BIST 9.453
DOLAR 32,59
EURO 34,80
ALTIN 2.498,62
HABER /  GÜNCEL

Kontrollü darbe diyenlere hakkımı helal etmiyorum

15 Temmuz şehidi Tevhit Akkan'ın gazi olan iki oğlundan Ferit Akkan, "kontrollü darbe" iddiasını ortaya atanlara hakkını helal etmediğini söyledi.

Abone ol

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine karşı mücadele etmek için evden çıkan Ferit, Nahit ve Emrah Akkan kardeşlerden ikisi gazi olurken, babaları Tevhit Akkan da şehit düştü.

15 Temmuz darbe girişiminde eşi şehit, çocukları da gazi olan Edebiye Akkan, darbe girişiminin ardından ailece yaşadıkları zor günleri, AA muhabirine anlattı.

Akkan, sanki şehit eşi bir gün çıkıp gelecek ve ona o günden bu yana neler olduğunu anlatacakmış gibi zamanını geçirdiğini söyledi.

Yıllarca kirada oturduklarını, eşi şehit olduktan sonra devletin desteğiyle ev aldıklarını anlatan Akkan, "Evi aldık, içine girdik ama insanın hayat arkadaşı olmadıktan sonra hiç bir şey güzel değil." dedi.

VATANA HEPİMİZİN SAHİP ÇIKMASI LAZIM

"Her şeysiz olunuyor ama vatansız olunmuyor." ifadesini kullanan Akkan, ailece vatana çok düşkün olduklarını, o gece eşinin kendisine, "Hanım kendine dikkat et. Başını eğme, dik dur." öğüdüyle evden çıktığını belirtti.

Akkan, "Eşim keşke gitmeseydi demiyorum, bu hiç aklımdan geçmiyor. Hatta Allah göstermesin öyle bir şey olursa yine bütün çoluk çocuk çıkarız, bu defa evde kimse kalmaz. Çünkü onların amacı bizi birbirimize kırdırmaktı. Ama Allah onlara o fırsatı vermedi, vermez de inşallah." diye konuştu.

Geçen bir yılda her şeyin bir şekilde düzene girdiğini belirten Akkan, duygularını, "Ama evimizin çatısı yok. Gurur duyuyorum, çünkü bana hep, 'Cennete seni ben götüreceğim' derdi. Arkadaşlarına 'Ben şehit olacağım siz kendinizi kurtarın' derdi." sözleriyle dile getirdi.

Edebiye Akkan, darbe sorumlulularına en ağır cezanın verilerek, idama mahkum edilmesini istedi.

Vatana sahip çıkılması gerektiğini ifade eden Akkan, "Her şeyi de devletten beklemeyelim. Biz de çaba gösterelim. Vatana hepimizin sahip çıkması lazım." dedi.

Akkan, "O gece bağrıma taş basarak onları geri gelmeyecekler gibi gönderdim. MİT'i bombalıyorlar dedikleri anda dizlerimin bağı çözüldü. Bunlara da durmayın gidin dediğim için hiç pişman değilim. Hem beyimi kaybettim acım vardı, oğullarım yaralıydı, beni ziyarete gelenlere, 'Onlar ölmeseydi sen de beni ziyarete gelemezdin' dedim. Laf sokmaya gelenler var ama hepsinin de hakkını veriyorum. Yine olsa yine gönderirim. Şu andan sonra kendim de dahil onlarla çıkarım. Çünkü vatan denildiği zaman gerisi boş." diye konuştu.

KONTROLLÜ DARBE DİYENLERE HAKKIMI HELAL ETMİYORUM

En büyük ağabey Ferit Akkan, o gece evden kardeşleriyle çıktıklarını, Jandarma Genel Komutanlığında tankların önünü kestikleri sırada kardeşlerinin ve babasının vurulduğunu söyledi.

Kardeşlerini ve babasını hastaneye kendisinin götürdüğünü anlatan Akkan, babasının hastanede son nefesini verdiğini belirtti. O günden sonra İstanbul'daki işini bırakarak kardeşlerine tedavi sürecinde refakatçilik yapan Akkan, kendilerine tanınan istihdam hakkıyla Milli Eğitim Bakanlığına atandığını dile getirdi.

Bazı kişilerin o gece olanları "kontrollü darbe" olarak değerlendirmesine tepki gösteren Ferit Akkan, bunu iddia edenlere hakkını helal etmediğini söyledi.

EN KÖTÜ VATAN VATANSIZLIKTAN İYİDİR

Diş teknisyeni olan gazi Nahit Akkan ise şehit evladı olmaktan dolayı gururlu ve mutlu olduğunu belirtti.

"Babamı kaybettim diye sadece o gecenin sabahı üzüldüm." diyen Akkan, asıl üzüldüğü durumun darbe girişiminden sonra insanların kendilerine yönelik bakış açısının değişmesi olduğunu aktardı.

Akkan, "Şükürler olsun devletimizden bir beklentimiz yoktu, bizi yalnız bırakmadılar. Devletin verdiği imkanlardan dolayı üzerimize gelenler çok oldu." dedi.

Kendisinin hala özel sektörde diş teknisyeni olarak çalıştığını, memuriyet hakkını ise dondurduğunu söyleyen Akkan, "Önceden de bir ekmek yiyorduk, şimdi de bir ekmek yiyoruz. En kötü vatan, vatansızlıktan iyidir. Vatanımız var, yeter." ifadesini kullandı.

BİZDEN SONRA MEYDANLARA ÇIKANLARDA ALLAH RAZI OLSUN

Gazi Emrah Akkan ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla meydana indiğini belirterek, Jandarma Genel Komutanlığı önünde tankların ateş açmasıyla vurulduğunu, abisi ve babasının da o anda yere yığıldığını anlattı.

Kalbin yanından giren kurşunun, midesini ve karaciğerini parçalayarak sırtından çıktığını ifade eden Akkan, hastanede tedaviye alındıktan dört gün sonra uyandığını, babasının vefatını ise 14 günün ardından öğrendiğini belirtti.

O günü, "Başın sağ olsun dediklerinde bir ateş düştü." sözüyle anlatan Akkan, uzun süre kendine gelemediğini söyledi.

Tedavisinin 3 ay hastanede, 8 ay evde sürdüğünü belirten Akkan, son ameliyatını da geçen ay olduğunu kaydetti.

15 Temmuz'dan sonra özellikle insanların kendilerine bakış açısının değiştiğini aktaran Akkan, duygularını şu sözlerle dile getirdi:

"Niye çıktınız bu vatanı siz mi kurtaracaktınız, dediler. Biz kurtaramazdık ki, bizim elimizde taş bile yoktu. Biz sadece orada gövde gösterisi yaptık. Bizden sonra meydanlara çıkanlardan Allah razı olsun. Biz sadece 15 dakika ayakta kalabildik. Vurulanları görmelerine rağmen yine de çıktılar. Çoğu insan kurban kesildiğinde kana dayanamıyor. O insanların paramparça naaşlarını yerde görmelerine rağmen çıkanlar, benim bulunduğum mertebeden daha üst mertebedeler. Bize gazilik verildi ama onlar benim gözümde daha üstteler."

15 Temmuz'a kadar aşçılık yaptığını aktaran Akkan, gazilere tanınan istihdam hakkından yararlanarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığına atandığını söyledi.

Devletten hiç bir taleplerinin bulunmadığını, o gece meydanlara inerken de beklentilerinin olmadığını belirten Akkan, "Kimse bir şey için çıkmadı. Bu verilenler hediye oldu. Çoğu kişi 'Şunu aldınız, bunu aldınız' dediler. Biz istemedik ki, verdiler. Belki peşine düşmüş olsaydık verilen bu hediyeleri alamazdık bile. Çok şükür, hiçbir şey istemedik. Allah devletimize zeval vermesin." dedi.