BIST 8.887
DOLAR 32,34
EURO 35,11
ALTIN 2.239,15
HABER /  POLİTİKA

İşte BDP'nin 'Özerk Kürdistan' taslağı

Taslakta 4 ülkede yaşayan 40 milyon Kürt'ün bağlı bulundukları devletler ile ilişkilerinde yeni bir dönem başlatacağı ifade edildi.

Abone ol
Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Abdullah Öcalan'ın önerdiği "Demokratik Özerk Kürdistan Modeli" taslağı hazırlık çalışması tamamlandı. Diyarbakır'da 2 gün süren ve tartışmalara neden olan "Demokratik Özerklik" çalıştayında siyasal, hukuki, öz savunma, sosyal ekonomik, kültürel, ekolojik ve diplomasi şeklindeki 8 başlık altında tartışıldı. Demokratik özerklik projesinin 'Kültürel boyut' bölümünde "Kürtçe'nin kamusal alanda kullanımı önündeki engellerin kaldırılarak anaokuldan üniversiteye kadar eğitim dili haline getirilmesi sağlanmalıdır" denildi.
 
Diyarbakır'da hazırlanan taslağa göre Demokratik Özerk Kürdistan'da resmi dilin Kürtçe ve Türkçe olmasının yanı sıra bölgede konuşulan tüm lehçelerin kullanımı, eğitimi, geliştirilmesi anayasal teminat alıntına alınması vurgusu yapıldı. Taslakta, hizmet dilinin Kürtçe olması istenirken, yerleşim yerlerinin orijinal isimlerinin iade edilmesi kaydedildi.

KONFEDERALİZM İLK KEZ TARTIŞMAYA AÇILDI

Taslağın giriş bölümünde ''konfederalizm'' ilk kez tartışmaya açıldı. Türkiye, Irak, İran ve Suriye'de yaşayan 40 milyon Kürt kökenli vatandaşın bağlı bulundukları devletler ile ilişkilerinde yeni bir dönem başlatmak için bölgede Kürt sorunun çözümü için, "Kürtler arası sağlıklı ilişki kurulmasında demokratik özerklik zihniyeti ve yapılanması önemli ve yapıcı bir rol oynayacaktır. Kürdistan parçaları arasındaki demokratik konfederalizm bu temelde daha işlevsel hale gelecektir. Demokratik özerkliğin, bir devlet kurma ya da devlet yıkma projesi olmadığından, bölge devletlerinin bu temelde Kürt sorunun çözmesine yol gösterecek ve yardımcı olacaktır. Bu karakteriyle aynı zamanda ulus devletlere ilkeli uzlaşma temelinde devlet demokrasi formolü çerçevesinde birlikte yaşamanın ortaya çıkmasını sağlayacaktır" önerileri yer aldı.

"EKONOMİK KAYNAKLAR ÖZERK KÜRDİSTANA AİT OLMALI"

Taslağın ekonomik boyutunda ise, "Kürt halkının özgür ve demokratik yaşam sistemini kalıcı bir biçimde kurumsallaşması gerektiği, bölgedeki yeraltı kaynakların zenginliklerin yalnız Kürt halkına değil, tüm bölge halklarına ekonomik değer sağlayacağı kaydedilen taslakta, ekonomik kaynakların kullanım ve tüketim hakkı Demokratik Özerk Kürdistan'a ait olması isteneniliyor" denildi.

"FARKLI KİMLİKLER KULLANILABİLİNİR"

Taslağın siyasi boyut kısmında da Demokratik Özerk Kürdistan Toplum Kongresi, Demokratik Türkiye Cumhuriyeti parlamentosuna kendi temsilcilerini göndererek, ortak vatan politikalarını dahil olacağı yer aldı. Demokratik Özerk Kürdistan, kendisini temsil eden özgün bayrak ve sembollere sahip olduğu ifade edilen taslakta, "Demokratik özerklik alanındaki farklı kimliler de kendi sembollerini kullanır" ifadelerine yer verildi. Kürt halkıyla Türkiye'nin yeni bir sözleşme ile Kürt-Türk ilişkilerinde yeni bir dönem başlatacağı kaydedilen taslağın hukuki boyutunda ise, özgür birlikteliğin sağlanması için gerekli anayasal, yasal düzenlemeler demokratik özerklik statüsü öngürelerek yapılması istendi. Demokratik özerlik hukuku, yeni Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve AB hukukunca tanınarak karşılıklı referanslarla hukukililik ve yasallığı sağlanmalıdır denildi.

''ÖZ SAVUNMA ASKERİN TEKELİNDE OLMAMALI''

Taslağın öz savunma bölümünde ise şunları önerildi: "Kürdistan halkı tarih boyunca dıştan gelen saldırılara karşı sürkeli kendini koruma mücadelesi vermiştir. Kürtler ilk işgalci ve istilacı güçlerin saldırısında günümüze kadar her türlü işgal ve saldırılara karşı varlığını korumak için öz savunma içinde olmuştur. Demokratik özerklik statüsünün kabul edildiği koşullarda öz savunma askeri tekel olarak değil, toplumun iç ve dış ihtiyaçlarına göre demokratik organların denetimi altında oluşturulabilir. Şehir, kasaba, mahalle ve köyde yaşayan tüm halklar faşist, gerici ve soykırımcı saldırılara karşı bilinçli ve duyarlı olur. Öz savunma esasında bu yönelimler karışısın da toplumsal direnişi ifade eder. Öz savunma uluslararası sözleşmeler ve BM tarafından da tanımlanan bir haktır."