BIST 9.722
DOLAR 32,56
EURO 34,86
ALTIN 2.431,82
HABER /  GÜNCEL

Hükümetin cari açıkla sınavı

Seçim sonuçlarının ardından, cari açığın 30 milyar dolara ulaştığı haberi geldi. Alper Ballı'nın konuştuğu Erdal Sağlam ve Korkut Boratav, olası senaryoları ve hükümetin önündeki seçenekleri değerlendiriyor.

Abone ol

Türkiye'de seçimden ezici bir zaferle çıkan AKP hükümetinin önceliği anayasa reformu olarak ilan edildi.

Ancak ekonomi de AKP lideri Erdoğan'ın üçüncü başbakanlık döneminde önemli bir gündem maddesi haline geleceğe benziyor.

İktidar partisi, muhalefetin çabalarına karşın ekonominin seçimlerin ana gündem maddesi haline gelmesini engellemiş, muhalefetin ekonomiye ilişkin vaatlerini gerçekleştirebilirliği konusunda seçmen nezdinde tereddüt oluşturmayı başarmıştı.

Seçim sonuçlarının kesinleşmesinin ardından ekonomiye ilişkin ilk karamsar haber bu sabah geldi.

İlk dört aylık cari işlemler açığı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 100'ün üzerinde bir artışla 30 milyar dolara yaklaştı.

Merkez Bankası'ndan yapılan açıklamada cari açık artışında, dış ticaret açığının 15.39 milyar dolar artarak 28.31 milyar dolara ulaşmasının etkili olduğunun altı çizildi.

Economist de uyarmıştı

Türkiye, cari açığının yüksek olduğu konusunda hem ülke içinden hem de dışından sık sık uyarılıyor.

Son olarak Economist dergisi, cari açığı, enflasyonla birlikte Türkiye'nin ikiz sorunları olarak nitelemişti.

Peki hükümet özellikle cari açık sorununu gidermek için ne yapacak?

Hürriyet gazetesi yazarı Erdal Sağlam, ekonominin soğutulması gerektiği görüşünde.

Hükümetin önündeki en anlamlı seçeneğin iç talebi azaltacak zamlar, vergi artışı, kredilerin kısılması gibi önlemlerle ekonominin karşı karşıya kalacağı riskin azaltılması olduğunu kaydediyor Sağlam.

Cari açık, halihazırda küresel krizle azalan dış ticaret sebebiyle daha hızlı bir şekilde artıyor.

Başbakan Erdoğan, seçim gecesi yaptığı konuşmada yatırımlara tam gaz devam edeceklerini kaydederek, büyümede frene basmayacaklarının mesajını vermişti.

Sağlam, Türkiye ekonomisinin şu andaki seyrinin sıcak para girişi olmaksızın cari açığın finansmanına olanak sağlamadığına da dikkat çekiyor.

Ancak özellikle ABD başta olmak üzere dış piyasalarda faizlerin artmaya başlaması sıcak paranın yön değiştirerek Türkiye dışına çıkmasına neden olacak.

Türkiye'den ani sıcak para çıkışı da, ekonomi için ani şoklar anlamına gelecek.

Dolayısıyla beklenti bir önlemler paketi çıkacağı yönünde. Ancak paketin zamanlaması da en az önlemlerin içeriği kadar kilit önemde görülüyor.

Siyasi strateji belirleyici olacak

Zamanlama, Erdoğan'ın siyasi stratejisiyle yakından ilgili olacak Ankara'daki gözlemcilere göre.

Türkiye, önümüzdeki yıl ya olası bir anayasa referandumu ya da cumhurbaşkanlığı seçimi için yeniden sandığa gitme seçeneğiyle karşı karşıya kalabilir.

Erdoğan'ın da siyasi geleceğini yakından ilgilendiren bu iki olasılık için de seçmen nezdinde rahatsızlık yaratabilecek önlemler almaktan kaçınmayı tercih edebileceği söyleniyor.

Halkın pek de hoşnut olmayacağı zam, vergi artışı, ekonominin frenine basılması gibi sonunda işsizlik de yaratabilecek önlemler hükümetin karşı karşıya kaldığı açmazı derinleştiriyor.

2009 yerel seçimlerinde AKP'nin oyları yüzde 38'e gerilemiş, muhalefetin oylarında da bir önceki seçime göre artış yaşanmıştı.

İktisatçı Prof. Korkut Boratav, yerel seçimlerin küresel krizin en yoğun hissedildiği dönem olduğuna dikkat çekiyor.

Boratav, krizin etkileri 2009'da sandığa yansımıştı görüşünde

Ancak daha sonra, AKP'nin çok da fazla katkısı olmadan ekonominin canlandığını kaydeden Boratav, bu canlanmada en büyük etkenlerden birinin büyük ekonomilerdeki finansal genişlemenin çevre ekonomilere taşınması olduğunu söylüyor.

Böylece işsizlik de hafiflemiş oldu.

İşsizlik şu anda yüzde 11 civarında seyrediyor. Ancak işsizliğin göreceli olarak düşük olmasının bir nedeni de mevsimsel istihdam gözlemcilere göre.

Boratav, hükümetin ''kriz teğet geçti'' söyleminin pek geçerli olmadığını, ancak kısa süreli hissedilen krizin ardından gelen büyümenin bu söylemin benimsenmesine yol açtığını kaydediyor.

Dünyada yaşanan ekonomik krizin büyük bir durağanlığa işaret ettiğini kaydeden Boratav, Türkiye ekonomisindeki canlanmanın uzun sürmeyeceğini vurguladı.

Boratav'a göre, Türkiye ekonomisi de küresel düzeyde düşük seyreden faiz oranlarının yükselmesiyle yaşanacak bir sıcak para çıkışı hareketiyle karşı karşıya kalacak.

Boratav, ''Cari açık işte o zaman soruna dönüşecek'' diyor.