BIST 9.717
DOLAR 32,48
EURO 34,94
ALTIN 2.435,32

Her Vurduğun Gol Olsa Ne Yazar!

“İthal malı ıslahattan kaçının. Müslüman memleketlerini ancak felakete sürükler.” diyor Avusturya Devlet adamı Metternich

Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü, 
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü, 
Işık ışık, dalga dalga bayrağım! 
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım. 

Yazıma Arif Nihat Asya’nın bu güzel dörtlüsü ile giriş yapmış oldum.

Bayrağımız bizim şerefimiz, onurumuz, gururumuz. Nerede dalgalandırabilme zemini zuhur ediyorsa rüzgârın her okşayışından göğsümüz kabarır.

Yer, zaman ve mekân gözetmeksizin bu vatanın duygularında bu iştiyak her daim vardır.

Hakkaniyetle ve tarihsel olarak duruşumuzla bu gururlanmayı yaşamayı arzular duygularımız.

Bize vicdan azabı duyuracak herhangi bir tutum içerisine girmeden.

Zira vicdanımızı sızlatan bayrağımızın da dalgalanmasına müsaade etmez.

Bütün bunları kaleme almamın sebebi malumunuz Avrupa kupası maçları dolayısıyla bayrağımızın göndere çekiliyor olması.

Bu organizasyon vesilesi ile Ay Yıldızlı bayrağımızın göğüslerde taşınıyor olması.

Korkunun ve kederin karşısında göğüste iman ile taşınan ve gönderde dalgalandırılan bayrağımız; tarihimiz, şerefimiz, şiirimiz her şeyimiz.

Fransız Gardet der ki; “Vatandaşlığı yapan kan ve toprak değil, inançtır”

Yani imanımız, onurumuz.

Bunun aksi durumları yaşıyoruz millet olarak maalesef!

“İthal malı ıslahattan kaçının. Müslüman memleketlerini ancak felakete sürükler.” diyor Avusturya Devlet adamı Metternich!

Bunun bizim için söylüyor.

Avrupa’da futbol turnuvasında yer alıyoruz. Bu bizim için gurur verici bir tablo.

Türkiye vatandaşı olarak ekran başlarında bu gururu ve onuru seyretmenin, paylaşmanın heyecanını yaşıyoruz-yaşayacağız.

Mağlup olsak da galip olsak da bu gururu haklı olarak yaşayacağız.

Yüz yıllar boyu Avrupa’ya kök söktürmüş, dize getirmiş bir milletiz biz. Göğsü iman ve şuur dolu bir milletiz biz.

Lider bir millet olarak her daim izlenen milletiz biz.

Bu organizasyon bayrağımız ve milliyetimizden dolayı onur veriyor bize, bu doğru.

Ama bugünlerde bizlere çok daha fazla onur duygusunu yaşatan bir ayı yaşıyoruz.

Kur’an’ın indirildiği, Efendimiz Hz. Muhammed’e Peygamberliğin verildiği onurlu bir aydayız.

Yani hem Türkiye vatandaşı olmanın onurlu ayrıcalığı hem de Müslüman olmanın onurlu ayrıcalığını yaşadığımız iki etken var.

Bunun duruşunu sergileyebilmeliyiz.

Cumhuriyet ile beraber Avrupa’ya karşı özenti yaşantımız onur duymamız gereken faktörlerden zaten uzaklaştırdı yıllardır!

Son 15 yıldır oluşturulan zeminde kazanmaya başladığımız şahsiyetimizi ve kimliğimizi yeniden inşa ettiğimiz günlerdeyiz.

Bu futbol turnuvasında kanaatimce hoş olmayan ve dahası onur kırıcı fotoğraflar ve görüntülere muhatap kalıyoruz!

Hem imani hem milli şahsiyetimizin bize kazandırdıklarını unutmamalıyız.

Cumhuriyetten hemen önce İttihat Terakki üyesi, sonrasında ise Kars Milletvekili olan gazeteci Ahmet Ağaoğlu da günümüzdekiler gibi milli şahsiyetinden tamamen uzaklaşarak der ki;

“Medeniyet sahasında mağlubiyetimiz kat’idir ve galip medeniyeti temsil etmek lüzumu çok gereklidir. Garp medeniyeti galip, İslam ve doğu medeniyeti (Anadolu) mağlup... Bunu açıkça itiraf edip galip medeniyeti temsil etmeliyiz!”

Yani aslında Ahmet Bey Avrupa’nın bizim tam da olmamızı istediği şekle bürünmemizi salık veriyor aklınca!

Cemil Meriç kitabında Ahmet Bey’e karşılık olarak şu açıklamayı yapıyor;

“Başkasının şahsiyetini kabul ve iradesine tabi olmak mağlubiyettir. Müslümanlar, elbiselerinden ve evlerinin tefrişatı gibi hayatın maddi tecellilerinden başlayarak Avrupa modellerini taklit etmektedirler. Mağlubiyet budur.”

Üstadın kalemine yüreğine sağlık…

Hem Ahmet Beye hem de bugün Avrupa turnuvasında bizi utandıracak derecede taklit giyinimli Fatih Terim ve futbolcularına söylenecek en güzel söz değil midir?

Bin aydan daha kıymetli bir ay olan Ramazan ayında gündüz vakti canlı yayında basın önünde, çok rahat su içiyor olman (mazeretin elbet olabilir ama mazeret kılıf olamaz) hem milli şahsiyetine hem de manevi şahsiyetine yakışıyor mu?

Giydiğin takım elbise de cabası!

Bu milleti ve bayrağı temsilen ordasınız.

Aliya’nın dediği gibi; “Savaş, ölünce değil düşmana benzeyince kaybedilir!”

Bu tarihten sonra oradaki bütün maçları gol üstünlüğü ile galip gelsen ne yazar.

Benzeyerek mağlupsun zaten!