BIST 9.722
DOLAR 32,55
EURO 34,98
ALTIN 2.426,55
HABER /  SAĞLIK

Hoşgörü ve barışın teminatı Türkiye'dir

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Filiz Kılıç, 1. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Hoşgörü, Barış ve Gençlik Festivali ile ilgili İnternethaber'e konuştu.

Abone ol

İNTERNETHABER.COM- ÖZEL HABER

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi tarafından düzenlenen ‘1. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Hoşgörü, Barış ve Gençlik Festivali’ ile ‘2. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Hoşgörü ve Barış Sempozyumu’ yerli ve yabancı birçok bilim insanı ve sanatçının katılımıyla gerçekleşti.

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Filiz Kılıç, düzenledikleri sempozyum ve festivalle ilgili İnternethaber'in sorularını cevapladı. 

YERELDEN KOPMADAN EVRENSELE ULAŞMA GAYRETİ

Gerçekleştirdiğiniz “Uluslararası Hacı Bektaş Veli Hoşgörü, Barış ve Gençlik Festivali ve Sempozyumu”nun özellikle de hoşgörü ve barışa daha fazla ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde yapılıyor olması oldukça anlamlı. Bu önemli etkinliğinizin amacından biraz söz eder misiniz?

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesinin Dünya Barış Merkezi olan Kapadokya’nın bir kurumu olması, bizlere barış ve hoşgörü adına önemli bir misyon yüklemektedir. Kuşkusuz son zamanlarda bölgemiz ve dünyamız sıkıntılı süreçlerden geçmektedir. Her yerde özellikle de bizim de içinde bulunduğumuz Orta Doğu coğrafyasında ne yazık ki savaş, kan ve gözyaşı hüküm sürmektedir. Âşık Ruhsati’nin “Bir vakte erdi ki bizim günümüz/ Yiğit belli değil mert belli değil/ Herkes yarasına derman arıyor/ Deva belli değil dert belli değil” dizelerindeki gibi bir durum söz konusudur.

Aslında deva da bellidir; dert de bellidir. Çünkü bizler biliyoruz ki, yaşanan acıları sona erdirmenin, yaralara merhem olmanın yolu karşılıklı sevgi, saygı, hoşgörü ve barıştan geçmektedir. Bu minvalde kurulduğumuz günden beri düstur edindiğimiz “Yerelden kopmadan evrensele ulaşma” gayretimiz, bu sıkıntıları atlatma adına önemlidir. Nitekim yerelimiz, Hoca Ahmet Yesevi’dir; Hacı Bektaş Veli’dir, Mevlâna’dır, Yunus’tur kısacası bütün gönül erlerimizdir. Bizim yerelimiz, bu gönül erlerinden beslenen hoşgörüdür; anlayıştır; barıştır; mazluma uzanan şefkat elidir; kısaca “Yurtta sulh cihanda sulh’tur. Bu anlayış ve duygular ancak gençler eliyle geleceğe taşınarak daha yaşanası bir dünya inşa edilecektir. Bu sebeple geniş kapsamlı olan bu etkinliğimize “Uluslararası Hacı Bektaş Veli Hoşgörü, Barış ve Gençlik Festivali-Hacı Bektaş Veli Sempozyumu” adını verdik. Bu sayede bir gönül eri olan Hacı Bektaş Veli’nin dünya görüşünü çeşitli bilimsel ve sosyal etkinliklerle başta gençlerimiz olmak üzere toplumun her kesimine ulaştırmayı amaçlıyoruz.

Ömrünü hoşgörü ve barışa hasreden önemli şahsiyetlerin yetiştiği bir coğrafyada yaşıyoruz. Peki, sizce bu şahsiyetlerin yaşam felsefesini tanıtmak ve yaygınlaştırmak adına ne tür atılımlar gerçekleştirilebilir?

Sizin de bahsettiğiniz gibi hoşgörü ve barış adına yaşamış binlerce gönül sultanının harmanlandığı bir coğrafyada yaşıyoruz. Şüphesiz Hacı Bektaş Veli de bu şahsiyetler arasında önemli bir yere sahip. Bu açıdan üniversitemiz bünyesinde faaliyet gösteren Hacı Bektaş Veli Araştırma ve Uygulama Enstitüsünü çok önemsiyorum. Çünkü enstitümüz vizyonuyla, kuracağı ihtisas kütüphanesiyle Hacı Bektaş Veli’nin fikir dünyasını bilimsel yöntemlerle araştıran çalışmalarda bir lokomotif görevi görecektir.

Ayrıca uluslararası düzeyde gerçekleştirdiğimiz bu etkinlik ve sonrasında yapacağımız çalışmalarla toplumun her kesimini kendi kültürlerinin önemli aktörlerine yakınlaştıracak ve aralarında kopmaz bir bağ oluşmasına zemin hazırlayacağız. Zira birçok ülkeden akademisyenin bildiri ve eserleri ile bu çalışmada yer alıyor olması da hoşgörü ve barış adına atılmış önemli bir adımdır diye düşünüyorum.

HOŞGÖRÜSÜZ OLANLAR YAPTIKLARINDAN UTANÇ DUYMALI

Günümüzde hoşgörü ve barış çok fazla dillendirilen kavramlar. Fakat söz konusu kavramların gündelik hayattaki karşılığı pek de kendini hissettirmiyor. Sizce teoride hep var olan hoşgörü ve barış nasıl hayata aksettirilebilir?

Aslında günümüzde en çok sıkıntısını yaşadığımız şey, empati yoksunluğudur. Çünkü birbirimizi yeterince tanımak için gayret sarf etmiyoruz; bunun için de yeterince birbirimizi anlamıyor, aynı duyguyu paylaşmıyoruz. Dolayısıyla birbirimizi tanımlamak yerine tanımalı, anlamaya gayret göstermeli ve birlik olmalıyız. Bu konuda farkındalığın arttırılması ve gerekli adımların atılması son derece önemlidir. Hani diyor ya şair, “Geç fark ettim taşın sert olduğunu / Su insanı boğar, ateş yakarmış!” İşte böyle olmamalı. İnsan hayatta bazı şeyleri erken kavramalı. Hele ki söz konusu olan şeyler hayatın akışını, insan onurunu zedeleyen tavır ve davranışlarsa. Savaşmak isteyenler her zaman olacaktır elbette. Ancak bizler mirasımızdan aldığımız ilhamla öyle bir hoşgörü ve barış ortamı tesis etmeliyiz ki savaş çıkarmak isteyenler, hoşgörüsüz olanlar yaptıklarından pişmanlık ve utanç duymalı.

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi genç bir üniversite. Bu açıdan okurlarımıza üniversitenizden biraz bahseder misiniz?

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi 2007 yılında kurulan çok genç bir üniversite. Üniversitemiz her geçen yıl büyüyerek farklılığını ortaya koyan, bilimsel araştırmaları destekleyen, yeni yayınlarla zenginleşen bir bilgi merkezidir. Gerek kendi bölgemiz, ülkemiz ve gerekse dünyada ortaya koyduğumuz başarılı çalışmalarla Kapadokya, sadece bir turizm merkezi değil artık üniversitesiyle de adından söz ettiren bir bölge haline gelmiştir.

Üniversitemiz bugün 7 fakülte, 6 meslek yüksekokulu, yeni kurulan Hacı Bektaş Veli Araştırma ve Uygulama Enstitüsüyle birlikte 3 enstitüsü, 2 yüksekokul ve 17 bine yakın öğrencisi olan bir üniversite konumundadır. Elbette bunu yeterli görmüyor ve çalışmalarımızı tüm hızıyla sürdürüyoruz.