BIST 8.981
DOLAR 32,33
EURO 35,07
ALTIN 2.294,65

İki fıkra...

Anadolu insanı kıvrak zekâlıdır. Saf görünürler ama sohbetleri arasında öyle ince mesajlar verirler ki ancak anlayan anlar. Aşağıya aldığım iki fıkrayı, bizi yönetenlerin, özellikle de politikacıların dikkatine sunarım.

***

Kars'ta bulunan yerel Serhat TV’nin muhabiri, halkın arasına karışarak gündelik hayata dair röportajlar yapmaya başlar. Bir caddede karşılaştığı yaşlı bir amcaya mikrofon tutup sorar:

***

- Nasılsın dayı, eyi misen?
- Şükür oğul, cani taşirem, eyiyem, çoh eyiyem.
- Halin, keyfin, sağlığın da eyi midir?
- Eyidir, he, çoh eyidir.
- Şehirden, hizmetlerden memnun musun?
- Nasi söz!
- Validen, kaymakamdan, belediye başkanından?
- Hiç eyle olur? Bizim ağzımız dövlete ne diyebilir.
- Yani memnunsun.
- Allah dövlete millete, kaymakam bege, bölediye başganımıza zeval vermesin.
- Memnunsun?
- Dövletimiz, kaymakamımız, başganımız, şanlı ordumuz başımızdadır, her ne olursa bir fiil o dakika yanımızdadır. Ben vatanıma nasi serzeniş ederem? Amma, benim derdim başkadır..
- Allahina gurban dayi, söyle nedir?
- Doksan sene önce buraya Ruslar girdi ya?
- He girdi.
- Hani bu belediye binaları, okulları, çeşmeleri, istasyonu, yolları, kaldırımları Ruslar yaptılar ya?
- Rus işgalinde yapıldı değil mi dayi?
- He… Hec benim dövletime, milletime sözüm olur mu? Ben aha bu Rusların avradını... Doksan sene önce bu kaldırımları, caddeleri yapıp gittiler, bir gün olsun bi kere Kars'a gidek, yollar bozuldu mu, kanallar tıkandı mi demediler, insan bi gelir de bakar buralara, heç beyle olur mu?! 

***
Bir gün ormancının biri dalları nehrin üzerine sarkan ağaçtan yakacak için odunluk keserken baltasını suya düşürür. "Aman Tanrım" diye bağırdığında bir peri belirir ve "ne bağırıyorsun?" diye sorar. Ormancı baltasını suya düşürdüğünü ve yaşamını sürdürebilmek için o baltaya ihtiyacı olduğunu söyler. Peri suya dalar ve elinde bir altın balta ile gelir.
-Baltan bu muydu? der.
Ormancı:
-Hayır, diye cevaplar.
Peri suya tekrar dalar ve bu sefer elinde gümüş bir balta ile gelir.
-Baltan bu muydu?
Ormancı yine "hayır" diye cevaplar.
Peri suya tekrar dalar ve bu sefer elinde demir bir balta ile gelir, ormancıya sorar.
-Baltan bu muydu?
Ormancı:
-Evet, der.
Ormancının dürüstlüğü perinin çok hoşuna gider ve baltaların üçü nüde kendisine verir. Ormancı mutlu bir şekilde evine döner.

***

Bir zaman sonra ormancı eşiyle birlikte nehir boyunca yürürken karısı suya düşer. Ormancı; "Aman Tanrım", diye bağırır. Peri yine belirir ve sorar:
-Ne diye bağırıyorsun?
Ormancı:
-Karım suya düştü" der.
Peri suya dalar ve Jennifer Lopez’le birlikte geri döner.
-Karın bu mu? diye sorar.
Ormancı:
-Evet, der.
Peri sinirlenir…
-Yalan söylüyorsun. Karın bu değil, der.
Ormancı:
-Özür dilerim peri, der. Ortada bir yanlış anlaşılma söz konusu. Eğer Jennifer Lopez için hayır deseydim bu sefer Catherine Zeta-jones ile geri dönecektin. Ona da hayır deseydim karımla dönecek ve her üçünü de bana verecektin. Ben fakir bir adamım ve üç karımın sorumluluğunu taşıyabilecek durumda değilim. Jennifer Lopez’e evet dememin sebebi budur...

***

Bu hikâyeden alınacak bir başka ders:
Ne zaman bir erkek yalan söylüyorsa bunun iyi ve saygın bir nedeni vardır ve bu başkalarının yararı içindir!..
Kendileri için bir şey istiyorlarsa ekmek çarpsın!…