Kimse bu sırrı çözemedi
Sizler için bu haftaki yazımı 7 yıl boyunca değişik zaman dilimlerinde ziyaret edip mercek altına aldığım Şirince'nin gizemli, özellikli ve başka açılardan farklı kılan yanlarıyla paylaşıyorum.
Kimler geldi, kimler geçti? Ama kimler gelecek?
Sizler için bu haftaki yazımı 7 yıl boyunca değişik
zaman dilimlerinde ziyaret edip mercek altına aldığım Şirince'nin
gizemli, özellikli ve başka açılardan farklı kılan yanlarıyla
paylaşıyorum.
Bu yazıyı mutlaka ve mutlaka okuyun ve saklayın…
İşte tüm çarpıcı ayrıntılarıyla Şirince
Efsanesi.
Şirince’yi değişik zaman dilimlerinde dolunay vakitlerinde,sabahın
ilk ışıklarında, gün batımlarında her dolaştığımda geçmiş zaman
yaşamının efsanelerinin ve gizeminin günümüze hatta bilinmeyen
geleceğe taşındığı bir film şeridindeydim adeta.
Mürver ve zeytin ağaçlarıyla çevrili bol oksijeninden mistik
havasından Şirince tepelerinin pozitif enerjisinden etkilenmemek
mümkün değil. Rivayete göre bu köydeki pansiyonlarda konaklayan
misafirler dilek dileyerek uyuduklarında dileklerini rüyalarında
görüp gerçek yaşamda da beklemedikleri bir anda bu temennilerinin
karşılarına çıktığını şaşırarak ifade eden tekrar tekrar gelip bu
köyü ziyaret eden insanların sayısı sıklıkla çoğalmaktadır.
Tebdili kıyafet dünya çapında birçok ünlünün de sıradan bir
vatandaş gibi hiçbir protokol hizmetine müsaade etmeden kaçamak
yapıp bu köyün büyülü atmosferinde kaybolduklarını da unutmamak
gerek.
Şirince köyünün gizemi henüz çözülemedi çözüleceğe de benzemiyor.Bu
kadar ilgi,alaka ve yoğunluğu sadece yöresel meyve şaraplarıyla
köyün evleriyle bağlantılı kalabileceğini düşünmüyorum.
Amerika'da Nasa tarafından yayımlanan bir dergideki makalede 2012
Hz. İsa'nın dünyaya tekrar dönüşünün ve inişinin Meryem Ana
bağlantılı olarak Şirince köyünü işaret ettiği, Fener Rum Patriği
Bartholomeos’un da yabancı devlet başkanlarının çeşitli dinlerden
birçok etnik ve ezoterik grup ve din adamının da bu köye göstermiş
oldukları ilginin bir manası olsa gerek.
Tarihi Taş binası, şark köşesi, mahsen restoranı dokuya uygun
dekorasyonuyla Şirince'nin klasikleri arasında yer alan tarihi
Artemis Restoran ve Şarap Evi’nin şeref defterinde, bu ünlülerin
Şirince'ye gelişlerinin kanıtlarını görebilirsiniz. Hatta işletme
müdürü Nuri Türköz bu konuda Şirince misafir perverliğiyle size
Şirinceye özgü mürver şurubuyla hoş geldiniz diyecektir.
2006 yılında Şirince'ye gelen astronot gurubu ve 5 haziran 2009 da
1978 de uzaya gidenlerden astronot John Mcbrıde Usa Nasa Space
Shuttle astronot pilot mavi bir ışık gördüm uzayda kordinatlara
baktığımda aradığım noktada Şirince olduğunu tespit ettim kısmet
bugüneymiş diyerek Şirince’ye olan merak hayret ve şaşkınlığını
sözlü olarak ifade etmiştir.
Dünya sevgi birliği ve mavi ışık gurubunun şirince köyüne yoğun
ilgileri hala gizemini koruyor. Bütün bu yazdıklarımda hiç mi
gerçek payı yok diye düşünüyorum Şirince’de bir tek bulut olmayan
havada güneşin parıltısında yanarken yarım saat içerisinde
şimşeklerin çakıp yağmurların seller gibi aktığına bazı gecelerde
sayılamayacak kadar çok yıldızın
Size göz kırptığı açık hava müzesi Selçuk’un şipşirin köyü
Şirince’de kaldığınızda şahit olabilirsiniz.
5 yıldızlı oteli,denizi,eğlenceyi bir çok yerde bulabilirsiniz ama
bu köyün gizemini ömrünüzde kaç kez yaşayabilirseniz anlamak için
uzaya çıkıp astronot olmaya gerek yok bu cennet köşesi köy bizim
Şirince’miz.
Olur da bir gün Meryem Ana'nın mezarı Şirince’de bulunursa yazmadı
demeyin.
Allah’ın işine akıl sır ermez ama şirince de olacaklarda bizleri
şaşırtmamalı…
İşte gezi tadında dünden bugüne Şirince notları…
Masalın adı Şirince
Kiliseleri, yüzlerce yıllık evleri, dar sokakları, bağları,
zeytinlikleri, 2012’de Hz. İsa’yı ağırlayacağına dair
söylenceleriyle Şirince, Ege’nin tarihi kadar zengin bir cennet
parçası…
- Köyünüz nerede?
- Dağlar arasında.
- Nasıl bir yer?
- Çirkince!...
Gel zaman git zaman Şirince olmuş köyün adı. İzmir valilerinden
Kazım Dirik Paşa bu şirin köye Çirkince adını yakıştıramamış;
toplamış köylüleri. “Köyünüz pek şirin” demiş;
“Adı da Şirince olsun.”
Öyle de olmuş…
Öyle bir masal ki Şirince! Toprağının bereketiyle, hala yaşayan ve
yaşanan Rum dönemi evleriyle, bağlar, meyve ağaçları, şarabı,
daracık sokakları kadar Hz. Meryem’in gömütünün burada bulunduğu
söylencesiyle de bilinen Şirince’ye her gelişinizde ilk deferinde
duyduğunuz heyecanı yine hissedersiniz. Doğanın yaşama sunduğu
güzellik eski dönem insanlarından size ulaşmış mirasla buluşup
varsıllığı daha da zengin kılmıştır Şirince’de.
1924’te mübadele sonrasında Şirince’den göçle ayrılan Rumlar’ın
yerini Kavala. Selanik ve Provusta’dan gelen Türkler almış. Bugün
yaşları 200’e yaklın yaklaşık 185 evden oluşan ve 1986’da sit alanı
ilan edilen Şirince’nin çevresi de 1997’den bu yana koruma altında.
Birbirinden şirin Şirince Evleri kagir, çok pencereli, balkonlu ve
genelde iki katlı. Kimi evlerin saçaklarında ve pencere
pervazlarındaki motifler halen duruyor.
Şirince’ye, zeytinliklerle, bağlarla, meyve ağaçlarıyla kaplı
dağların arasında kıvrılarak yükselen asfalt bir yoldan
ulaşıyorsunuz. Araçtan indiğinizde ayak bastığınız topraklar,
çocukluğunu buralarda geçirmiş Yunan yazar Dido
Sotiriyu’nun “Benden Selam Söyle
Anadolu’ya” adlı romanında, Sabahattin
Ali’nin “Sırça Köşk” adlı eserinde
bahsettikleri yerdir. Şirinceliler’in davetkar çağrılarına
“hayır” demek zor ama önce ara sokaklara dalıp
dolaşmak gerek. Bu gezi esnasında unuttuğunuz bahçe çiçekleriyle
yeniden buluşmanın tadını duyumsamalısınız. İki dere vadisinin iki
yanındaki eğri-büğrü, inişli-çıkışlı parsellere oturtulmuş 185 evin
aralarına ve çarşı yöresine pansiyonlar, dükkanlar, elişi
tezgahları serpiştirilmiş.
Şirince duygu yüklü bir köy…
Şirince için üretilmiş söylenceler yıllar öncesinden süzülerek
bugüne kadar ulaşmış; Şirince’de yaşamış insanlar romanlara konu
olmuş; Şirince üzerine öyküler yazılmış.
Eski kaynaklarda “Dağdaki Efes” tanımlamasıyla
anılan Şirince Köyü’nün birbirinden ilginç mimari örnekleri sunan
evleri arasına sıkışmış daracık sokaklarında yürürken bir
“nostalji krizi” ne tutulduğunuzu neden sonra
anlar; çoğu yıkılmaya yüz tutmuş bu güzelim evlere bakarak iç
geçirirsiniz.
Şirince’deki iki kiliseden Aziz Yohannes’e ithaf edileni Efes
Müzesi önderliğinde Amerikalı bir vakıf tarafından restore edilmiş.
Köyün girişinde Aziz Demetrius’un adını taşıyan kilise ise harap
durumda ve ilgililerin ilgisizliğine yenik düşmek üzere.
Şirince’de hemen her şey eskiyi anımsatıyor. Antik dönemlerde ölü
küllerini koymak için kullanılan taş ya da mermer ostoteklerin
çeşme yalağı ya da bir binanın balkonunda çiçek saksısı olarak
kullanıldığını görüyorsunuz.
Şirince adı ile ilk anımsananlardan biri de meyve şarapları.
Şeftali, kayısı, mandalina, karadur, vişne, ahududu, kavun, elma,
çilek, ayva, nar ve kivi sokak tezgahlarında ya da dükkan
raflarında sergilenen şarap türlerinden bizim sayabildiklerimiz. Bu
dükkanlardan tümünde şarap tadımı serbest ancak karar vermek
zor.
Şirince’de bugünkü değişimin, hareketlenmenin nedeni turizm. Temiz
havası, üzüm bağları, zeytinlikleriyle klasik turizm anlayışı
dışında doğayla iç içe bir tatil özlemi duyanlar için Şirince ideal
bir yer ve artık turizmcilerin de ilgi odağı halinde. Köyde ilk
turizm yatırımında bulunan İstanbul kökenli Ahmet
Koçak iki eski Rum evini restore ederek 1993’te etnografya
müzesi havasında Hotel Şirince Evleri adıyla
turizmin hizmetine açmış. 1988 yılında yağmurlu bir Kasım gününde
yolunun Şirince’ye düştüğünü söylüyor Koçak. “Neden
Şirince?” diye sorduğumuzda buradaki mistik çekimden
bahsediyor Koçak. Her köşesinde Anadolu yaşam kültüründen izler
bulunan 6 odalı ve 15 yataklı, Şirince’nin bu ilk butik otelini
adresinde gezebilirsiniz.
Şirince’ye yapacağınız gezide, denizden sadece 5 km uzakta olan
Selçuk başta olmak üzere Efes, Meryemana, Priene (Güllübahçe),
Kuşadası, Milet, Klaros, Çamlık Tren Müzesi, Yedi Uyuyanlar
Mağarası ve hatta Tire ile Birgi gibi görülmeye değer ziyaret
noktaları da bulunduğunu hatırlatarak bu “şirin”
geziyi noktalayalım.
İster yazdıklarımı bir rüyada görülenlerin satırlara dökülerek
paylaşılan notlar olduğunu düşünün isterseniz de gerçek olduğunu
kararı siz verin…
Yepyeni bir tatil yazısında görüşmek dileğiyle tatil tadında
kalın.