BIST 9.645
DOLAR 32,55
EURO 34,89
ALTIN 2.432,59

İTÜ’de Seçime Doğru; Prof.Dr. M.Sabri Çelik’in mesajı…

İTÜ’de herkes söyleyeceğini söyledi. Bakalım ne olacak?

 

Rektör seçimleri bayram sonrası hız kazanacak. 12 Temmuz’da mensubu olduğum İTÜ’de de  seçim yapılacak.   11 Temmuz’da bitecek tatilin ertesi günü, öğretim üyeleri sandık diyecekler. O nedenle adaylar son sözlerini söylüyorlar. Biz, adaylarımızın  gönderilerini yayınlamaya devam ediyoruz...

 İTÜ Rektör adayı Prof.Dr. .M.Sabri Çelik’in mesajı;

Değerli Meslektaşım Yrd. Doç.  Dr. Göktan Ay,

Yönetim anlayışında aranması gereken en temel unsur, yapılan her işin adalet, başarı ve hakkaniyet çerçevesinde gerçekleştirilmesidir. Aksi takdirde kayırmacı ve çatışma ortamı doğacaktır. Sizlere sunulan tüm seçim vaatlerini ülkemizin ve üniversitemizin gerçeklerini göz önüne alarak değerlendirmemiz gerekir.

Görev yaptığım her düzeyde olduğu gibi, bu süreçte de en başından beri başarıya endeksli adil bir yönetim tarzı ve idari sosyal hakların dağıtımından yana fikir beyan ettim ve savundum. Bununla ilgili kuralların kurumsallaştırılması için çalışacağımı seçim beyannamemde de belirttim. Unutulmamalıdır ki; Kuralsız yapılacak işlerde daima hüzün ve pişmanlık olacaktır.

Seçim sürecinin sonuna yaklaşıyoruz. Bu süreç içinde sizlerle gerçekleştirdiğim toplu veya birebir görüşmelerimde, bireysel veya yönetimde görev yaparken dikkatlerden kaçan ancak üniversitemizdeki huzuru tesis edecek temel noktaları da görme imkânı buldum. Rektör olarak göreve geldiğimde, üniversitemiz adına yapmak istediklerimi sizlerle temel başlıklar altında tekrar paylaşmak ve hatırlatmak istiyorum. 1.YÖNETİM ve SOSYAL YAŞAM

Yüksek öğretimde idealize edilen "Katılımcı ve Paylaşımcı Bir Üniversite" yapılanması için, kaybedilen “kaynaşma ve aidiyet kültürünü” hep birlikte yeniden inşa edeceğimize inancım tamdır. Fakülte sunumlarında detaylı olarak bahsettiğim geniş katılımlı "Ortak Akıl Komisyonlarımız" en temel danışma kurullarımız olacaktır. Rektörlük makamını,"sorun dinleyen" değil, "çözüm üreten" bir yönetim anlayışı ile hızlı, adil, ötekileştirmeyen, kaynaşmacı ve katılımcı hizmet veren hale getireceğiz.

a.Kreş ve Okul sorunu; Kreşlerde çocukların çıkış ve teslim saatlerinde personelimizin mesai saati dikkate alınarak düzenleme yapılacaktır. Etüt saati uygulaması sağlanacaktır.

b.Rektörlük İTÜ-GV Okullarının yönetiminde söz sahibi olacak, İTÜ mensuplarının çocukları için en az % 50 kontenjan ayrılması sağlanacaktır.

c.Tüm İTÜ sosyal tesisleri akademik personelimizin vakitlerini nezih bir ortamda geçirebilecekleri şekilde ayarlanacak ve hizmete sunulacaktır.

d.Kilyos’taki 30 dönümlük arazimiz İTÜ mensuplarının kullanımına açılacaktır.

e.Eski lojmanlarkademeli olarak yıkılarak yerlerine yenileri inşa edilecektir...

f.Mediko'da mutlaka Dahiliyeve Çocuk Hastalıkları Uzman hekimi çalıştırılacaktır. Diş ünitesi sayısı artırılacak ve iyileştirmeler yapılacaktır.

g.Spor salonlarımızın fiziki koşulları iyileştirilecektir. Akademik personelimiz spor tesislerinden "ücretsiz"yararlanacaktır.

h.kampüste acil ve temel ihtiyaç haricinde yeni bina yapılmayacaktır.

İDARİ SOSYAL HAKLAR

Atama/yükseltme ölçütleri fakülte ve bölümlere bağlı olarak öğretim üyelerinin lehine yeniden düzenlenecektir. Kadro şartlarını sağladığı halde uzun süredir beklemede olan akademisyenlerimizin kadroları tahsis edilecektir. Üniversitemizin akademisyenleri ile kurumsal aidiyet çerçevesinde gecikmeler telafi edilerek “kadro barışı”sağlanacaktır.

Dekan, Enstitü müdürü ve okul müdürlerinin atamalarında fakülte eğilim yoklaması ile birlikte kaynaşma kültürü, ar-ge örgütlenmesi, eğitim ve idari yapılanmadaki taahhütlere göre başarıya dayalı bir sistem uygulanacak ve “idari yapılanma ortak akıl komisyonunun” aday sıralaması dikkate alınacaktır.  

"Kaliteli Sürdürülebilir Eğitim" ve "kurumun geleceğini" de kurgulayacak temel politikalarımız çerçevesinde genç akademisyenlerin daha aktif kılınması teşvik edilecektir.

SEVGİ VE SAYGIYA DAYALI AKADEMİK ÇALIŞMA

Üniversitelerde üniversite-sanayi işbirliği ve özellikle Teknokentler aracılığı ile bilginin sanayileşmesinin hızlanması istenmektedir. Bu anlayışla, Teknokent firmalarının üniversitemizin organik ve fiziki altyapısı ile bütünleşmesi sağlanacaktır. Farklı disiplinlerden akademisyenlerin geniş katılımı sağlanarak Teknokent ve endüstri ile "Stratejik Araştırma Üsleri" oluşturulacaktır. Sadece bu düzenleme bile üniversitemize hem maddi hem de teknolojik anlamda ciddi bir ivme sağlayacaktır.

Ancak tüm bunları gerçekleştirirken üniversitemizde sevgi ve saygıya dayalı bir kaynaşma kültürü ve aidiyet bilinci tesis edilmeden, yapılacak her türlü projenin ve üretim faaliyetinin verimli olamayacağına inanıyorum. “Ben yerine Biz” olmayı kabullenmiş bir akademik camiayı inşa etmek temel hedefimiz olacaktır.

a.Temel Bilimlerde çalışan akademik personelimiz çok disiplinli projelere dâhil edilecektir.

b.UZEM yeniden hayata geçirilerek üniversitemizde ilk defa uzaktan doktora programı açılacaktır. Akademisyenlerimizde yeni bir sinerji oluşturacak ve diğer üniversitelere de örnek teşkil edecek bu prototip uygulaması hemen başlatılacaktır.

c.Ülkenin önceliklerini dikkate alan, stratejik ürün odaklı ve bilimsel araştırma projelerine farklı disiplinlerden akademisyenlerin geniş katılımı sağlanarak "Stratejik Araştırma Grupları"oluşturulacaktır. Bu gruplar "Enerji", "Siber Güvenlik ve Savunma", "Malzeme", "Biyo ve Nano Teknoloji", ve “Finans”  konularında özel proje geliştirmeye yönlendirilecek, özendirilecek, teşvik edilecek ve ilgili kurumlar ile koordinasyon içinde uygulamaya dönük çalışmalarına hız, öncelik ve uzun vadeli fon desteği verilecektir.

d.Nobel’e giden yol olarak tanımlanan ABERC projelerinin üniversitemize kazandırılabilmesi için “Çalışma Grupları” ve “Şemsiye Grupları” da dâhil olmak üzere araştırmaya odaklanmak isteyen öğretim üyelerinin ders yükünü kısmen üzerinden alarak, kendilerine her türlü alt yapı ve finansman desteği sağlanacaktır.

e.“Proje Yönetim Ofisi”desteği sağlanarak ulusal ve uluslararası projelerde öğretim üyelerimize her türlü lojistik destek sağlanacaktır.

f.Öğretim üyelerinin akademikidari ve kişiselyeteneklerini değerlendirecek veri platformunu dolduran her öğretim elemanına kişisel ihtiyaçlarında kullanılmak üzere fatura karşılığı 6000 TL/yıl ödeme yapılacaktır.  

g.Görev sürem sırasında başlatmış olduğum, TÜBİTAK başvurusu kabul olandoktora BAP projelerine 8.000 TL ilave finansal destek uygulamasını yeniden başlatacağız.

h.Özellikle genç akademisyenlerimize, yayına yönelik projeler geliştirmelerini ve yayın yapmalarını destek amaçlı yılda bir kez; analiz, veri temini, edisyon vs hizmetlerde kullanmak üzere 5000 TL"Yayına Hazırlık Desteği" verilecektir.

i.Üniversitemizi çalışmaları ile ulusal ve uluslararası camiada öne çıkaranbilim insanı / insanlarımızı 50.000 TL ile onurlandıracak “İTÜ Bilim Ödülü” ihdas edilecektir.

j.Teknik Üniversite olmamız ve Ar-Ge teşviki hedeflendiğinden  dolayı,  20.000 TL lik "Sanat ve Sosyal Bilimler  Ödülü”uygulaması, sanatkarlar için ihdas edilecektir.

k.Üniversitemizde geniş spektrumlu mühendislik dergisi yerine, özgün bir veya birkaç temel disiplinde on-line (Türkçe/İngilizce) makale yayınlayan SCI kapsamında dergi yayınlanacaktır.

l.Makale teşvik bedelleri, makalenin yayınlanma tarihinden sonra en geç 3 ay içinde hesaba yatırılacaktır.

Her şeyin gönlünüzce olması temennilerimle, seçim günü oy kullanma hakkınızdan vazgeçmemenizi rica ederim.

Saygı ve selamlarımla,

Prof. Dr. Mehmet Sabri ÇELİK / Maden Fakül Cevher Hazırlama Bölümü Ayazaga, İstanbul,2016-2020 İTÜ Rektör Adayı,

Akademik yazı kalitesi ve tezler ne durumda?

“Akademik yazı kalitesi” ile ilgili bir çalışma yürüten Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Politikaları Araştırma ve Uyguluma Merkezi (BEPAM) bu kapsamda 2007-2016 yılları arasında yazılmış 470’i yüksek lisans ve 130’u doktora tezi olmak üzere 600 tezin incelenmesini tamamladı. Bu tezlerin 477’si kamu, 123’ü vakıf üniversitelerinde yazılmıştı ve 89’u İngilizce ve 511’i de Türkçe idi. Tezlerin incelemesinde “turnitin intihal programı” kullanıldı ve programın her bir çalışma için ayrı ayrı belirlediği benzerlik indeksi kullanıldı. Yapılan çalışmanın ne kadar orijinal olduğunu ifade eden benzerlik indeksinin dünyada kabul edilen seviyesi yüzde 15 iken Türkiye’de yapılan tezlerde bu oran yüzde 28.5 çıktı. Bu da Türkiye’de yapılan çalışmalarda ortaya yeni bir şey konamadığı ve çalışmaların sıklıkla bir birini tekrar eden araştırmalar olduğunu gösterdi. Çalışma kapsamında İngilizce tezlerin benzerlik indeksi yüzde 24 iken, Türkçe tezlerde bu oran yüzde 29 oldu. Kamu üniversitelerinde benzerlik oranı yüzde 28, vakıf üniversitelerinde ise yüzde 31 çıktı. Bu da kamu okullarında yazılan tezlerin daha iyi durumda olduğunu gösterdi. Çalışmanın amacı intihal olmamasına rağmen araştırma sırasında yüksek intihalli tezler görmezden gelinemeyecek kadar çok olunca bu tezler intihalli olarak işaretlendi. Araştırma sonucunda 207 tezin, yani tezlerin yüzde 34’ünün yüksek intihalli olduğu ortaya çıktı. Kamu okullarında intihalli tez sayısı 150 iken (yüzde 31), vakıf okullarında bu sayı 57 (yüzde 46) oldu. Yüksek lisan tezlerinde intihalli olanların sayısı 173 (yüzde 36) iken, doktora tezlerinin sayısı 34 (yüzde 26) oldu. İngilizce tezlerde bu sayı 25 (yüzde 28) ve Türkçe tezlerde 182 (yüzde 35) oldu.Çalışmayı yürüten araştırmacı Dr. Ziya Toprak, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede araştırmanın öğrencilerin tez yazmayı, akademisyenlerin de tez yazdırmayı bilmediğini ortaya koyduğunu söyledi. Türkiye’de hiç bir üniversitede yazıyı bilgi üretmenin ana aracı olarak gören bir Akademik Yazı Merkezi’nin bulunmadığını belirten Toprak “Ülkemizde maalesef ciddi boyutlarda etik sorunlar bulunmaktadır. Kuşkusuz bu araştırmada ortaya çıkan intihal vakaları arasında bilmeden intihal yapanlar vardır. Ancak araştırmanın bulguları yüksek intihalli tezler ile ilgilidir. Yani ciddi seviyelerde intihal söz konusudur. Burada bir ya da iki satır yada bir paragraftan söz etmiyoruz. Bilerek yapılan intihaller bunlar, bu da ciddi bir ahlak sorunu olduğunu düşündürtmektedir.” dedi. Toprak, İngilizce yazılan tezlerin İngilizce eğitim veren üniversitelerde yazıldığı düşünüldüğünde benzerlik ve intihal oranları bakımından Boğaziçi, ODTÜ ve Bilkent gibi okulların Türkiye ölçeklerine göre daha iyi durumda olduğunu kaydetti”

KAYYUM ATAMALARI TAM GAZ…

Paralel soruşturmalarında; Ankara Turgut Özal Üniversitesi, Ankara  İpek Üniversitesi, İstanbul Fatih Üniversitesi, Şifa Üniversitesi, Samsun Canik Başarı Üniversitesi, Konya Mevlana Üniversitesi,  Kayseri Melikşah Üniversitesi,  Gaziantep Zirve Üniversitesi’ne ve 400'e yakın kreş, ilkokul, ortaokul ve lise eğitimi veren okula mahkemeler tarafından kayyum atandı. Sırada 8 üniversite ve 300 okul daha olduğu belirtiliyor.