BIST 9.562
DOLAR 32,51
EURO 34,84
ALTIN 2.486,45
HABER /  GÜNCEL

'Ilımlı İslam modeli' olarak gösterilen Malezya'daki krizin nedeni ne?

'Ilımlı İslam' yönetimlerine model olarak gösterilen Malezya'da Başbakan Rezzak hakkındaki zimmetine para geçirme suçlaması protestolara neden oldu. Hükümet, bir süredir başka eleştirilerin de hedefinde. BBC Kuala Lumpur'dan Jennifer Pak'ın analizi.

Abone ol

Malezya Başbakanı Necip Rezzak zimmetine yaklaşık 700 milyon dolar para geçirmekle suçlanıyor.

Hafta sonu Malezya'da, adının bir mali skandala karışması nedeniyle Başbakan Necib Rezzak'ın istifasını talep eden devasa gösteriler düzenledi.

Hikâyenin şu ana kadar bilinen kısmı, Başbakan'ın Orta Doğu'daki cömert bir bağışçı veya bağışçılardan 700 milyon dolara yakın para almış olması.

Bazı bakanlar paranın nasıl kullanıldığına dair dudak uçuklatıcı savunmalar yaptı.

Bir yetkili genel seçimlerde partilerinin 'Yahudi tehdidine' karşı koymak için kaynağa ihtiyacı olduğunu söyledi.

Bir diğeri ise bağışın "Malezya'nın terörle mücadelesine verilen bir hediye olduğunu" söyledi.

'700 milyon dolar alan' Malezya Başbakanı'na öfke - OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

Bu açıklamalar daha da fazla soru işaretinin oluşmasına neden oldu ve bazı Malezyalılar'ı Rezzak'ı istifa çağrısı yapmaya itti.

Durum Rezzak için her zaman bu kadar kötü değildi.

İngiltere'de eğitim görmüş iktisatçı Rezzak 2009'da göreve başladığında, muhalefet tarafından uzun bir süredir savunulan çok sayıda reformu hayata geçirme sözü verdi.

Rezzak'ın en büyük vaatlerinden bazıları şunlardı:

'1Malezya'

'1Malezya', onun, Malezya Müslümanları'nın hakim olduğu Barisan Nasional koalisyonunun, tüm inanç ve etnisitelerden Malezyalıları önemsediğini göstermek için ismi yenilenmiş, ulusal birlik kampanyasının adıydı.

Rezzak, çoğunluktaki Malay Müslümanlarını kayıran politikaları zayıflatma, ekonomiyi daha şeffaf ve hak etme üzerine kurulmuş bir hale getirme sözü verdi.

Malezya'da hafta sonu gerçekleştirilen gösterilerden bir kare.

Rezzak'ın mesajı siyasi muhalefet tarafından dahi olumlu karşılandı ancak partisindeki tutucu kesimlere bu görüşü kabul ettirip ettiremeyeceğine dair kaygılar vardı.

Bugün, etnik azınlıklar özellikle de devlet üniversitelerindeki kayıtlarda, meritokrasiye artık yakın olmadıklarını belirtiyor.

Rezzak'ın koalisyonundaki bir grubu, seçimlerdeki Çin oylarının kaybı üzerinden 'Çin tsunamisi' sözüyle suçlaması, dikkatli bir şekilde geliştirdiği 'ulusal birliğin şampiyonu' imajını tuzla buz etti.

Daha fazla temel hak

Başbakan Rezzak halkı, kendisine sosyal medya üzerinden ulaşması konusunda cesaretlendirdi.

Başbakan, Twitter ve Facebook'ta aktif biri ve Malezyalı Çin seçmenlerle iletişim kurmak için Çince bir Facebook sayfası dahi var.

Malezya tarihinde ilk kez halk sorunlarını doğrudan Başbakan'a ifade edebiliyor.

Bununla birlikte, kamuoyunda ona karşı bir öfke geliştiği için yetkililer, '1MDB' skandalını kapsamlı bir şekilde haberleştiren internet sitelerine erişimi kısıtladı ve "dedikoduculara" karşı harekete geçme sözü verdi.

İsyana teşvik yasası, hükümeti eleştirenlere karşı sık sık kullanılan yasalardan birisi.

Rezzak başlarda bu yasayı yürürlükten kaldırma sözü vermişti ancak bunun yerine yasayı hiçbir açıklama yapmadan daha da güçlendirdi.

Başbakan, İç Güvenlik Yasası dahil olmak üzere, mahkeme olmadan tutuklamaya olanak veren güvenlik yasalarının birçoğunu kaldırdı.

Rezzak'ın iktidarının ilk dönemindeki bazı vaatleri muhalefet tarafından dahi olumlu karşılanmıştı.

Ancak siyasi eylemciler yerine getirilen yasaların da bir o kadar kötü olduklarını söylüyor.

Malezya ayrıca, muhalefet lideri Enver İbrahim'in eşcinsel olduğu gerekçesiyle hapse atmaktan dolayı da eleştiriye maruz kaldı.

Genel olarak bu, düzmece bir suçlama olarak algılanıyor.

Mali reformlar

Rezzak Malezya'yı ucuz ihracat ve hammaddeye bağımlı bir ülke olmaktan yüksek gelirli bir ekonomi olmaya taşıyacağı sözünü verdi.

Bu projelere yatırım yapmak için, yıllardır geciktirilen iki kilit reformu kabul ettirerek gelirleri artırmaya ihtiyaç duydu.

Gıda ve benzin yardımlarını kesti ve kendi partisi içinden gelişen sert muhalefete rağmen GST adlı geniş tabanlı bir tüketim vergisini uygulamaya soktu.

Yeah Kim Leng gibi ekonomistler bu adımı alkışladı.

Bu ekonomistler, bazı sektörlerin ürün fiyatlarını artırmalarına karşın sorunların uzun vadede çözüleceğini ve bu adımın Malezya'yı uluslararası normlarla uyumlu hale getireceğini söylediler.

Ancak son mali skandal şu iddiaları yeniden gündeme taşıdı: Rezzak'ın gelirleri, Malezyalıların daha fazla ödemesini sağlayarak değil de hükümet harcamaları ve yolsuzlukların üzerine giderek artırabilirdi.

Ilımlı İslam söylemi

Rezzak Müslümanlar ve Müslüman olmayanlar arasındaki sorunları çözmek için aktif rol üstlenmek istedi.

Hâlihazırda Malezya, Müslüman isyancılarla Filipinler ve Tayland hükümeti arasındaki barış görüşmelerinde kolaylaştırıcılık yapıyor.

Rezzak, kaldırma sözü verdiği, hükümeti eleştirenlere karşı sık sık kullanılan isyana teşvik yasasını daha da güçlendirdi.

Ayrıca, ABD Başkanı Barack Obama ve İngiltere Başbakanı David Cameron'dan da destek alan, "küresel ılımlılar hareketi" adlı bir program başlattı.

Rezzak, 2010'da Birleşmiş Milletler'de yaptığı konuşmada "Gerçek ayrım Müslümanlar ve Müslüman olmayanlar arasında ya da kalkınmış ve kalkınmamış dünyalar arasında değildir. Ilımlılar ve aşırı uçtakiler arasındadır".

Bununla birlikte dini azınlıklar Rezzak'ı, ülke içindeki ılımlılık uygulamasında başarısız olmak ve İslamileşmeyi körüklemekle suçluyor.

Ayrıca ülkedeki iki milyon Hristiyan'ı, onlardan Allah kelimesini kullanmamalarını isteyerek yabancılaştırdı.

Eşinin 'lüks tutkusu' iddiaları

Rezzak'ın eşi Rosmah Mansor hakkındaki, lüks ürünler düşkünlüğü ve alışveriş çılgınlığına dair iddialar nedeniyle düzenli olarak eleştiriliyor.

Onu, her biri binlerce dolar değerindeki farklı renkli çantaları taşırken gösteren fotoğraflar internet üzerinden yayılmış durumda.

Başbakan, müsrif yaşam tarzı iddialarını, siyasi kökenli saldırılar olduklarını söyleyerek eleştirdi.

Mansor'un, kuaförüne eve gelmesi için 400 dolar ödemek zorunda kalmasını hayıflanarak anlatması da zor şartlarda yaşayan Malezyalıların öfkesine neden oldu.

Bu suçlamalar, Mansor'un banka hesabı detaylarının, kocasının finansal skandalının ortasında sızmasıyla daha ciddi bir hal aldı.

Yaklaşık yarım milyon doların hesabına yattığı bildirildi ve bu durum, bu paranın nereden geldiğine dair soruları ortaya çıkardı.

Avukatı, ortadakinin müvekkilinin kişisel bilgilerine yönelik uygunsuz ve kesin bir ihlal olduğunu söyledi.