BIST 9.525
DOLAR 32,58
EURO 34,77
ALTIN 2.508,61

İttifak terakki

Bir ülkeyi yönetebilmek, öz çizgisinden saptırmak ve üzerinde hakimiyet kurabilmek için onu ille de ateşli silahlarla, savaşla mağlup etmek gerekmiyor...

Kendi idealleri için her yolu mübah sayan, ülkenin iç iradelerini, ekonomi ve milli kültürleri ile manevi bağlarını özünden saptırarak kendi hedeflerine yarayacak biçimde uyarlamak suretiyle “hakimiyeti kayıtsız şartsız” ele geçirmek, yönetmek, sömürge ilan etmeden sömürebilmek.

Bir ülkeyi yönetebilmek, öz çizgisinden saptırmak ve üzerinde hakimiyet kurabilmek için onu ille de ateşli silahlarla, savaşla mağlup etmek gerekmiyor...

Bugün artık dünya ülkeleri her alanda entegre olmuş iç içe girmiş ve sonuçta özde var olan milli değerler içerideki iç dinamikler üzerinden tahrip edilmiş, kişisel ve ideolojik çıkarlar ülke menfaatlerinin üstüne çıkmış.

Bu tahribatın baş oyuncuları da her zaman militan zihniyetli hassas kitlelerden seçilip, amaca uygun bir biçimde kullanılır ya da emelleri için kullanılmak için can atar...

Ülkemizde aklını ve zekasını başkalarının emri altına sokan, halen anlayamadıkları bir üst seviyedeki zihniyete teslim etmiş malum hassas kitleleri bilmeyeniniz yoktur...

Devam.

ADD, namı diğer Atatürkçü düşünce derneği...

Geçtiğimiz günlerde 27 Mayıs 1960’da yapılan askeri darbenin yıldönümü sebebiyle darbeyi öven bir tweetle kendini gündeme taşıdı. Darbenin ve cinayetin gerekliliğinin önemine atıfta bulundu... Hani Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Rahmetli Adnan Menderes’in ve arkadaşlarının asılarak canlarının alınmasını öven tweet.

Ne yazık ki tek bildikleri yıkıcı tarafa geçip ağababalarıyla birlikte yıkıp yakmak ve tahrip etmek...

İşte bu zihin yapısı onlarca sene bu milleti aşağılayıp, bu milletin inanç dünyasını başına yıkıp, bu milletin dilini, örf ve adetlerini, heveslerini, hayallerini, liderlerini, giyindiklerini yani bir bakıma insanı insan yapan ne kadar faktör varsa yok etti...

Onlarca senedir kopyala yapıştırdan ileriye gidemeyenler, bugün yeniden tarih yazmak isteyenlere efendileriyle ve taşeronlarıyla birlikte var gücüyle saldırıyor... Türk’lük adı altında kamufle olmuş gene Müslüman Türk’e saldırıyor...

Onlarca senedir sokak kaldırımı dahi yapamayanlar bugün yapılan nükleer santrali, on binlerce km’lik yolları, hızlı trenleri, köprüleri, doğalgaz geçiş hatlarını, savunma sanayinde ki atılımları, milli silahlanma ve insansız hava araçlarını, boğaz altı geçiş tüneli, finans merkezini, hava limanlarını ve benzeri yüzlerce bitmiş ya da devam eden projeleri hunharca eleştirmiyor mu?

Eleştirmenin de ötesinde yıkmayı, yakmayı ve yok etmeyi seçim vaadi olarak seçmen kitlelerinin önüne koyup var güçleriyle haykırıyorlar...

Neymiş, hükümet projelerle alakalı yüklenici firmalara dolar endeksli ödeme yapıyormuş zarara sokmuş. Ama asıl zararın 100 yıl çarpı milyarlarca dolar olduğundan hiç biri bahsetmiyor...

Millet ittifakında ki ittifakı oluşturan partilerin söylemlerine hiç dikkat ettiniz mi? PKK’yı eleştiremez hükümeti eleştirdiği kadar. FETÖ’yü eleştiremez hükümeti eleştirdiği kadar... Hatta bazı adaylar daha da ileriye giderek KHK ile ihraç edilmiş FETÖ ile iltisaklı olduğu devlet tarafından kesinleştirilmiş tüm personeli “şayet seçilirse” tekrar görevlerine iade edecekmiş... Yanlış duymadınız, 15 Temmuz darbe-işgal girişiminde bulunan terör örgütü FETÖ’nün elemanlarını tekrar devletin hassas noktalarına getireceğine dahil söz veriyor... Muharrem İnce bu vaadiyle alenen suç işlemekte... Muhtemelen Cumhuriyet Savcılarımız bu söylemini kayıt altına almıştır. Zamanı geldiğinde kendilerine hatırlatacaklardır...

Bir diğer aday olan Akşener’de devletin FETÖ gibi terör örgütleriyle mücadele de elini rahatlatan OHAL’i kaldıracağını, TRT’yi satacağını ve yüzlerce ülkede bayrağımızı dalgalandıran TİKA’yı kapatacağı ve onlarca yıkıp yok etme vaadiyle her gün sahne alıyor... Dikkat ettiyseniz millet ittifakını oluşturan parti liderlerinin hiç birinin söyleminde yapıcı, onaran ve birleştiren hiç bir vaat yok... 

Terör örgütünün siyasi partisi olma vasfı taşıyan hdp’nin serbest dalış adayı ise şayet seçilirse, ilk yapacağı icraat çocuk Katil’i, 40 bin insan öldürmüş Küresel terör örgütü lideri APO’yu serbest bırakmaktır...

Hele bir diğeri var ki tam bir akıl tutulması yaşıyor... Hani şu hızlı trenle sürekli seyahat edip ama hızlı tren’e karşı olan, Sivas Madımak hadisesinde CHP’den yemediği küfür kalmayarak neredeyse tüm ülkeyi 30 sene gene birlikte tüm ülkeyi geren, gerdikten sonra gene birlikte ittifak da bulunan zatı muhterem... 

Kim, Öngörü, beceri, akıl, zeka, feraset, basiret ve benzeri özellikler taşımayan bir adaya oy verir?

Mevcut hükümetin bugüne kadar ortaya koyduklarına bir bakın... Bugünkü mevcut düzenden farklı siz, daha iyisini yapabilecek, yetenek sahibi, aklı başında iyi bir profil çizen iyi bir aday görüyor musunuz?

 Her zaman savunduğum bir tezdir... İnsanların eleştirelerine ve doğru fikirlerine ülkemizin her daim ihtiyacı var... İyi niyetle yapılmış yapıcı eleştiriler herzaman bu ülkenin doğru yolda gitmesini sağlar. Lakin sırf ideolojik duygularını tatmin etmek için saldırmak, militanlık yapmak eleştiriden ziyade ortalığı germektir... 

Neyse. 

Bölgemizin ve ülkemizin içinde bulunduğu şu zor zamanlarda dedikodulardan uzak durmalı. El birliği ile gerçekleri söylemeye DEVAM etmeli. Ülkemizin kalkınmasına fayda sağlayan insanlara sahip çıkmaya DEVAM etmek her bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının en birincil önceliği olmalı...