BIST 9.722
DOLAR 32,57
EURO 34,99
ALTIN 2.422,62
HABER /  GÜNCEL

İlker Başbuğ'dan şoke eden itiraf

Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Yargıtay'a savunma verdi. Başbuğ, generallere yakalama kararı çıktığında askere polisle çatışma emri verdiğini söyledi.

Abone ol

Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Ergenekon davasının temyiz duruşması kapsamında Yargıtay'da savunma yaptı. Balyoz davasının TSK'ya vurulan en büyük darbe olduğunu belirten Başbuğ, generaller hakkında yakalama kararı çıkarıldığında askere, "çatışın" emri verdiğini söyledi.

Yargıtay 16. Ceza Dairesinde yapılan "Ergenekon" davasının temyiz incelemesinin ikinci duruşması, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un savunmasıyla başladı. Başbuğ'un savunması yaklaşık 3,5 saat sürdü. Yargıtay konferans salonundaki duruşmaya, İlker Başbuğ, Hurşit Tolon, Sinan Aygün'ün aralarında bulunduğu bazı sanıklar, sanık yakınları ve avukatlar katıldı.

başbuğdan-şok-savunma-askere-polisle-çatişin-emri-verdim.jpg

"KENDİ ORDUSUNA EN BÜYÜK İHANET"

İlker Başbuğ, Balyoz davasının TSK'ya yapılan en büyük darbe olduğunu ifade ederek, "Bu darbe ile pek çok değerli Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin TSK'dan ilişiği kesilmiştir. Tarih, bu davayı bir ülkenin, kendi ordusuna yapabileceği en büyük ihanet olarak yazacaktır. En büyük ihanettir. Bundan hiç şüphem yok" dedi.

başbuğdan-şok-savunma-askere-polisle-çatişin-emri-verdim.20151008101710.jpg

"ASKER-POLİS KARŞI KARŞIYA GELDİ"

Başbuğ, açıklamalarına şöyle devam etti:

"İnanın birkaç defa asker-polis karşı karşıya gelme durumunu yaşadı. Bunlardan biri 31 Aralık 2009 günü yaşandı. Polis, beyaz renkli Deniz Kuvvetlerine ait iki aracı durdurdu. Durdurabilir ama kişiler asker olduğunu deklare ettiği zaman Merkez Komutanlığına bilgi vermesi, beraber aramaları lazım. Hayır hiçbir bilgi yok. Araçları arıyorlar, 'araçtakiler bir hakimi takip ediyor' diye. Kozmik odadaki aramayı yapan hakim şimdi, Yargıtay üyesi, ona suikast yapacaklarmış, ihbar öyle gidiyor. İşin ilginç yanı araçtan uzman çavuş çıktı. Adam Deniz Kuvvetleri Komutanı'nın aşçısı. Araçta Allah'tan pırasa taşıyorlar. Silah olsa ne olacak? Bitti. Yaşattılar bize bu durumu."

"GEREKİRSE KESİNLİKLE ÇATIŞIN"

Daha sonra özel yetkili savcılığın adeta bir basın ordusuyla Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığında aramalara başladığını hatırlatan Başbuğ, şunları söyledi:

"Yasalar etrafından dolaşıldı, itiraz ettik. Hakim 20 Ocak 2010 gününe kadar aramalara devam etti. Amaç çok açık, bana göre, 'faili meçhul cinayetler, çok öncelerden işlenen Uğur Mumcu cinayeti dahil acaba bunlarla ilgili bir şey bulabilir miyiz, bunlarla TSK arasında ilişki kurabilir miyiz?' Hiçbir şey çıkmadı. Biz bu konuya ilişkin, düşüncelerimizi, görüşlerimizi ve tekliflerimizi defalarca siyasi otoriteye anlattık. Kozmik odaya girilmeden Başbakan'a aynen şunu söyledim, 'Girmesinde bizi rahatsız edecek hiçbir şey yok ama bu psikolojik olarak doğru değil. Artı milli bazı planlarımız var, deşifre olur, iptal etmek durumunda kalırız. Ne diyorsunuz?' 'Girsinler.' Peki girsinler. Peki MİT tırları olayında aynı hassasiyet niye gösterilmedi? Bunu da sormak durumundayım.

En çok korktuğumuz asker-polis çatışmasıydı. Çünkü şunu söyledim, 'yasa dışı bir şey olursa kesinlikle gerekirse çatışın.' Usulüne göre hareket etmezse, benim adamım da mukabele edebilir. Ne yapacaklar? Başka bir şey kalmamıştı."