Kefeni elinde yiğit bir adam!..
Bakan Soylu’yu en güzel şu söz anlatır; Ya Allah'a baş eğer hiç kimseye eğmezsin, ya da herkese baş eğer hiçbir şeye değmezsin…
Ne diyordu büyük üstat Necip Fazıl;
Ya Allah'a baş eğer hiç kimseye eğmezsin, ya da herkese baş eğer hiçbir şeye değmezsin…
Türkiye’nin rotası işte bu söz!
Allah’tan başka kimseye boyun eğmeyeceğini bütün dünyaya gösteren bir büyük milli irade bugün adeta ders veriyor.
Gezi ile denediler tutmadı…
17-25 Aralık kumpası işlemedi…
Darbe ile yıkamadılar…
Teröre sarıldılar olmadı...
Ekonomi ile yıkamayacaklarını anladılar…
İşi suikastlara kadar getirdiler!
Başaramayacaklar…
Çünkü;
Türkiye eski Türkiye, Millet eski millet değil!
Uyanış var!..
Büyüyen, gelişen, kendi ayakları üzerinde duran bir Türkiye’ye tahammülleri olmayan iç ve dış mihraklar, millet iradesi karşısında çılgına dönmeye devam edecek…
Hangi hainliği yaparsa yapsınlar nafile çabalar olduğunu görmeye devam edecekler…
Çünkü bu büyük milletin Malazgirt’ten Çanakkale’ye kadar şanlı tarihine baktığımız zaman Allah’ın elinin en zor anlarında hep üzerimizde olduğu gerçeği yine yaşanıyor...
Çünkü kimsesizlerin kimsesi, mazlumların sesi olmanın dualar karşılığı bu!
Tıpkı başaramadıkları 15 Temmuz darbe girişimi gibi!
Şehit cenazelerinde “Şehitler ölmez, vatan bölünmez. Ya Allah Bismillah Allahu Ekber” diye haykıran bir milleti teslim almak mümkün mü?
Devlet-Millet hiç olmadığı kadar bugün el ele vermiş durumda. Bu kadar şehide, bu kadar terör olaylarına rağmen ülkeyi yönetenlere karşı ortada en küçük tepki yoksa bunun nedeni devlete duyulan güvenden başka ne olabilir ki?
***
İşte İçişleri Bakanı Süleyman Soylu..
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onu İçişleri Bakanı yapmasının ne kadar doğru bir karar olduğunu belgeliyor..
Çünkü İçişleri Bakanlığı koltuğunda milli duruş olarak tarih yazıyor…
Sadece konuşmuyor…
Konuştuklarını hayata geçiriyor…
Bir ‘Milli’ İçişleri Bakanı nasıl olurun dersini veriyor..
Trabzon’dan milletvekili adayı olduğu ilk günlerde halkla buluşurken “Beni tanıdıkça seveceksiniz?” sözlerini hatırlıyorum şimdi...
Dediği gibi!..
Milletin tanıdıkça sevdiği, sevdikçe güven duyduğu, güven duydukça bağrına bastığı, kendini önce Allah'a sonra millete emanet eden bir Bakan gerçeğini yaşıyor Türkiye…
Milletin aradığı bakan bulundu açıkçası...
Bugün hangi siyasi görüşten olursa olsun bütün milletin destek verdiği, arkasında durduğu bir Bakan ülkenin asayişi için büyük bir mücadele veriyor..
Kefeni elinde yiğit bir adam..
Doğu ve Güneydoğu’da bu kadar bölücü siyasetçiyi, millet vekilini, belediye başkanını görevden almak, ceza evine göndermek sonrada o bölgelere gidip kahvehanelere halkla oturup çay içmek,dertleşmek sokaklarda dolaşıp dertleşmek kolay mı?
Hem devlet adamlığı hemde yiğitlik işte bu...
Laf yok icraat var...
Dedim ya kendini önce Allaha sonrada milletine emanet ederek, terörün, teröristlerin üzerine kefeni elinde giden bir duruş bu...
Söyleyeceğim şu ki..
Türkiye Cumhuriyeti millet iradesinin sözde değil özde sesi olan bir İçişleri Bakanı ile buluşarak yolunda yürüyor..
Akyazı Stadı’nın açılışında konuşma yapmak için kürsüye çıktığında bütün stadın aslında bütün Türkiye’ nin sesi olarak “Türkiye ve Trabzon seninle gurur duyuyor” şeklindeki sloganları, işte onun “Beni tanıdıkça seveceksiniz” sözlerini hatırlatıyordu.
Doğru adam...
Mert adam...
Yürekli adam...
***
Onunla;
Vatana ihanet eden, terör örgütünün sesi olan siyasiler, belediye başkanları onun dik duruşu ve iradesi ile ceza evine postalanıyor..
Şehit aileleri onun lafta kalmayan icraata dönüşen açıklamaları ile “Şehidimiz artık mekanlarında huzur içinde yatıyor” diye huzur buluyor..
Tek vatan, tek bayrak, tek millet, tek devlet duruşu bir İçişleri Bakanı ile ilk kez böylesine bütünleşirken “Helal olsun ” dedirtiyor..
Polisi, askeri, jandarması, korucusu bütün güvenlik güçleri ile abi kardeş gibi diyalog kurup onları bağrına basarak büyük moral, ülke üzerinde emelleri olanlara ise büyük korku veriyor..
“Söz konusu vatansa gerisi teferruattır” diyen en yürekli İçişleri Bakanlığı onunla tarih yazıyor...
Onunla ‘Ya devlet başa ya kuzgun leşe’ sözü öylesine bütünleşiyor ki Türkiye Cumhuriyeti, tarihinin en başarılı İçişleri Bakanı gerçeği Allah'ın huzurunda milletinden hayır duası alıyor..
***
Soylu’ yu yakından tanıyanlar iyi biliyor..
Yüzde yüz millidir..
Yüzde yüz demokrattır..
‘Yeter söz milletin’ diyerek büyüyen yürektir...
Gece bakanlığının lambalarının 2’lere 3’lere kadar yandığını gördüğünüz, görev yaptığı her işin hakkını sonuna kadar vermek için günde 2-3 saat uyumayı göze alan, sabah namazı ile ‘Bismillah’ diyerek kolları sıvayan bir bakan Soylu..
Ne diyordu ;
Devletin gücünü anlamayanlara gerekli cevabı vereceğiz. Gereken neyse sonuna kadar gideceğiz…
Ne yaptı?
Maaşı devletten emri FETÖ’den alanlar gibi maaşı devletten emri Kandil’den alanlar da onunla birlikte devletten temizlenmeye devam ediyor…
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir İçişleri Bakanı sahaya inerek gözünü budaktan sakınmayacağını gösterirken, her şehit cenazesinde kardeşini kaybetmiş gibi yüreği parçalanıyor, gözleri buğulanıyor, boğazları düğümleniyor..
***
Ve Soylu ’ya bakarken Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı görmemekte mümkün değil..
Erdoğan’ ın izinde bir adam!
Gönlüde , beyni de reis ile birlikte!...
Zaten AK Parti’ye katılmasının nedeni de işte bu. Parti rozetini takarken “Erdoğan’ ın yol arkadaşı olmak benim için en büyük şereftir” diyordu…
Şu bir gerçek ki;
Erdoğan varsa o var…
“Soylu devletlerin Soylu evlatları olur” sözünün hakkını veren milletin adamı onlar..
Türk milleti Erdoğan gibi onu da tanıdıkça daha çok sevecek…
Bakan Soylu her zaman örnek aldığı Yavuz Sultan Selim’in şu güzel sözünü hiç unutmaz..
Ne diyor Yavuz;
Cesaret insanı zafere, kararsızlık tehlikeye, korkaklık ise ölüme getirir...
İşte vatan,millet,bayrak uğruna kendini Allah'a emanet ederek kefeni elinde yürüyen Soylu’ nun İçişleri Bakanlığındaki duruşu da Yavuz'un bu sözü ile gün yüzüne çıkıyor..
Türk Milletin bir evladı olarak Sayın Bakan ile gurur duyduğumu belirtmeden de yazımı noktalamak istemiyorum..
Allah yar ve yardımcısı olsun...