BIST 9.722
DOLAR 32,55
EURO 34,87
ALTIN 2.424,27

Hz. Ömer'in Hassasiyetinde Erdoğan Duruşu!

PKK’nın bombalı saldırısıyla şehit olan Mardin'in Derik İlçe Kaymakamı Muhammed Fatih Safitürk'ün cenazesinde Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın duruşu dikkatimi çekti.

Bu yazıyı yazmadan önce düşüncelerimi bir dostumla paylaştım. Düşüncelerim hakkında bilgisini öğrenmek istedim.

Bana cevabı; “Üstat inandığın her doğruyu yazmalısın bence. Ama yazdığına inanmıyorsan eğer seni okuyanların ve takip edenlerin vebaline girmiş olursun” şeklinde oldu.

Yazmayı arzuladığım konu hassas bir hissiyatın menfezinden sızmış ışık huzmeleri gibi gönlümde yer buldu.

Dostumun  hatırlatmasından sonra kendimi ve düşüncelerimi tarttım ve yazmalıyım diye biiznillah karar verdim.

**

Hz. Ali anlatıyor:

“Bir gün Ömer’i, telaş içinde, hızlı hızlı giderken gördüm; “Ya emire’l-müminin nereye gidiyorsun?” diye sordum.

“Devlete ait develerden biri kaçmış, onu aramaya gidiyorum” diye cevap verdi.

O zaman ben: “İnan ki, senden sonra bu milleti idare edecek olanlara ağır bir yük bırakıyorsun! Herkes senin yaptığını yapamaz!” dedim.

Bunun üzerine şöyle konuştu: “Hz. Muhammed’i (a.s.), hak peygamber olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki, Dicle kenarında bir oğlak kaybolsa (yahut bir kurt bir koyunu kapsa) korkarım ki kıyamet gününde onun bile hesabı Ömer’den sorulur!”

Hz. Ömer’in bu hassasiyeti sorumlu olduğu tebaasının ind-i ilahi’deki hesabın çetinliğinden kaynaklanıyordu.

Biz inanıyoruz ve biliyoruz ki Ömer Efendimizin hesabı çetin olmayacaktır inşallah.

Lakin onun hassasiyeti o kadar deruni idi ki bu düşünceler terazisinde adımlarını atmaya çalışıyordu.

Bu vecizeyi kaleme alıp kelama çevirmekteki maksadım kısmi bir sınırda gözlemlediğim hissiyatı mukayese edebilmektir.

Elbette bende biliyorum ki hiçbir yönetici ya da lider Hz. Ömer efendimiz ile mukayese edilebilecek tartıda değildir.

PKK’nın bombalı saldırısıyla şehit olan Mardin'in Derik İlçe Kaymakamı Muhammed Fatih Safitürk'ün cenazesinde Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın duruşu dikkatimi çekti.

Dikkatimi çeken anları defalarca seyretmenin neticesinde durumun hissiyatı gönlüme oturdu.

Erdoğan’ın, Şehit Fatih Safitürk’ün babasının konuşması esnasında duruşu ilk dikkatimi çeken detaydı.

Israrla seyrettim; beden dilini, mimiklerini ve el hareketlerini okumaya çalıştım.

Başı öne eğik, göz yaşlarını içine akıtacak derecede bir samimiyetle gözlerini yere dikip saklamasını ve diğer detayları irdelemeye çalıştım.

Çalıştım çünkü gönlüme oturan hissiyat beni etkilemiş aklıma Hz. Ömer’in söylediklerini getirmişti.

Erdoğan’ın halet-i ruhiye sinin senaryosunu seyretmeye çalıştım.

Zihninden geçenleri duruşunun vermiş olduğu pürmelale göre yorumlaya çalıştım.

Çok büyük bir hissiyat ve ihtimalle şöyle idi; “Karşımda musalla taşında duran şehidimizin hesabı ind-i ilahide benden sorulacak! Ya Rab! Muhammed Fatihi koruyamadım affeyle beni.”

Yaptığı konuşmanın anlam boyutunu, sesinin rengini, mimik ve duruşunu uzmanlar tahlil etmiş olsalar eminim ki benim gördüğüm Allah’a ve milletine karşı olan samimiyeti dile getireceklerdir.

Erdoğan’ın halet-i ruhiye sindeki pürmelali çokça detaylı cümlelerle, tasvir ve betimlemelerle yazabilirim bunda sıkıntı yok.

Lakin asıl olan Erdoğan’ın hassasiyet taşıyan liderlik samimiyeti.

Hem de bu samimiyet Allah’a karşı olan saf samimiyet.

Erdoğan tahttan, saltanattan, makamdan, gösterişten, siyasetten çok daha büyük ve güzele talip.

Davasını en zirveye oturtmuş!

Müslümanca yaşamanın beraberinde Müslümanca duruş sergileyebilen bir vatanın temellerini atabilmenin hedefine talip.

Bu samimi Müslümanca duruşunu bütün dünyaya gösteren liderin ardında yürümek, davasını dava bilmek bizim en ideal görevimiz olmalıdır.

Hz. Ali’nin Hz. Ömer için söylemiş olduğu “senden sonrakilere büyük bir yük bırakıyorsun” sözünü Erdoğan için söylemek hiçte zor değil.