BIST 9.794
DOLAR 32,50
EURO 34,94
ALTIN 2.427,76

Kadının adı bir var bir yok..!

Bu ülkede kadınların elde ettiği her başarı beni gururlandırır, mutlu eder.

Bu ülkede kadınların elde ettiği her başarı beni gururlandırır, mutlu eder.

İstisnaları saymazsak, genel olarak kadının yerinin evi olduğu düşüncesine sahip ve ev işleri dışında başka işlerle uğraşmasının hoş görülmediği bir toplum olmamızdan mütevellit, kadınla ilgili başarı hikayeleri gerçekten çok önemli..

Evet, Çağla Büyükakçay’a getireceğim lafı. Futboldan başka spor dallarıyla pek içli dışlı olmayan toplumlar için özellikle güzel bir gelişme. Çağla, teniste çok güzel bir derece aldı. WTA (Profesyonel Kadın Tenis Birliği) organizasyonunda şampiyonluk kazanan ilk Türk tenisçi oldu. Bizi onurlandırdı.

Bu arada WTA denilen oluşumun temelleri çok anlamlı bir olaya dayanıyor. Ona da değinmeden geçemeyeceğim, zira bir kadının azmi söz konusu..

1970’de efsanevi isim Billie Jean King, İtalya Açık Turnuvası’nı kazandı ve 600 dolarlık bir ödül aldı. Aynı turnuvada birinci olan erkek tenisçi ise 3500 dolar aldı. Bu nahoş ve seksist yaklaşıma tepki olarak Billie Jean, 9 önemli kadın tenisçiyi de arkasına alarak profesyonel bir tenis birliği kurma girişimini başlattı. İşte WTA, bu oluşumun eseri.. Bu arada kadın-erkek para ödülü de eşitlendi tabi.

Kadın azminin çok önemli bir örneği olan WTA’da elde ettiğin bu başarı ve ülkemize verdiğin onur için sonsuz teşekkürler Çağla!

Başarıların daim olsun!

KADIN KATLİ HIZ KESMEDEN DEVAM..

Bir yandan bir kadının başarısına sevinirken, diğer taraftan başka kadınların ölümüyle kahrolduk yine.

İzmir-Seferihisar’da 2 çocuk annesi Simge Alay, kocası tarafından öldürüldü.

Ankara’da 2 çocuk annesi İlknur Yeşilsoy, 8 ay önce boşandığı kocası tarafından katledildi.

Türkiye’de bu yılın ilk 3 ayında toplam 95 kadın öldürüldü.. Martta 31 kadın.. Yani her gün bir kadın öldürüldü demek bu..

Boşanmak istemek elbette temenni edilmeyen bir durum.. Ama dünyanın sonu da değil. Boşanmak isteyen her kadına, sahip olunan bir eşya muamelesi yaparak onun hayatı üzerinde hak iddia etmek ve hatta kadın söz dinlemiyorsa canını almak nasıl bir cahillik ve hadsizliktir, anlamak mümkün değil.. Tek bir gün bile eksik olmuyor kadın cinayeti haberleri..

Bu şekilde her gün en az 1 kadının katlediliyor olduğu bir toplumun psikolojik destek alması şart.. Bir iletişimbilimci olarak daha önce her aile için psikoloğa gitmeyi zorunlu hale getirmenin öneminden ve bunun artık bir zaruriyet olduğundan bahsetmiştim. Yine aynı şeyi söylüyorum.. Ama benim ülkemin insanı ‘ben deli miyim psikoloğa gideyim?’ düzleminde hala.. Bu yüzden işler daha da zor. O algıyı yıkmak lazım önce..

Tüm bunlar, bu konuda alınacak yollar, evrilme süreci, en sonunda bir şeylerin değişmesi ve sonuçların görülmesi en iyi ihtimalle 2 nesil sonrası mümkün olabilir ancak. Yani değişim gerçekleşse de biz ne yazık ki göremeyeceğiz..

Ama en azından bir yerlerden başlayabiliriz. Ki en azından gelecek nesiller daha özgür olabilsin, kadınlar öldürülme korkusu olmadan özgürce kararlarını verebilsin ve kendi yollarını çizebilsinler..