BIST 9.693
DOLAR 32,50
EURO 34,69
ALTIN 2.499,53
HABER /  POLİTİKA

Köşkten sendikacılara iftar

Gül, Çankaya Köşkü'nde işçi, işveren ve memur konfederasyonlarının temsilcilerine iftar verdi.

Abone ol

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, sendikaların sadece demokrasinin zenginliği değil, aynı zamanda en kutsal olan emeğin de en iyi temsilcisi olduğunu belirterek, “İnanıyorum ki gerek sendikalar olsun, gerekse işverenler olsun bütün meseleleri konuşarak, masa başında anlaşarak, karşılıklı saygı ve karşılıklı sahiplenme içerisinde halletmeyi daima tercih ederler” dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, Çankaya Köşkü'nde işçi, işveren ve memur konfederasyonlarının temsilcilerine verdiği yemekte yaptığı konuşmada, göreve geldiğinden bu yana geleneksel olarak “çalışma hayatının parçası ve temel direkleri olan sendikalar”ın temsilcileriyle iftar yemeklerinde bir arada geldiğini belirterek, bugün bu yemeklerin üçüncüsü gerçekleştirmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Cumhurbaşkanı olduğu süre içerisinde sendikaların, işverenlerin ve emeklilerin temsilcileri ile her zaman yakın olmak ve bu süre içerisinde Türkiye'de çalışma hayatının en düzgün şekilde işlemesine katkıda bulunmak istediğini kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, bir ülkeyi mutlu eden pek çok unsur olduğunu, bunların başında da çalışma hayatının huzurlu, düzenli olması ve herkesin gönül ferahlığı içerisinde bu düzenin bir parçası olarak düzene katkıda bulunmasının geldiğini vurguladı.

“Sendikalarımız sadece demokrasinin zenginliği değil, aynı zamanda tabii ki en kutsal olan emeğin de en iyi temsilcisidir” diyen Cumhurbaşkanı Gül, şöyle devam etti:

“Arzu ediyorum ki çalışma hayatı ile ilgili farklı farklı olan görüşler, görüşerek, diyalog içerisinde anlaşarak, herkes birbirinin hakkını teslim ederek çözülebilsin. Şüphesiz ki bunlar sadece konuşarak olmuyor. Yeri geldiğinde herkesin demokratik haklarını kullanması, bunları kanunlar, gelenekler çerçevesi içerisinde göstermesi de bu düzenin bir parçasıdır, ama inanıyorum ki gerek sendikalar olsun, gerekse işverenler olsun bütün meseleleri konuşarak, masa başında anlaşarak, karşılıklı saygı ve karşılıklı sahiplenme içerisinde halletmeyi daima tercih ederler. Bunun için de tabii ki emekçilerin temsilcileri olarak onların liderleri olarak sizlere ve aynı şekilde işverenlerin temsilcileri olarak da yine işveren sendikalarımıza çok görev düşmektedir.

Burada kamu ayrı bir önem arz etmektedir. Özellikle memur sendikalarımızla kamu arasındaki ilişkiler... Bu konuda işçi sendikalarımızdan geride olduğumuzu biliyoruz. Bununla ilgili daha ulaşılması gereken standartların olduğunu da biliyoruz. Ümit ederim ki bu konularda da yine konuşarak, anlaşarak Türkiye için en uygun olan noktaya hep beraber ulaşırız. Zaten imzalanmış uluslararası sözleşmeler, taahhütler var, bunlar yerine getirilir. Hiç değilse bu süre içerisinde, yine hak ve adalet çerçevesi içerisinde halledilmesini, görüşmelerin gayet açık yüreklilikle yapılmasını, sonuna kadar anlayışlı davranılmasını çok arzu ederim. Çünkü bu konulardaki rahatsızlıklar, iki kişi arasında kalmamakta veya sadece çalıştığımız yerde kalmamakta, sadece odaların içinde kalmamakta, ailelere kadar uzanmakta.”

“TÜRKİYE'NİN GÜCÜ BELLİDİR”

Çalışma hayatındaki istikrar ve düzenin önemine işaret eden Cumhurbaşkanı Gül, bunun sadece çalışılan yerle sınırlı kalmadığını, evlere, ailelere kadar uzanan, herkesi etkileyen bir mesele olduğunu ifade etti.

Türkiye'nin en önemli önceliklerinden birisinin çalışma hayatındaki istikrar ve düzen olduğuna inandığını belirten Cumhurbaşkanı Gül, bu konuda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer başta olmak üzere Hükümet'in bütün üyelerinin, sendika başkanlarının gerekli hassasiyeti göstererek, karşılıklı konuşarak konuların halledilmesini çok arzu ettiğini kaydetti. Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye'nin gücü bellidir. Bu gücün daha da güçlenmesi nihayette fertlerinin de bireylerinin de güçlenmesine yol açmaktadır. Hep beraber el birliği içerisinde bunu gerçekleştirmek zorundayız.

Ayrıca demokratik olan bir ülkede bütün sorunlar konuşularak, tartışılarak medeni bir şekilde kamuoyu önünde yeri geldiğinde görüşülerek halledilmektedir. Bu açıdan da Türkiye'de büyük bir zenginlik vardır. Daha önce belki bu kadar ifade hürriyeti söz konusu değildi. Belki bu kadar farklı farklı görüşler dile getirilememekteydi. Bugün her şeyin görüşülebildiği, konuşulabildiği ve tartışılabildiği bir ülkedeyiz. Bütün bu tartışmaların neticesinde inanıyorum ki Türkiye daima doğru yolu bulacaktır, daima güçlü yolu bulacaktır. Ve hep beraber Türkiye'yi el birliği içerisinde daha güçlü yapacağız.”

Böyle bir iftarda beraber olmanın bile çok anlamlı olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini şöyle tamamladı:
“Ailelerinize de selamlarımı ve sevgilerimi gönderiyorum. İnşallah daha nice yıllara hep beraber mutluluk içerisinde ulaşırız. Tekrar hoş geldiniz.”