BIST 9.525
DOLAR 32,51
EURO 34,75
ALTIN 2.495,75

İnşaat sektörüne karşı çıkan haindir!

Türkiye’de ekonomi kritik bir süreçten geçerken, ‘İnşaat’ denilince akla ilk gelen isim olan eski bakanı bir dinleyin...

Türkiye'nin ekonomi döngüsünde inşaat sektörü çok ama çok önemli..

Kim ne derse desin Türkiye’de ekonomiyi ayakta tutan en önemli etken inşaat sektörüdür..

Çünkü inşaat dediğimiz zaman bu büyük döngünün içine hangi sektör girmiyor ki!

Çimentocusundan demircisine, betoncusundan tuğlacısına…

Kapıcısından camcısına, kerestecisinden seramikçisine  kadar..

Bankalar işlevini onunla artırıyor…

Yani inşaat denince elinin değmediği sektör yok!

Hal böyle olunca inşaat sektörü geliştikçe herkes kazanıyor…

Türkiye bu sektörde AK Parti iktidarı ile çağ atladı…

Bunu başta büyükşehirlerimiz olmak üzere her şehirde, her ilçede net bir şekilde görüyoruz…

2002 yılından bu yana inşaat sektöründe yaşanan bu büyük gelişmelerin, Türk inşaat sektörünün dünya markası olma yolunda ilerlemesinin mimarlarının başında kim geliyor diye bir soru karşıma çıksa, cevabım net olur..

Erdoğan Bayraktar..

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkalığı’ndan bu yana yol arkadaşlarından biri…

Uzun yıllar kader birliği,kader arkadaşlığı yaptılar...

Çünkü uzun yılların kader birliği var…

Önce KİPTAŞ’ta kolları sıvadı…

Emlak Konut, Emlak Pazarlama İnşaat, Tobaş Ankara, Vakıf Restorasyon..

Hepsinde başarılara imza attı..

Sonra Recep Tayyip Erdoğan tarafından ‘Hadi Erdoğan kentsel dönüşümler sana emanet’ denilerek Türkiye’de tarihi dönüşümün ilk adımı atıldı…

Yani inşaat sektörünün dünya markası olmasının yolu o anda açıldı..

Adı o güne kadar doğru dürüst duyulmayan TOKİ’nin başına Bayraktar geçtikten sonra tarih yazılmaya başlandı.

İş bilenin kılıç kuşananındı artık…

Türkiye’nin her bir köşesi şantiyeye  döndü..

500 bin konuta imza atıldı…

Kimsesizlerin kimsesi olundu…

Ardından dönemin Başbakanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan TOKİ’de tarih yazan adamı önce milletvekilliğine sonra bakanlığa taşırken, kafasındaki plan yeni kurmayı düşündüğü ‘Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ydı..

Kurdu ve ona emanet etti..

Sıfırdan aldı..

A’dan Z’ye inşa etti..

Kendi elleri ile kurup az zamanda büyük işlerin altına imza attı..

Türkiye onunla inşaat sektöründe tarih yazmaya böyle başladı…

Ekonominin çarkları inşaat sektörü sayesinde dünyada yaşanan krizlere rağmen hiç durmadı..

Çünkü inşaat sektörü demek her sektörün kazanması demekti…

Yetmedi..

Türkiye’yi toplu konutta dünyaya örnek hale getirdi…

Bayraktar ders dahi verdi..

Hastaneler, okullar, yurtlar, kapalı spor salonları, stadyumlar, sağlık merkezleri, yollar yapıldı...

El atmadığı yer kalmadı..

Öyle ki…

Güneydoğu’da büyük sorun haline gelen derme çatma ilkel karakollara yapılan terörist baskınlarını içine sindiremedi. Bölücü terör örgütünün aşamadığı muhteşem ‘KALEKOLLAR’ı inşa etti…

Güneydoğu’da artık hainler tarafından neden karakol basılamadığını anladınız mı şimdi?

Hakkını teslim etmek lazım..

 Hem TOKİ Başkanı hem de Çevre Şehircilik Bakanı olarak adını tarihe altın harflerle yazdırdı..

Cumhurbaşkanı Erdoğan dışında kimseye eyvallahı olmadı!

Böyle olunca da hedef haline geldi…

Parti içi de dahil önünün kesilmesi gerekiyordu…

FETÖ’nün kullanamadığı adam oldu..

Bakanlığa FETÖ’cüleri sokmadı...

Öyle ki sınav sistemlerinin kurgulanmış olacağını hesap ederek ‘KPSS puanı ile bakanlığa adam almam’ deyince FETÖ onu hedefe koydu…

Hal böyle olunca kumpas geldi..

FETÖ’nün 17/25 operasyonuna haksız bir şekilde kurban gitti…

Müthiş algı operasyonları yapıldı üzerine…

İstifa ederek ayrıldı..

Siz bakmayın o dendi bu dendilere Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yollarıda görüllerides hiç ayrılmadı.Erdoğan'ın hala açılışlara katılıp yanına aldığı kader arkadaşı olmaya devam ediyor..

Ekibiyle, ailesiyle birlikte büyük bir haksızlığa uğradığı bütün yargı kararları ile ortaya çıktı ama artık bakan değildi…

Bir hizmet adamının önü kumpaslarla kesilmişti..

Siyasi yaşamına şimdilik bedel ödettirilerek nokta koymak zorunda kalırken, yıllar önce yazdığı bir yazıdaki “İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su. Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu” akıllara geliyordu..

Aradan yıllar geçti…

Ama unutulmadı…

Zaman zaman ailesi gibi gördüğü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daveti ile açılışlarda yerini alarak onurlandırıldı…

Ama yine dün gibi heyecanlı..

Geçtiğimiz günlerde inşaat sektörünün düzenlediği bir konferansta yaptığı konuşma çok önemliydi.

O günlerde Türkiye’nin yoğun siyasi gündemi arasında pek fazla yer almadı ama Türk ekonomisinin dimdik ayakta kalması için altın sözlerdi..

Türkiye'nin ekonomik çıkmazdan kurtalması için o sözleri unutmamak gündemde tutmak gerekir...

Çünkü ekonomi yoksa istikar yok demek..

Dedi ki..

“Türkiye’nin amiral gemisi inşaat sektörüdür.  Türkiye’nin petrolü de doğalgazı da 10 numara olduğu inşaat sektörüdür. Buna karşı çıkan vatan hainidir.”

Çarpıcı bir mesajdı..

İşte o adam Erdoğan Bayraktar’dı…

Türkiye referandum için geri sayıma başlarken, siyaset  evet ile hayır arasında gerginlik yaşarken, biz bu noktaya değinelim dedik..

Bayraktar’ın Türkiye ekonomisi için inşaat sektörünün ne kadar önemli olduğunu anlatan sözlerini sizlerle paylaşmak istiyorum…

Çünkü o sözler Türk ekonomisinin canlılığı için önemli…

Ne güzel sözdür;

İş bilenin kılıç kuşanın…

Bakın neler söyledi Erdoğan Bayraktar...

***

Türkiye’nin petrolü

ve doğalgazı inşaat sektörü

Her ülkenin kendine mahsus özellikleri, güzellikleri, kaynakları var. Bakıyoruz Arabistan petrolde birinci. İran, Rusya ile birincilikleri paylaşıyor doğalgazda. Bazı diğer sanayi mamulleri ve inovasyon bakımından öne çıkan ülkeler var. Japonya icraatlar noktasında çok ileri gidiyordu şu anda durmuş vaziyette. Almanya otomobil sanayinde birinciliği hiç kaptırmıyor. İngiltere finans sektöründe çok iyi, Amerika büyük ekonomide uzay ve silah sanayinde çok iyi.

Türkiye’ye baktığımız zaman bizim özelliğimiz ne. Biz turizm ve tarım ülkesiyiz. Ama bizim amiral gemimiz inşaat sektörüdür. Türkiye’nin petrolü doğalgazı inşaat sektörüdür. Bir kurum, bir işletme, bir organizasyon hatta bir ülke hatta bir devlet neyi en iyi biliyorsa neyi en iyi yapıyorsa orada kendini geliştirecek.

Turizm önemli bir sektör ama bir yerde sanaldır. Analitik ve fiziksel değil. Dünyadaki ortam bozulunca ya da başka bir olumsuzluk olduğu zaman turist gelmiyor. Tarımda bir kamyon domates veriyorsunuz. Bir ufacık bilgisayar alıp geliyorsunuz. Fakat inşaat sektörü öyle değil. Biz inşaat sektöründe dünyadaki bazı ölçütler bakımından birinciyiz. Müteşebbis olarak, teknoloji kapasitesi olarak birinciyiz. Hatta dünyada iş alma kapasitesi bakımından ilklerdeyiz.

İnşaat sektörüne

karşı çıkanlar haindir

Bu ülkenin bazı insanları ‘inşaat sektörü beton yatırımıdır, ölü yatırımdır bunu yapmayın bunu durdurun’ diyor. İnanın bunlar haindir. Kardeşim bizim elimizden bu geliyor. Mesele sadece ülkede salt köprü, yol, inşaat, yol yapmak değil dünyada oyun kurucu olmak. Bizim derdimiz bu. Biz müşavir firmalarımızla dünyanın her yerine gideceğiz. Dünyada öyle müşavir firmalar var ki 50 bin kişi çalıştırıyor. Dünyanın 200 ülkesinin 150’sinde ofisleri var. Gidiyor orada projesini, ihalesini yapıyor malzeme alırken de kendi ülkesinin malzemesini alıyor. İspanya mermeri, İtalyan seramiği veya Çin malı izolasyon malzemesi diye. Bizim esas savaşımızın mücadelemizin odak noktası bu olmalı. Bu noktada belli mesafe aldı müteahhit arkadaşlarımız. Bunu bizim köpürtmemiz lazım.

Kim ne derse desin

bizim ülkemiz kutsaldır

2015 yılında inşaat malzemesi ihracatı otomobil ihracatını geçti. Sonra birileri bunu çarpıttı. İnşaat malzemesinin katma değerinin yüzde sekseni bize ait. Otomobilde ya da beyaz eşyada öyle değil ki. Biz en iyi bildiğimiz iş olan inşaatçılıkta çok daha cazip malzemeler, ucuz ve kaliteli malzemeler üretip dünyada oyun kurucu olabilirsek petrolden doğan cari açığımızı beklide inşaatla kapatacağız.

Bisiklet gibi

pedallar dönecek

Yeni nesil de güzel geliyor. Hakikaten birkaç lisan öğreniyorlar, bilgisayara takla attırıyorlar. Bizim bilgiyi getirdikten sonra kullanacak elemanlara ihtiyacımız var. Japonya, Güney Kore nasıl yaptıysa o bilgiyi çok iyi kullanıp kendimize uygun hale getireceğiz. İnşallah gençlerle firmalar daha da büyüyecek. Durmayacağız. Bisiklet gibi pedallar devamlı dönecek. Ölene kadar durmak yok. Çok çalışacağız. Çok yenilik yapacağız. Çok değişim ve üretim yapacağız. Ve Türkiye’yi kalkındıracağız.. İnşaat sektörü sanayidir. İnşaat sektöründe inşaat malzemesi üretimini artırmalıyız. Fiyatları aşağı çekmeliyiz. İnşaat sektöründe bizim imkanlarımız var. Belli bir kapasiteye gelmiş büyük inşaat firmalarımız mutlaka inovasyon departmanlarını kursunlar. Buna bizim çok ihtiyacımız var.

İnşaat sektöründe

10 numarayız

Başa güreştiğimiz alan varken bilmediğimiz işlerle neden uğraşalım. İnşaat sektöründe on numarayız. Onun için bunu daha da geliştireceğiz. İnşaat sektörü ile ilgili anlatılan hikayelerle uğraşmamamız lazım. İnsanlar nasıl günde üç kez yemek yiyor. Bu inşaatlar da yürüyecek. 20 sene önce yapılan binalar bile yıkılıyor. Bırakın 50 seneyi. İstanbul’da yaklaşık beş milyon civarında birim hane konut var bunların yüzde 60’ının yenilenmesi lazım. 30 sene sonra öbürlerini yenilenmesi lazım. Tüm Türkiye’de 21 milyon civarında konut var. Deprem kuşağındayız. Deprem riski kentsel dönüşüm yasasını çıkardık. Bunların harmanlanıp gelişmesi lazım.

İstanbul’u nasıl

desantralize ederiz

İstanbul özeline baktığımız zaman da göçü durduramazsınız. Önemli olan biz İstanbul’u nasıl desantralize ederiz. New York’u, Paris’i nasıl yaptılar bakacağız. Daha iyisini yapacağız. İstanbul’da çalışılıyor. Ulaşımda ve başka konularda gayret ediliyor. Biz bandırmayı bahçe yapacağız. Bursa’da yaptık. Bursa daha da gelişecek. Hemen Yalova’dan itibaren Bursa’ya giden yolun sağında yeni lojistik merkezler, yeni sanayi alanları, yeni konut alanları gelişecek İstanbul desantralize olacak. Düzce, Çorlu, Tekirdağ İstanbul’la bütünleşecek. Çanakkale köprüsü yapılacak. Bunlar yapıldığı zaman İzmir’le daha çok bütünleşeceğiz. Bunun başka yolu yok. Eğer cebri sistem yaparsanız bir takım tavizler vererek bunu yaparsanız olmaz. Neresi çok gelişiyorsa orayı koruyarak öyle gelişir. ABD California zengin olduğu için nüfus artıyor. Desantralize ediyor. Almanya’nın 400 bin kilometre kare yüzölçümü 80 milyon nüfusu var. Ama Almanya’ya bakıyorsun her tarafı güzel ve bomboş. Nüfusu yaymış. Bunu kim yapacak inşaatçılar yapacak. Mesleğim olduğu için söylemiyorum nerede teknik elemanlar öne çıkmışsa o ülke gelişmiştir. Mühendis olması şart değil matematik kafası varsa ülkeyi kalkındırmıştır.  Lafla peynir gemisi yürümez.

Kentsel dönüşüm önemli ve

Türkiye’nin gereğidir                

Kentsel dönüşüm kaçınılmazdır ve Türkiye’yi kurtaracak projedir. İşsizliği azaltacak, ekonomiyi canlandıracak projedir. Dünyanın en büyük krizi 1929’da Keynes devlet olarak işe el attı. İş imkanlarını artırdı. Para kazanmayanları bile çalıştırdı, para verdi mal sattı ekonominin çarkını döndürdü. Bunu büyük ölçüde de inşaat sektörü ile yaptı. Yollar, köprüler, barajlar yaptı çalıştırdı. Bu bakımdan inşaat sektörü olarak daha canlı daha heyecanlı çalışmalıyız.

                                                   ***

Sevgili okurlar bir döneme güçlü bir şekilde damgasını vuran, TOKİ denilince akla gelen ilk isim olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığını inşaa ederek unutulmayan bakan  Erdoğan Bayraktar bunları söylüyor…

Çünkü iz bırakmak  işte böyle bir şey…

Ne güzel sözdür;

Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz...