BIST 9.525
DOLAR 32,52
EURO 34,71
ALTIN 2.489,30

İki yüzlü gazetecilik nasıl yapılır?

Türkiye'yi idare edenler İnternet'in gücünden bihaber. Enis Berberoğlu ve arkadaşları bunu bildikleri için, İnternet üzerinden farklı, gazetede farklı gazetecilik yapıyor.

Akit ve Sözcü muhalefet yapıyor. Biri iktidara karşı, diğeri muhalefete karşı. Aydınlık ve Yurt gazeteleri de muhalif. Bu gazeteler de yapılan yayınlar, yayın sahipleri "taraf" oldukları için çok inandırıcı olmuyor!

İnandırıcı olsun ya da olmasın, yukarıda sözünü ettiğim dört gazetenin yayınlarında iki yüzlülük yok. Akit yıllardır bildiği yolda yürüyor. Sözcü yeni olmasına rağmen istikamet değiştirmedi. Doğu Perinçek'in sahibi olduğu Aydınlık'ın politikası belli. Yurt ise çok yeni ve muhalefetin yanında yer alan bir gazete.

Cumhuhuriyet'i de diğer gazetelerden ayırmak zorundayız. Zira onların "yönü" ezelden beri belli, iktidarlara karşı "dik duruş"larında taviz vermediler. AK Parti iktidarına karşı askerle kolkola girmiş olmaları ayrı tabii... 

Peki ya diğerleri?

Star'la başlayalım. İktidardan yana olduklarını gizlemiyorlar. Mustafa Karaalioğlu'nun belirlediği politika başından beri hiç değişmedi. Star'ın yayın anlayışı, gazetenin resmi web sitesinde de aynı.

Sabah...

Sabah'ın çizgisi de, Star'dan farklı değil.

Sabah ayrı, gazetede ayrı yayın yapmıyorlar. Kimi yazarları iktidar karşıtı yayın yapsa da, Sabah yönetimi ses etmiyor ve iki yüzlü gazetecilikten uzak, yayınını sürdürüyor.

Akşam...

İsmail Küçükkaya'nın gidişiyle birlikte çizgisi değişti. Mehmet Ocaktan'ın gelişiyle, Star politikası Akşam'da hakim olmaya başladı. Akşam'da politika aynı.

Radikal...

Eyüp Can, teknoloji konusunde herkesten önce uyanan bir genel yayın yönetmeni. Radikal'ın eski politikası onunla birlikte pekişti. Radikal'in web sitesi daha etkin olmaya başladı. Eyüp Can, bildiği doğruları söylemeye, yazmaya, yayımlamaya devam ediyor. Teknolojinin tüm nimetlerinden yararlanarak üstelik. 

Habertürk...


Fatih Altaylı'nın agresif yayıncılık yapmasıdır Habertürk'ü bugünlere taşıyan. Tek kişiye, tek partiye, tek kuruma karşı agresif yayın yapmıyor Fatih... Bizim Adnan Berk Okan gibi, kah alkışlıyor, kah kazandırıyor, kah kaybettiriyor. Başbakan Erdoğan'la bir iyi, bir kötü oluşu da, yaptığı yayınlardan kaynaklanıyor. 

Fatih, tepki alsa da gazetecilik yapıyor yani.

O yüzden iki yüzlü gazetecilik yaptığı söylenemez!

Habertürk'ün yayıncılık anlayışı, Gazete Habertürk'ten farklı değil. Habertürk sitesi ayrı telden, Fatih Altaylı ayrı telden çalmıyor yani... 

 Milliyet...

 Milliyet'te çok şey değişti. Patron değişikliği iyi gelmedi. O değişiklik Vatan'ı da etkiledi haliyle. Taşlar yerinden oynadı, oynuyor. Tayfun Devecioğlu zamanında Milliyet "adam gibi" gazetecilik yapıyordu. 

Patron Aydın Doğan iken yani...

Demirörenler geldi, Milliyet'in tadı kaçmaya başladı.  

Hasan Cemal gitti, Can Dündar gitti, Derya Sazak geldi gitti. Şimdi Fikret Bila var gazetenin başında. O'nun da ne kadar kalacağı belli değil.

Canım bundan sana ne?

Bana ne doğru da, tüm bunlar yapılan yayınları etkiledi etkiliyor. İki yüzlü gazetecilik yapılmaya başlandı yılların Milliyet'inde. Allah'tan Milliyet'in sitesinde Ercüment İşleyen var da, yukarıda yaşanan her şeyi siteye yansıtmıyor.

Yeni Şafak...

İbrahim Karagül, gülle gibi daldı bu işe. Gazetede gazetecilik yapılmaya başlandı. Yeni Şafak'ın sitesi çehre değiştirdi... Muhalif seslere gazetede, TVNET'te yer verilmeye başlandı. Geçmişin paslı çengelleri bir bir sökülüp atıldı.

Bir ara sendelemişti Yeni Şafak... Patron gazeteciliği daha çok etkili olmaya başlamıştı. İbrahim'in gelişi, gidişatı değiştirdi. 

 Zaman...

Ekrem Dumanlı'nın gazeteye kattıkları inkar edilebilir mi? Türkiye'de farklı bir mizanpaj uygulamasını ilk o başlattı. Yıllar geçti, diğer gazeteler Ekrem Bey'in gazetesini taklit etmeye başladı.

Zaman'ın web sitesi Türkiye'deki tüm sitelerden yaşlı. Orada yapılan yayınlar gazetenin çizgisinden uzak değil.  

Türkiye

Nuh Albayrak çok şey yaptı, yapıyor. Yayın politikası Türkiye'de hiç değişmedi, değişmez de. Yeni yayın döneminde Nuh Albayrak sürprizler yapacak.

Ve Hürriyet...  

Enis Berberoğlu'nun Hürriyet'in tepesine nasıl getirildiğini konuşmaya gerek yok. 
Ertuğrul Özkök'ten kurtulmanın başka bir yolu yoktu,  Türkiye'nin amiral gemisi Hürriyet'te yazı yazmayan bir genel yayın yönetmeni olarak, Enis Berberoğlu'ndan daha iyisi bulunamazdı Özkök'ü bertaraf etmek için.

İktidarı rahatsız etmeyen yayınlar, aşk, cinayet benzeri haberler, Enis Berberoğlu döneminde görüldü Hürriyet'in tepesinde, manşetinde.  Metehan Demir gibi Ankara'nın altını üstüne getiren bir gazeteciye yazı yazdırmamak da, yine Enis Berberoğlu'na nasip oldu.

Niye?

Niyesi belli..

Ne olur ne olmaz, Metehan'ın ayarı kaçar, birinin nasırına basar...  

Allah muhafaza! 

Hürriyet sitesine ne oluyor peki?

Enis Berberoğlu'nun himayesindeki Hürriyet'te ise, gazetede yapılanların tam aksi oluyor. Gezi'de iki farklı yayın yapıldı mesela. Hürriyet'te iktidarı yıpratmak adına ne gerekiyorsa yapıldı, gazetede ise her zamanki gibi vaziyet idare edildi.

İşte başlığa çıkan sorunun yanıtı!

Sen kağıtta kuzu olacaksın, İnternet'te kaplan...

Niye biliyor musunuz?

Türkiye'yi idare edenler İnternet'in gücünden bihaber. Enis Berberoğlu ve arkadaşları bunu bildikleri için, İnternet üzerinden farklı, gazetede farklı gazetecilik yapıyor.

Enis Berberoğlu, İnternet'in daha etkili ve daha çok kişiye ulaştığını biliyor ve bu yüzden iki yüzlü gazetecilik yapmayı tercih ediyor. 

Yapılan iki yüzlü gazeteciliğe, Gezi'de suçüstü yapıldı ama!