BIST 9.723
DOLAR 32,54
EURO 34,82
ALTIN 2.443,17
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Kılıç'tan CHP'ye Libya bombardımanı

AK Parti Grup Başkanvekili Suat Kılıç, CHP ve MHP'ye sert sözlerle yüklendi, Kılıçdaroğlu'na eleştiriler yöneltti.

Abone ol

Samsun'da ilçe ve partili belediye başkanlarıyla bir araya gelen Kılıç, yaptığı konuşmada, hükümetin çalışmalarıyla, milletin gönlünü kazandığını söyledi.

AK Parti Grup Başkanvekili Suat Kılıç, hükümetin Libya'daki 25 bin Türkün tahliyesi için seferber olduğunu belirterek, gemilerle Marmaris'e gelen vatandaşların otellerde konuk edilmemesi için CHP'li belediye başkanının baskı yaptığını iddia etti.

Muhalefetin bu durumdan rahatsızlık duyduğunu belirten Kılıç, ''Sağlıkta, eğitimde, alt yapıda, üst yapıda söyleyebilecekleri bir laf yok, duble yollar konusunda laf edebileceği bir tek kelime yok. Sonuç olarak ne yapacak? Dedikodu üretecek, iftira atacak. Korku imparatorluğu yalanlarına sarılarak hükümeti yıpratacak'' dedi.

Libya'da yaşananlar karşısında 25 bin Türk vatandaşının Türkiye'ye gelmek üzere havaalanı ve limanlara akın ettiğini vurgulayan Kılıç, şunları kaydetti:

''Libya'daki istikrarsızlık nedeniyle yaşanan olaylar karşısında Türkiye'nin hükümeti 25 bin vatandaşı için seferber oldu. Tahliyesi gerçekleştirilenlerin sayısı dün gece itibariyle 10 binin üzerinde. Gemiler, uçaklar, karayolu ulaşım araçları seferber. Türkiye'yi dünya ayakta alkışlıyor. Öyle ki Türk uçak ve gemileri, İngiliz, Fransız, Amerikan vatandaşlarını da alarak Türkiye'ye getiriyor, buradan onları tekrar kendi ülkelerine iade ediyoruz. İngiltere'de hükümet, ağır eleştirilere maruz kalıyor. Türkiye, bu büyük kurtarma operasyonunu yaparken İngiliz hükümetinin harekete geçemediği için.''

CHP'Lİ BELEDİYELER KONUKLARI ALMAYIN BASKISI YAPTI

Marmaris'in CHP'li belediye başkanının Libya'dan getirilen vatandaşların otellere konuk edilmemesi konusunda baskılar uyguladığını da öne süren Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Şuna bakınız ki gemiler Marmaris'e geliyor, gelen gemilerden vatandaşlarımız karaya iniyor, otellere yerleşmeleri lazım. Marmaris'in CHP'li belediye başkanı otellere gemilerle gelenleri konuk etmeyin baskısı yapıyor ve vatandaşlarımızın geldiği yerde bir tek CHP yetkilisi yok. Ama Kılıçdaroğlu 'Hani Mübarek'e meydan okumuştun, Kaddafi'ye de meydan okusana' diye Ankara'dan bağırıyor. İşte bunların devlet idaresinden anladığı budur. 25 bin vatandaşımız var orada, istikrarsızlık, her türlü provokasyonun yaşanma ihtimali var ama Kemal Bey sağ olsun, bunu bile iç siyaset malzemesi haline getirebiliyor. ''Meydan oku'' diyor. Oradaki Türklerin sağlığını sıhhatini, esenliğini, güvenli bir şekilde Türkiye'ye eriştirmeyi hiç bir şekilde hesaba katmıyor. Bu zihniyetin devlet idare edebilmesi mümkün değildir. Bunlar dış politikayı da, iç politikayı da, hukuku da, siyaseti de bilmezler. Türkiye adına da bu durum inanın talihsizliktir.''

''DENENMİŞİ BU MİLLET BİR DAHA NİYE DENESİN''
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin ''Bizi bir sefer deneyin, beğenmezseniz ensemize şamarı yapıştırın gönderin'' sözlerini de değerlendiren Kılıç, konuşmasına şöyle devam etti:

''Millet 1999-2002 arasında bunları zaten denedi. 3 Kasım 2002'de de ensenize şamarı yapıştırıp gönderdi. Denenmişi bu millet bir daha niye denesin? CHP'nin de MHP'nin de iktidar olmak için hevesi kabarıyor. Çünkü bakıyorlar ki AK Parti hükümeti IMF'ye olan borçları ödemiş, Merkez Bankası döviz rezervlerini 26 milyar dolardan 90 milyar dolara eriştirmiş. Türkiye'nin toplam milli gelirini 230 milyar dolardan 750 milyar dolara tırmandırmış, kasalar para dolu, milli gelir hayli yüksek, faizler ve enflasyon dipte. Böyle bir memlekette herkes iktidar olmak ister. Kılıçdaroğlu atıyor ya herkese bin lira maaş, yoksula maaş, oraya para, buraya para... Bol keseden vadediyor. Nereden bulacaksın dedikleri zaman ''Benim adım Kemal ben bulurum'' diyor.

Kılıçdaroğlu, bol keseden atarken, güvendiği bir yer var o da Recep Tayyip Erdoğan hükümeti. Bu ülkede bu kaynağı tepe tepe kullanırım diye bunun hesabını yaptı ama vatandaşın kendisine sorduğu bir soru var henüz cevabını veremedi, adı Kemal, parayı bulacaksın tamam ama SSK'yı batırırken niye parayı bulamadın? O zaman adın Kemal değil miydi? Ali Kemal miydin o zaman? Bunun hesabı maalesef ortada yok.''

Seçime gidilirken çok şey işitilebileceğini de belirten Kılıç, ''Hiç kulak asmayın, hiç meşgul olup takılmayın. Milletin gönlü, milletin oyu bizimle birliktedir. Milletin inançlarına aykırı düşen, milletin değerlerine saygı göstermeyen, milletin hissiyatıyla örtüşmeyen CHP Siyaseti de MHP siyaseti de 12 Haziran 2011 tarihinde bir kez daha temelden sarsılacaktır ve hatta bu 2 partiden en az biri belkide sandıktan millet tarafından tasfiye edilecektir'' dedi.

''CHP MİLLİ ŞEF DÖNEMİNİN HESABINI VERMEDİKÇE...''
Türkiye'nin AK Parti'ye ihtiyacının olduğunu ifade eden Kılıç, konuşmasını şöyle tamamladı:

''Anamuhalefet partisi genel başkanının ''Ergenekon'un adresini verin gidip oraya üye olacağım'' dediği bir ülkede o ülkenin ve o ülke halkının AK Parti'ye gerçekten büyük bir ihtiyacı vardır. Adresi gösterdik. Gidip üye olabilmiş değil. Ergenekon'un adresini arıyorsan Türkiye'deki faili meçhullere bakacaksın dedik. Sivas'ta, Maraş'ta, Çorum'da yaşanan kardeş katliamlarına bakacaksın dedik, Başbağlar'a bakacaksın dedik, yer altından çıkan silahlara, el bombalarına bakacaksın dedik, ama adresi bulamadı. Yasadışı güçlerle yargılanan isimlerle kolkola girenlerin hukuk namına, demokrasi namına, hukukun üstünlüğü adına bize söyleyecek tek cümlesi olamaz.

Kendi tek parti dönemlerindeki kirleri, karanlıkları temizleyemeyen, kirli dolapları açığa çıkaramayan, kirli çamaşırlarını ortaya dökmeyen bir zihniyetin AK Parti'ye hukuk, demokrasi, özgürlükler adına söyleyebileceği hiç bir şey olamaz. Bugün CHP, milli şef döneminin hesabını vermedikçe AK Parti'ye söyleyecek tek tutarlı eleştirileri yoktur ve olamaz. 80 kişilik parti meclisini yönetemeyen, 100 kişilik Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki milletvekili grubunu yönetemeyen bir Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Türk dış politikasını, Türkiye'nin ekonomisini yönetebilmesi mümkün değildir. Birbirinin kuyusunu kazmaktan Türkiye'nin sorunlarıyla boğuşmaya zaman bulamazlar. Bu enerjiyi üretemezler. Bugün parti içinde birbirinin kuyusunu kazanlar, yarın Türkiye'de iktidar koltuğuna oturacak olsalar Allah korusun milletin kuyusunu kazmaktan başka işleri olmaz. O nedenle de Allah nasip etmiyor. Millette onlara bu vekaleti vermiyor.''