BIST 9.080
DOLAR 32,37
EURO 34,95
ALTIN 2.325,11

İclal Aydın'ın büyük dramı! Bir sabah uyandı ve tanımadı...

İclal Aydın'ın büyük dramı! Bir sabah uyandı ve tanımadı...

İclal Aydın... Sunucu, oyuncu ve yazar... Türkiye'nin gamzeli güzellerinden... Ama içinde öyle bir yara var ki kapanmıyor bir türlü... İclal Aydın bir sabah uyanıp kimseyi tanımaz hale gelen annesini ve bir daha anne olamamasının içine açtığı yarayı anlattı.

İclal Aydın'ın büyük dramı! Bir sabah uyandı ve tanımadı...

İclal Aydın... Sunucu, oyuncu ve yazar... Türkiye'nin gamzeli güzellerinden... Ama içinde öyle bir yara var ki kapanmıyor bir türlü... İclal Aydın bir sabah uyanıp kimseyi tanımaz hale gelen annesini ve bir daha anne olamamasının içine açtığı yarayı anlattı. İclal Aydın'ın sosyal medyadan annesi ile ilgili yaptığı paylaşım büyük yankı uyandırdı. İclal’in satırları şöyleydi: “Annemle baş başa bir pazar günü geçiriyoruz. Biraz önce yoğurt yediriyordum. Elimde kâse ve küçük tatlı kaşığıyla, ‘Hadi bu son kaşık’ derken, itiraz etmeden açtı ağzını. ‘Doydun mu?’ soruma karşılık kafasını salladı usulca. Küçük, iştahsız bir çocuk gibi. Evin küçük kedileri top oynarken gülüyor. Her şey tersine dönüyor, ne garip. Bir zamanlar bize küçük kaşıklarla yedirirken, şimdi o bizim bebeğimiz oldu...” Bu sıralar ‘Üç Kız Kardeş’ adlı romanı 50 bin satış rakamını deviren İclal Aydın Ayşe Arman'a konuştu...

İclal Aydın'ın büyük dramı! Bir sabah uyandı ve tanımadı...

- Geçenlerde, hastalığı nedeniyle sizi de kendisini de unutan annenle ilgili bir paylaşımda bulundun. Hepimizi sarstın. Annenin öyküsü nedir? - Annem, 1950 doğumlu bir köy çocuğu. Ihlara Vadisi’nde, dokuz kardeşin en büyüğü olarak dünyaya geliyor. Doğduğunda, anneannem 15 yaşında. Dedem idealist bir adam. Annemin okumasını istiyor. İlkokuldan sonra yatılı bölge okuluna yazdırıyor. Bir meslek sahibi olsun, eli meşale tutsun, Türkiye Cumhuriyeti’nin aydınlık kızlarından biri olsun istiyor. Annem de onu hiç hayal kırıklığına uğratmıyor. Okulunu dereceyle bitiriyor ve hemen vazifeye başlıyor. Çok becerikli ve sevilen biri...

İclal Aydın'ın büyük dramı! Bir sabah uyandı ve tanımadı...

- Annenle nasıl bir ilişkin vardı? - Üzülüyorum böyle söylerken ama korkardım ben annemden. Çok kuralcı ve titiz bir kadındı. Ona bir türlü kendimi beğendiremezdim. Babama daha düşkündüm ve erken ayrılığımız nedeniyle onu hep çok özledim. Bu özlemi annemden saklamaya çalıştım ama başaramadım. Annem de haklı olarak içerliyordu, “Ben büyütüyorum, ben çile çekiyorum ama bu hep babasını özlüyor!” diye düşünüyordu muhtemelen. Bir türlü sıcak bir ilişki kuramadım annemle. - Sebebi zor beğenen biri olması mı? - Sert ve otoriterdi, her şeyimi eleştirir, başkalarıyla kıyaslardı. Beni yeterince iyi bulmadığını, bu yüzden de sevmediğini düşünürdüm. Ne yapsam mutlu olmazdı. Sesimi yükseltmez, her dediğini yapmaya çalışır, kardeşimi korur kollardım ama bir çift güzel söz duymak mümkün olmazdı.

İclal Aydın'ın büyük dramı! Bir sabah uyandı ve tanımadı...

HERKES BENİ SEVERSE O DA SEVER SANDIM - Peki sen İclal Aydın olarak insanların tanıdığı, sevdiği biri olduktan sonra? - İşler biraz değişti ama her röportaj, her televizyon programı sonrası annem ne diyecek diye düşünürdüm. Ve annem, yine bir kusur bulurdu. - Benim anladığım, sen annen tarafından onaylanmış hissetmemişsin kendini... - Onaylanmayı bırak, sinirlerini bozuyordum! Babama çok benzetirdi beni. Ona duyduğu kızgınlığı benden çıkardığını düşünürdüm. Yıllar geçti, yetişkin biri oldum, yaşadığım her sorunu annemle ilişkilendirmeye başladım. Yalnızlığım dışında hiçbir yerde güvende hissedemiyordum kendimi. Bunun da sebebinin, annemin beni yeterince sevmemesine ve onaylamamış olmasına bağlıyordum. Çok başarılı olursam bu meseleyi çözebilirim zannettim. Ünlü olursam, ödüller alırsam, çok para kazanırsam, herkes beni severse, o da sever! Ama o yine de hep kusur buldu! Dış dünyadan gelen yorumlarla bir özgüven inşa edilemeyeceğini öğrenmek yıllarımı aldı. Ama çocukluk işte, onaylanmak iyi gelir sanıyorsun...