BIST 8.966
DOLAR 32,31
EURO 35,06
ALTIN 2.279,62

İkinci Temmuz vahşeti; 'kara leke'

Bugün sıcak yataklarında yatabilen, yaz sezonu geldi haydi tatil yapalım diyebilen bizler yarın ne ile sınanacağız dersiniz?

Bir ‘Ah’ etsem de bin ‘ah’ işit!

Dilimin ve gönlümün dönmediği noktada bize sığınan ve misafirimiz olan Suriyeli Emani bacımızın ve yavrusu ve bizim de yavrumuz Halafi için kelimelerin kalkan olması adına yazıyorum.

Onları böyle uğurlamamalıydık. Böyle bir hadisenin seyircileri olmamalıydık.

Eşinin cenazesinin memleketine gönderileceğini öğrenen Halid Al-Rahmun, jandarmaya; “kesinlikle tecavüz edilip öldürüldü demeyin, trafik kazasında öldü diye söyleyin, bize kucak açan Türkiye’yi öyle zannetmesinler" dedi. 

Bu ayıbı ülkemiz adına örtbas etmeye çalışan Emani’nin eşinin mağrur ve gururlu kimliği karşısında kahroluyor muyuz?

Başımız eğik, yüreğimiz yaralı, toprağımız cehennem yeri.

Mehmet Görmez hocamızın ifadeleri kendimize getirir mi bizi?

"Bugün sadece bağrında ümmeti Muhammed'in bir evladını taşıyan bir annenin cenazesini kılmadık, biz sadece biberonunda sütü eksik kalmış 10 aylık bir bebeğin cenaze namazını kılmadık, biz aynı zamanda tarih boyunca mazlumlara umut olmuş aziz milletimizi mahcup edecek, hepimizi üzecek bir vahşete şahit olduk, vahşete şahit oluyoruz."

Defalarca yazmaya, söylemeye, nidalarımın gücü nispetince dillendirmeye çalıştım; hamasi duygularla kahramanlık yapmaya çalışan, geleceğini inşa edemeyecek kadar kapasite yoksunu, sadece siyasete payanda halinde köşe kapma yarışında olan aksak neslin; yüreğin, fikrin, kültürün, inancın ve değer bilincinin temelleri atılarak bilinçlendirilmesi şart!

Onlar toprağa verilmedi aslında, üzerine toprak atılan bizim ihmalkârlıklarımız, yanlış eğittiğimiz neslimiz, unuttuğumuz değerlerimiz olduğunu düşününce dünü topal olan varlığımızın bugünü aksak nesli olduğumuzu müşahede ettim.

Onların toprağa bir çiçek gibi serpilmiş olması bizi derin gaflet uykusundan uyandırır diye umut ediyorum. Yoksa halimiz çok daha harap olacak!

Biz nasıl bu noktaya geldik?

Ne vakit komşunun kızına dahi bakmanın ayıp olduğunu bilme erdeminden kardeşimize zulmü reva görmeyi “kılıfına uydurur” hale geldik?!

Basında, sosyal medyada, sokakta yaşamımıza dahil olmuş bu kardeşlerimizi aykırı ot gibi görmedik mi?

Sokakta yüz çevirmenin, ülkelerine gitsinler demenin, savaştan çıkmış bu insanları hakir görmenin eşiğinde insanlık gömleğimizi üzerimizden çıkarıp atmadık mı?

Bir avuç insanı kendi içimizde barındıramamanın vebalini nasıl unuturuz? Unuttuk ama!

Unutmak ile kalmadık, bir de üstüne üstük iffetli bir bacımızın karnındaki çocuğuyla eza görmesine şahit olduk!

Elimizden ne geldi hiçbir şey?

Bugün sıcak yataklarında yatabilen, yaz sezonu geldi haydi tatil yapalım diyebilen bizler yarın ne ile sınanacağız dersiniz?

Bizim kızlarımız, eşlerimiz, kız kardeşlerimiz, annelerimiz Ensar olamamış canilerin kurbanı olacak bir sınanışın muhatabı olursa ne yaparız? Allah muhafaza!

Herkes gönlünün ekmeğini yer! Onları fazlalık görüp, suçların sorumlusu ilan ederken gördünüz mü düştüğümüz durumu?

İnsan demek; hata, kusur, günah işleyen varlık demektir. Kendisini düzeltebilir, tevbe edebilir, Allah da affedebilir. Lakin kul hakkı müstesna!

Suriyeliler gitsin diye tepinenler sevinsinler!!!

Zira o suçladıkları ve fazlalık olarak gördükleri Suriyeli kardeşlerimizden biri iffetini ve canını korumak; ailesi ile yaşamını sürdürmek için vatanını, kültürünü, anılarını işgal edilmiş topraklarında bırakarak bize sığındı.

Oysa bugünün Ensar’ıydık onlar için!

Lakin kaçtığı tecavüze, ölüme bizim topraklarımızda hunharca yakalandı!

Artık onlar emin eldeler. Ya biz? Vallahi ziyandayız!

‘Kötüler hiçbir yerde saklanamaz,’ der Epikuros ve devam eder ‘çünkü vicdan kendi kendilerini buldurur onlara.’

Elbet kara leke zalimin yakasına yapışacak!

Mehmet Görmez hocamızın da dediği gibi; "Bize ne oldu ki vicdanımıza ve merhametimize sığınan bebeğin katili olduk!" 

Biz sınavı verebildik mi?

Bu sorunun cevabını Suriyeli Emani bacımızın ve yavrusu ve bizim de yavrumuz Halafi’nin toprağına ve yaşadıklarına bakarak cevap verin!

Cevap verelim…