BIST 9.645
DOLAR 32,57
EURO 34,70
ALTIN 2.417,74
HABER /  POLİTİKA  /  CHP

Kılıçdaroğlu başka bir hikaye anlattı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisindeki İhsanoğlu krizini ve Başbakan Erdoğan'ın anlattığı bilezik hikayesini yorumladı.

Abone ol

Başbakan Erdoğan'ın anlattığı bilezik hikayesinin uydurma olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, "Onun yerine oğlunun evindeki 30 milyon Avro’nun hikâyesini anlatsa çok daha etkileyici olurdu." dedi. 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "CHP tabanında Cumhurbaşkanlığı seçimleri konusunda hiç kafa karışıklığı yok" diyerek İhsanoğlu'na kazan kaldıran Emine Ülker Tarhan'a cevap verdi.

5 partinin Ekmeleddin İhsanoğlu için ortak deklarasyon yayınladığı toplantı sonrası Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet si Ankara temsilcisi Utku Çakırözer'e konuştu.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın adaylık toplantısında yaptığı konuşmayı böyle değerlendirdi:

BİLEZİK HİKAYESİ UYDURMA
"Öncelikle anayasada öngörülen tarafsızlık ilkesine uyan bir aday konuşması değildi. İkinci olarak orada geçmişinden söz ederken bir öykü anlattı. Küçük bir kız çocuğunun getirdiği iki bileziğin öyküsü. O öykü gerçek değil. Çünkü Erdoğan’ın mal varlığı kendi seçimini finanse edemeyip, iki bileziğe muhtaç kalacak küçüklükte değil. Uydurma bir öykü. Bir öykünün arkasına saklanarak, ‘halka yakın’ imajı vermek istiyor. Herkes bu gerçeği çok iyi bilmeli. Onun yerine oğlunun evindeki 30 milyon Avro’nun hikâyesini anlatsa çok daha etkileyici olurdu. Profesyonel kurgucuların hazırladığı, Erdoğan’a verdikleri bir metin. O da bu metni okudu. Kime yarar bu hikâye? Ağlama konusunda profesyonel olan Bülent Arınç’a yarar. Zaten gerekli etkiyi de göstermiş. Ama biz Arınç’ın 30 milyon Avro için de ağzından en azından birkaç kelime çıkmasını beklerdik."

Kılıçdaroğlu, CHP'de İhsanoğlu'nun adaylığından rahatsız olan vekillere ve partililer mesaj verdi. Yazar Çakırözer, CHP liderinin konuyla ilgili açıklamalarını köşesinde aktardı:

CHP'DE KAFA KARIŞIKLIĞI YOK
"CHP Lideri Kılıçdaroğlu’na ortak aday Ekmeleddin İhsanoğlu’na yönelik parti içinden gelen tepkileri ve Emine Ülker Tarhan’ın isminin alternatif aday olarak çıkmasını da sorduk. Kılıçdaroğlu, “CHP tabanında Cumhurbaşkanlığı seçimleri konusunda hiç kafa karışıklığı yok” dedi. Kılıçdaroğlu’na, diğer 4 parti lideri ile birlikte İhsanoğlu’nu destekledikleri bildirinin sloganından yola çıkarak ‘Büyük Uzlaşma’nın tutup tutmayacağını’ da sorduk. CHP liderinin yanıtı şu oldu: “Bu büyük uzlaşının sandıkta sonuç vermesini istiyoruz. Buna inanıyoruz. 10 Ağustos’ta sandığa gidenler ellerini vicdanlarına koyup oy kullanacaklar. Cumhurbaşkanlığı makamında dürüst birini mi görmek istiyorlar? Saygın birini mi, geçmişi temiz olanı mı, inançlı birisini mi halkına yalan söylemeyen bir ismi mi? Bunlara bakıp oylarını kullanacaklar. Biz özellikle parti kimliği öne çıkmış bir insanı aday göstermedik. Anayasada Cumhurbaşkanı’nın tarafsızlığı söz konusu. Oraya çıkan namus ve şerefi üzerine yemin etmek zorunda. O yüzden gerçekten tarafsız bir ismin oraya çıkması lazım.” 

İŞTE ERDOĞAN'IN ANLATTIĞI BİLEZİK HİKAYESİ

Başbakan Erdoğan, ATO Kongre Merkezi'nde cumhurbaşkanlığı adaylığının açıklandığı toplantıda günlerce konuşulan o hikayesi böyle anlatmıştı:

"Birileri, günler öncesinde zaferlerini ilan ederken, biz Allah'ın takdirine inanıyor, milletin takdirinin farklı olduğunu hissediyor, hiç hız kesmeden koşturuyorduk. İstanbul'un yoksul mahallelerinden birindeydik, kalabalığın içinden 7-8 yaşlarında bir kız çocuğu, yanıma geldi. Elinde bir şey vardı, elini uzattı, elini tuttum, 'bunları annem gönderdi' dedi. 'Annem, seçildikten sonra sakın bizi unutmasın' dedi. İki tane bileziği elime tutuşturdu. Daha ne olduğunu anlayamadan kendisi de o ince bileğindeki oyuncak bileziğini çıkardı, onu da elime tutuşturdu. Ben daha bir şey söyleyemedim, bayağı uzak kalabalığın içinde kaybolup gitti. O bilezikler İstanbul'da Büyükşehir Belediye Başkanlığı makamında hep karşımda oldu. Ben asıl o gözleri unutamadım. Aradan 20 yıl geçti, 7-8 yaşlarındaki o çocuğun gözlerindeki parıltıyı, heyacanı unutamadım. Pınarhisar Cezaevinde yatarken karşımda hep o çocuğun bakışları vardı ve o elime tutuşturduğu, annesinin gönderdiği iki bilezikle, bileğinden çıkardığı oyuncak bilezik… AK Parti'yi kurarken gözümün önünde o çocuğun gözleri vardı. Ankara'da Başbakanlık görevini yüklenirken karşımda hep o masum gözler vardı, attığım her imzada o gözler, karşımdaydı. Gece yorgun başımı yastığa koyarken, sabah uyanınca o masum çocuğun gözlerindeki heyecan, o umut, parıltı, o beklenti hep karşımdaydı. Ne o gözleri ne de o gözlerin küçük sahibinin verdiği mesajı bir an olsun aklımdan çıkarmadım. Annesi, 'seçildikten sonra bizi unutmasın' demişti ya… Allahıma hamd olsun, o büyük emaneti, büyük mesajı hiçbir zaman unutmadık, unutmadım."