BIST 9.101
DOLAR 32,37
EURO 34,99
ALTIN 2.325,05

Hayrünisa Gül'ü utandıran Gevher Nesibe

Hayrünisa Gül'ü utandıran Gevher Nesibe

Dünyanın ilk tıp fakültesi... Bir aşk hikayesinden doğmuş. Ama öyle bir halde ki...

Hayrünisa Gül'ü utandıran Gevher Nesibe

Gevher Nesibe, sadece tıp okulu şeklinde değil, hamamı ve diğer üniteleri ile birlikte bir tıp külliyesi şeklinde planlanmıştır.

Dolayısıyla, Selçuklular zamanında Anadolu’da başka şifahaneler yapılmışsa da, Gevher Nesibe, onlara nispeten daha büyük olması ve bir bayanın vasiyeti üzerine yaptırılması açısından da farklılıklar göstermektedir.
Hayrünisa Gül'ü utandıran Gevher Nesibe

Bu şifahanenin ayrı bir özelliği de kitabesinde 1206 tarihinde yaptırılmış olduğunun belirtilmesidir. Bu durum ise bazı tarihi belli olmayan eserlere göre, onu üstün kılmaktadır.

Yine kitabesinden Gevher Nesibe Sultan Şifahanesinin, ilk kadrosunda, biri başhekim olmak üzere 2 hekim, 1 cerrah, 1 göz hekimi, 1 eczacı ve 1 idareci bulunduğu öğrenilmektedir.
Hayrünisa Gül'ü utandıran Gevher Nesibe

Selçuklu yadigarı bu görkemli eserin ön cephesinin solunda şifahane bulunmaktadır. Bu kısmın, üzerinde Selçuklu sanatını simgeleyen işlemeler mevcut olan görkemli bir kapısı vardır. Kapıda yılan ambleminin altında 2.5 metre boyunda ve 75 cm. genişliğinde mermer üzerine yazılmış iki satırlık arapça kitabe bulunmaktadır.

Bu kitabenin Türkçesi şu şekildedir: Bu bimaristan (=farsça hastane) Kılıç Arslan oğlu büyük sultan Gıyasettin Keyhüsrev’in (ona Allah’ın ittifası devam etsin) zamanında Kılıç Arslan kızı İsmetuddin Gevher Nesibe’nin vasiyyeti üzerine Allah rızası için H. 602 senesinde inşa edilmiştir
Hayrünisa Gül'ü utandıran Gevher Nesibe

Gevher Nesibe Tıp Sitesi yapısı ve tıp eğitimi açısından dünyadaki ilk ciddi tıp kuruluşudur. Dünyanın ilk Tıp Fakültesi kabul edilmektedir.

Bugüne kadar 785 yılından beri, eser Kayseri’de birçok istilalar görmüş, yağma edilmiş, tabii etkilerle de çürümüş, aşınmış, yıkılmış, kullanılmadığı dönemlerde de şuursuz kişilerce yıpratılmıştır.

Bu sebeplerle çok kere dış duvarlar, kemerler yıkılmış otlarla, yabani ağaçlarla istilaya uğramış ve tamir edilme ihtiyacı doğmuştur.