BIST 9.140
DOLAR 32,39
EURO 35,05
ALTIN 2.326,93

“Kararsızlar” İçin Bir Tutam Darbukatör!

Hz. İbrahim kıssasında bildiğimiz üzere kendisine dahi yararı olmayan putlara iman etmek hem deliliğin hem de Ebu Cehilliğin (cehaletin babası) ispatıdır.

Referandum oylamasına giderek yaklaşıyoruz.

Siyasi partiler canhıraş bir şekilde teşkilatlarını örgütlüyor ve saha çalışmaları için kendilerini bileyliyorlar.

“Kararsızlar” için ya da “hayır” diyecekler için veyahut “evet” diyecekler için ikna ses ve sözcükleri türetmeye çalışıyorlar.

Daha önceki yazılarımda da belirtmiştim mesele takımının galebe çalması adına uygulanabilir taktikler ile sahaya çıkmak olmamalı.

Hangi saik ve argümanlarla olursa olsun hedeflenen sonuç devletimizin bekası olsun.

Ve bunun için de naçizane yazılarımda araştırma yapılması gerektiğinin elzemini tembihlemiştim.

Şimdi müsaade ederseniz bu sürecin ardından şunu belirteyim ki; devletin maslahatı adına bir vatandaş olarak atılacak en akıllı adım sonucunda ki karar “evet” olmalıdır.

Bunun nedenlerini ya da kesinlikle vücut bulması adına inşa edilecek bütün materyalleri tarihsel, siyasi ve inanç gereği olarak net bir zemin üzerinde ispatlayabiliriz.

Ama ben bu gayret içerisine girmeyeceğim zira mefsedet zincirinin boğumlarına takılmışlara yönelik gayretin daha erdemli olacağına inanıyorum.

Millet olarak bizler ecdadı ile övünebilen insanlarız.

Övünmüş olduğu ecdadına yönelik kem sözler ya da fiziki girişimlere şecaat ile karşı durduğumuzu 15 Temmuz gecesi içerdekilere de dışarıdakilere de gösterdik.

Dışarıdakilere yönelik söylenmesi gerekenleri söyleyenler ya da eylem içerisinde hadlerini bildirip susturanlar var çok şükür.

İçeridekilere yönelik birkaç kelam etmenin doğru olduğunu ve referandum öncesi kendi fikri ile değil de puta tapanların ya da gayri ahlaki kimliğe sahip olanların fikirleri ile adım atacaklara “doğru” yönlendirmenin yapılması gerektiğini düşünüyorum.

“Kararsız” olma aslında tereddüt çemberinde hapsolmaktır. Öncelikle bu kişileri tereddütten uzaklaştırmak lazım.

Tereddüt noktasında ısrarcı olmak ise fikirlerde düzensizliği ve istikrarsızlığı doğurur bunu da unutmayalım.

Tereddüt ne yapacağını bilemeyen insanların telaşıdır. Gelin birlikte küçük bir örnekle bu telaştan kurtulalım.

Millet olarak yürekli ve inançlı insanlarız. İnanç, gönülden bağlı bulunma demektir.

İnandığımız rabbimize ortak koşmamak, şirk içerisinde yarışa girmeden iman ettiğimiz değerlerimizi sertac etmektir.

Sertac ettiğimiz dini değerlerimizi vatan değerlerimizle süslemektir.

Bütün dünyayı dize getiren övündüğümüz ecdadımız bu değerleri her daim öncelikli tutarak arzulanan başarılara kavuşmuşlardır.

Hz. İbrahim kıssasında bildiğimiz üzere kendisine dahi yararı olmayan putlara iman etmek hem deliliğin hem de Ebu Cehilliğin (cehaletin babası) ispatıdır.

Delilik ve cehalete bir de ahlaksızlığı eklerseniz sizce ne olur?

Cevabı çok rahat verdiniz değil mi?

Kulübesinde çıkan yangının saiki olarak hem kapı önünde mevcut üç beş tahta parçasının yandığını, yani küçük bir olay olduğunu söyleyecek hem de Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın büstünün kapı önünde olmasından ötürü kulübesinin yanmasını engellediğini söyleyecek.

Güldüğünüzü duyar gibiyim..

Devletin kurucusuna, büstüne anlam yükleyerek putlaştırarak aynı zamanda hakaret de etmiş olacak.

Cezalandırarak dayak atmak arzusu ile Atatürkçülüğü sopa olarak kullanacak ama öncesinde ise putlaştıracak!

Devletin kurucusuna dahi ihanet etmiş olacak!

Bu cenahın ecdadımıza yönelik hakaretleri  zaten ayyuka çıkmış durumda.

Biriktirmiş oldukları kin ve öfkeleri bir bayana bile ahlak sınırlarını aşmalarına neden oluyor.

Bu konuyu hiç yazmayı düşünmüyordum lakin kulübe yangını sonrası, toplanarak sarf etmiş oldukları söylemler referandum öncesi “kararsızlara” yönelik işaret olsun diye kaleme aldım.

“Kararsızlar” sadece bu olaya istinaden bile kararlarını “evet” olarak belirleyebilirler.

Zira “hayır” diye çığıran bu insanların cehaleti, inançları ve ahlakları bile tereddüt telaşından kurtarır insanı.