BIST 9.801
DOLAR 32,49
EURO 34,94
ALTIN 2.430,58

İTÜ Rektör adayları; O.A. Özsoysal ve H.Ünlü, TMDK için ne düşünüyor?…(2)

Eğitimde istenilen seviyeye bir türlü ulaşamayan Türkiye, yeni bir metotla teknoloji çağının nesillerini yetiştirmeyi hedefliyor...

İTÜ Rektör adayları;  O.A. Özsoysal  ve H.Ünlü, TMDK için  ne düşünüyor?…(2)

 Bu yazıların ilkinde başlığım “TMDK (2016-20 dönemi)” idi. Ancak; bunun, sanki rektör değişince/yeniden atanınca  “İTÜ TMDK Müdürü” de  değişecek gibi bir algıya sebep olduğunu gördüm. Şu anda Prof. Sn. A. Koç’un  görev süresi uzatılmış durumda.  Amacımın; kişiler/yönetimler değil, ilkeler ve kurumlar olduğunu yazılarımdan biliyorsunuz… Rektör adaylarının konservatuar ile ilgili amaçlarını, hedeflerini geniş bir okurla paylaşmak yararlı oluyor. 2012’de de aynı yolu izlemiştim. Yanlış anlaşılmalara sebep vermemek için bu açıklamayı gerekli gördüm…Şimdi, bize gönderilen  görüşleri vermeye  devam edelim;

 Prof.Dr. Osman Azmi ÖZSOYSAL’ın*  TMDK  için görüş, öneri ve projeleri;

 "Göktan Bey, 

 TMDK'nın İTÜ içerisinde yer almasından son derece mutlu olduğumu söyleyebilirim.

 Konservatuar müdürü ve bağlı alt yöneticilerin o birimlerde çalışanlar tarafından seçilmesi gerektiğini düşünüyorum. O birimin bilgisi ve rızası olmadan dışarıdan atama yapılmasını da doğru bulmuyorum.

 Beynimizin sağ ve sol loblarını kullanan farklı dünya insanları gibi gözüksek de, aslında ortaya çok daha iyi ve çarpıcı ürünler koyabiliriz. Bu ise karşılıklı iyi niyet, hoş görü ve manevi destek ile sağlanır.

 TMDK'nın maddi desteği elbette karşılanmalıdır.

 Üniversite bütçesinin sadece rektör ve etrafındaki dar bir kadroyla yönetilmesini hatalı buluyorum.

 Yönetime gelirsem, bütçenin daha profesyonel ve akılcı yönetilerek harcanmasını öngörüp, bu amaçla bütçe danışma kurulu kuracağım. Danışma kurulu büyük şirket CEO'larından, eski mezunumuz olan bazı şirket sahiplerinden, muhasebe mevzuatına hakim sayıştay emeklilerinden vs oluşacaktır. Bu fikirlerimi zaten tanıtım toplantılarında anlatacağım. Bu sayede bütçe akılcı harcanacak, rektörlüğe bağlı birimlerde kayırma, dışlanma gibi ön yargılar bertaraf olacaktır. "İTÜ ruhu ile rektörlük bir tık ötenizde, çat kapı yanınızda" başlıklı görüşlerime göz atarsanız (www.ozsoysal.com) nasıl bir fark yaratacağımı ve neden farklı  olduğumu far edersiniz.  Selamlar”  (20.04.2016)

* Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi

 Prof.Dr. Hilmi Ünlü’nün*  TMDK  için görüş, öneri ve projeleri;

 Sn. Ünlü, "Dünya'nın ilk yüz üniversitesi arasında sürdürülebilir şekilde yer alan İTÜ" yü oluşturma yolunda Yönetim Tarzını ve Projelerini özetleyen sunumundan, sosyal konulardakileri (kendi onayıyla)  bir araya getirdik;

 “Eski rektörlük binası;  Uzman görüşü alınarak eski rektörlük binasının yeniden inşaa edilerek SOSYAL BİLİMLER FAKÜLTESİ ve SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ’ne dönüştürülmesi,

 Eğitim-Öğretim alanında İTÜ’nün hak ettiği payı alabilmesi için tüm üniversitenin katılımı ile ulusal ve uluslararası işbirliklerini içeren yeni stratejilerin geliştirilmesi ve uygulanması,

 Binaların Güçlendirmeleri tamamlanması,

 Acil Durum Eylem Planları’nın gerçekleşmesine öncelik verilmesi,

 Her fakülte bünyesinde akademik personelin görüşleri doğrultusunda alt yapı ihtiyaçlarının giderilmesi, mümkün olan yerlerde sosyal merkezler oluşturulması,

Yaşam ve Kültür Merkezi: Sinema, Tiyatro, Kapalı Spor Alanları, Öğrenci Sosyal Mekanları , Her kampüste en kolay ve en rahat ulaşılabilir olan noktalara merkezi katlı otoparklar yapılması,Yeşil alanlar arttırılması,

“Yaşam ve Kültür Merkezi” projesinin gerçekleşmesi sonucu boşalacak olan mevcut kapalı spor salonunun, uzman kişilerin görüşleri doğrultusunda ve en ekonomik biçimde genişletilerek, modern teknolojiyle donatılmış ve yetkin personele sahip Yabancı Diller Okulu’na dönüştürülmesi,

 Güzel Sanatlar Fakültesi: Maçka’daki mevcut Yabancı diller okulunun Güzel Sanatlar Fakültesi’ne dönüştürülmesi  sağlanacaktır.”

 *İ.T.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi, Fizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi

 MİLLİ EĞİTİMDE ARAYIŞLAR  DEVAM  EDİYOR…

 Eğitimde istenilen seviyeye bir türlü ulaşamayan Türkiye, yeni bir  metotla teknoloji çağının nesillerini yetiştirmeyi hedefliyor. Türk eğitim sisteminde öğretme metodunu değiştirecek olan ve birçok ülkede uygulanmaya başlanan ve “bilgiden iş üreten sistem” olarak bilinen STEM eğitimi; bilim, teknoloji, mühendislik ve matematiği aynı anda öğretecek bir sistem. Gelişmiş ülkelerin eğitim sistemlerinin temelini oluşturan STEM, Milli Eğitim Bakanlığı ve TÜBİTAK’ın ortak projesiyle Türk eğitim sistemi için hazırlanıyor.

 STEM eğitiminin, “bilginin ete kemiğe bürünmüş hali” olduğunu ifade eden Bahçeşehir Üniversitesi Rektör Danışmanı Turgay Polat; “Türkiye’de öğretmen odasındaki felsefeyi değiştirmek gerek. Eğitimi, müfredatı düz olarak anlatmak olarak görmeyip bunun ötesine geçmek, öğrenciyle birlikte iş yapmak, ürün üretmek temelinin düşünülmesi gerekir. Paradigmayı  kökten değiştirmek gibi bir şey. İşin felsefesi şu, artık yeni nesil klasik bilgi aktarımıyla öğrenmiyor. Onlar aldıkları bilgileri nasıl kullanacağı ve bu bilginin neye dönüşeceği üzerine yoğunlaşıyor. Biz çocuklarımıza bilgi aktarmak yerine bilgiden bir şey oluşturmayı, bilgiden üretmeyi öğretmeliyiz. Bunu başarabilirsek çocuk okulu sevecektir. Çocuğun bilgi almaktan çok iş yapmaya ihtiyacı var”” dedi.

 Edu Play Genel Müdürü Kerem Bostan “Son günlerde başımızı nereye çevirsek STEM eğitimi ile ilgili bir görüş ya da anlatım görüyoruz. Mühim olan STEM eğitiminin hayatımızda yer etmesi. Bunun için milli eğitim müdürlükleri ve bazı özel okullar STEM materyalleri temin etmeye başladı. Bu sayede çocuklarımız okullarda hatta birçok oyuncak mağazasında bu tip ürünler edinebiliyor. Burada ilgi ne kadar STEM eğitim araçlarına yönelirse mesele daha iyi kavranacak ve daha hızlı yayılacak. Aksi halde öğretmenler anlatır, öğrenciler dinler, yani eski sistemlerden çok farklı bir durum ortaya çıkmaz” dedi. (Basından/12.04.2016)

 STEM; okul öncesinden yüksek öğretime kadar, tüm süreci kapsayan bir eğitim yaklaşımı olarak biliniyor.  Bu eğitim sistemi; öğretmenlerin ve öğrencilerin yetkinliklerini artırmayı amaçlıyor. STEM eğitimi farklı alanların oluşturduğu disiplinler arası bir yaklaşımını kapsasa da; esas vurguladığı nokta; teknoloji ve mühendislik. Bilimsel ve teknolojik ilerlemeye, yenilikçiliğin geliştirilmesine ve sürdürülebilir olmasına yaptığı katkı nedeniyle çok önemli görülüyor… Ama; yetenekler,  sanat/spor alan dışı kalıyor. O nedenle biz, uygulamalarla yetkinliği ispatlanmış “Fin eğitim sisteminin” örnek alınmasında yine de ısrar ediyoruz.

 GÜNÜN SÖZÜ

 “Kalbimin en derininden şarkı söylüyorum. Ve öyle görülüyor ki bunu yaptığınızda, dilinizi bilmeseler bile, yine de insanlara ulaşabiliyor o verilmek istenen duygu. O zaman da sadece kalpleriyle şarkıyı değerlendiriyorlar. Türk müziğiyle çevrelenmiş bir çocukluk dönemi geçirdim. Hayatımın bir parçası gibi ve yaptığım müziğin kaynaklarından. Bunun acısına da gerçekten minnettarım ve hayatımın büyük bir parçası olmaya da devam ediyor. İstiklal Caddesi’ni çoğu insanın alışveriş yapmak için sevdiğini biliyorum ama ben o caddeyi  Türkiye toplumunun güzelliğini görebildiğim için seviyorum. Birinin diğerini kabul ettiği muhteşem bir alan. Dindarla liberal, fakirler zenginler, her kesimden insan bir arada. Bu sizin gururlanacağınız en büyük zenginliklerinizden biri bence. Ve ah evet, en az bir dilim baklava yemem lazım orda.”  (Yasmin Levy/Karar/01.05.2016)