. Bir insanı sevip sevmemekle ilgisi yoktur. "İnsan" mukaddestir, mükerremdir, içinde ahseni takvim olma sırrını taşır. Kimin iyi kimin kötü, kimin ahseni takvim, kimin esfele safilin olduğunu Allah bilir. Bir insana hatta şeytana dahi sövmek lanet etmek, müslümanın vazifesi değildir.

Geçmiş ya da günümüzdeki halka mal olmuş kişilerin fiillerini, hatalarını ve başarılarını konuşan yok, yazık... Konuşmamız gereken liderlerin yaptıkları icraatları kazanımlarıdır. Bir insanda sevilmeyecek ve eleştirilecek şey, onun hatalarıdır ancak; şahsına küfretmek en iyi ihtimalle alçaklık, kötü ihtimalle de bir provakatif eylemdir. Atatürk'ü sevmeyenlerin sahte belgelerle Atatürk'ün annesi ve babası hakkında çıkardıkları iğrenç dedikoduları nasıl bir kaygıyla okuyorsam, Erdoğan'ın ya da Kılıçdaroğlu'nun yahut diğer liderlerin şahıs ve ailelerine yapılan hakaret ve dedikoduları da aynı üzüntüyle izliyorum. Kimi zaman insanların bizzat kendi arsızlığı ve cehaletiyle, kimi zaman de gündem mühendislerinin takdiriyle olmak üzere, sosyal medyada sürekli bir horoz dalaşı tetikleniyor. Şu fenomenlere sormak istiyorum bazen, karşı cenaha sövünce bunun sizin zatı alinize ne katkısı, nasıl bir kazanımı oluyor acaba?
 

Üstelik Atatürk'e küfredenlerin de, onu deliler gibi sevenlerin de çoğunun Atatürk'ün hayatını bilmiyor olması çok garip. Maalesef ki şu an Sayın Erdoğan da aynı oranda cahil bir dost ve düşman kalabalığına sahip. Vasıflı ve mantıklı dostlar kadar değerli düşmanların da kıymetini bilmek gerek. Çünkü bazen alçak bir müttefikin savunması, düşmanın saldırısından daha yaralayıcı olabilir. Bazen de kaliteli bir düşmanın eleştiri okları, bizim kendimizi toparlamamıza vesiledir.
 

Küçük kafalar kişileri, orta kafalar olayları, büyük kafalar fikirleri tartışır. Dostun da düşmanın da büyük düşüneni makbuldür. Küçük kafalı olmanın bedeli ise, milyonlarca insanın ortak değeri olan birine hakaret edip, onları da kendi değerlerine sövdürmek kadar acıdır...