BIST 9.765
DOLAR 32,57
EURO 34,99
ALTIN 2.430,93

Hayal kırıklığı yaşamak ve Çeng’i unutulmaktan kurtarmak!....

Üniversitede yaşanan hayal kırıklığı, başarıyı engeller.

GÜNCEL: Ankara Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektörlüğüne, beklendiği gibi  Prof. Erol Parlak atandı. E.Parlak arkadaşımıza, bu zorlu dönemde  başarılar diliyoruz.

Üniversite her gencin en büyük hayalidir. Ancak, -nedense!- üniversitelerimize giren öğrencilerin bir sene sonra umutsuzluğa/yılgınlığa/ümitsizliğe kapıldıkları görülmektedir.

Geçen gün lisans 3.sınıfta okuyan, bir dostumun yeğeni; hocam, ben …..okuyorum. Geldiğimde kendime özgüvenim vardı, konuşur, tartışırdım, görüşlerimi söylerdim. Üniversiteyi de öyle zannetmiştim. Ama, şimdi özgüvenim yok oldu, derslerde hep susuyorum. Çünkü, hocalar; konuşanı, soru soranı, sorgulayanı sevmiyorlar. Fırça atıyorlar, arkadaşların içinde bozmaya çalışıyorlar.” deyince “Vah üniversitem, vah akademisyen arkadaşlarım” dedim. İnsanlar ne çabuk, yaşadıklarını/öğrencilik yıllarını unutuyor ve geldiği yerin gücü ile öğrencilerin umutlarını yıkıyor.

“Mesele ne?

Mesele, gençlerin dört yıl boyunca işsiz kalmak için okuması..

Mesele, gençlerin dört yılın sonunda hayal kırıklığına uğraması..

Mesele, üniversite mezunu işsiz sayısının her yıl katlanarak artması.

Mesele, fakültelerin büyük çoğunluğunun binadan ibaret olması..

Meselenin anası bu..

Böyle mi bilim/sanat gelişecek?

Üretim, patent sayısı  artacak?!..

İşte, konuyu özetleyen güzel bir bölüm;

"Çok kısa zaman sonra bu ümitlerin kırılmaya başladığını maalesef göreceğiz. Eskilerin sukutu hayal dedikleri bu tehlikeli sürecin içine düşmemenin iki yolu vardır;

1/ Birincisi faydasını görmeyeceğinize inandığınız bir bölümü hatta üniversiteyi derhal terk edip hayatınızı daha elle tutulur bir iş kolunda denemek! 18-19 yaş biraz geç görünse de insan pekâlâ iyi bir aşçı olabilir, elektrik teknisyenliğine yönelebilir, zanaatlarda hayatını kurabilir. Bazı dallarda yetenekli ve çalışkan insanlar üniversitenin temsilcisi olan profesörlerden daha saygın bir statüye dahi gelebilirler. Toplum sınıflamalarında yetenekli marangozun veya bir döşeme ustasının (Bizim zamanımızdaki döşemeciler loncasının ileri gelenlerinden Hüsnü Diker ustayı hatırlayalım) birçok merhum profesörden daha çok anıldığını örnek diye verebilirim. Büyük silah mucidi ve ustası Kalaşnikof da bildiğim kadarıyla makine mühendisliği profesörü değildi; hatta ordudaki rütbesi de astsubaydı.

2/ İkinci yol ise bulunduğunuz dalda daha çok merak etmek ve okumaktır. Evvela da Türkçenizi geliştirmek ve yabancı dil öğrenmektir. Türkiye, artık bizim zamanlarımızda olduğu gibi diplomalıların mutlaka bir kadroya oturtularak doyurulduğu ülkeler kategorisinden çıktı. Eğitim kurumlarımızın çoğu nitelikçe çok düşük ama insanlarımızın amansız rekabet pazarına girebilmek için çok daha nitelikli olması gerekiyor….

Çeng’i  unutulmaktan   kimin kurtardığını  biliyor muydunuz?!...

Hiçbir yazım kişilerle ilgili olmadı…Ancak, bir süre önce aramızdan ayrılan

-kul hakkımı helal etmediğim- Ş.B.nin  kötü bir  hastalığa yakalanmış olması nedeniyle,  hazırladığım Ş.B.ile ve MİAM Y.L. ve Dr. dersleriyle ilgili akademik analizi  içeren  üç  yazıyı yayına (Ocak 2016 tarihli) vermekte hep zorlandım. Ve, çok sevdiğim/saygı duyduğum bir dostuma, konuyu açtığımda; ‘şimdi yayına vermen sana yakışmaz’ dedi, söz verdim, Ş.B. ile ilgili olanı yayınlamayacağım.

Ancak, Prof.Ali Ergur, Ş.B.nin ardından bir yazı yazmış:

Bizim yıllardır göremediğimiz kişisel özellikleri  A.Uygur  hoca görmüş!...

Yazıyı okuyunca sanırsınız ki;  müzikolojinin sorunlarını Ş.B. çözmüş! (oysa, sorunlar ortada duruyor)ve o kişi  hiç “kul hakkı” yememiş!… 

Ali hoca, bir  iddiada bulunmuş ve; “çeng’i unutulmaktan Ş.B. kurtardı” demiş..

Hocam, lütfen abartı olur da, bu kadarı fazla olmuş… Bir çalgının “tellerine dokunmakla”, “icra etmek” ayrı olsa gerek!!! Gerçek çeng icracılarına/sanatçılarına ayıp olmuş!.. Mesela, klasik müzik geleneğinden yetişen Türkiye’nin önde gelen arp sanatçısı Şirin Pancaroğlu bu yazıyı okuyunca ne düşünür acaba?!..

(Bir anı: Aya-İrini’de bir konserde Ş.B. çeng ile sahnede -orkestra ile-  yerini almış, teline dokunmadan konseri başarı! ile bitirmişti. Yanımda bulunan protokolden birisi, bana eğilerek,” afedersiniz, şu bayanın  çalgısı nedir?” diye sordu, ben de “çeng” dedim. “Ama” dedi, “sesi duyulmadı?!..” Ben; “çalmadı ki duyasınız” demiştim.)

Atalarımız, “Doğru söz acıdır” demişler. İbni Zafer de “Sulvanü’l Muta” adlı eserinde, doğru bir dost tavsiyesi için; “İlk aldığınızda sizi iğrendiren acı bir ilaç gibidir, ancak size faydalarını fark ettikten sonra keyfinizi yerine getirir” diyor.

Lütfen, bu konuda  beni anlayışla karşılayınız. Bu kısa  yazının Ş.B. nin, bana yaptıkları/mobbing  ile ilgisi yok…Sadece tarihe, doğru  bir not düşüyorum.

Şunu da belirteyim; “Kinci biri değilim. Sadece canımı acıtan insanların, hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam etmesini istemiyorum.” 

Ama, bu düzende ettiler, bir uyarı dahi almadılar ve taltif bile edildiler…

Ayrıca,

Tarih; geçmişin gerçekleri ve  tecrübeleri ile  ve geleceğin buluşmasıdır.

Geçmişte yapılan yanlışın, bir gün ortaya çıkma gibi bir huyu vardır.

Bu nedenle; Türk Müziği Tarihi/Müzik  Tarihi yanıltılmamalı!...

ABD VE UNESCO: ABD Dışişleri Bakanlığı, UNESCO'dan "İsrail karşıtı tutumu" ve "yapısal reform ihtiyacı" nedeniyle ayrıldığını belirtti. Bakanlık açıklamasında, "12 Ekim 2017'de Dışişleri Bakanlığı, ABD'nin UNESCO'dan geri çekilme ve kurumda daimi gözlemci statüsünde olma kararını, UNESCO Genel Direktörü Irina Bokova'ya iletmiştir. Bu, kolaylıkla alınan bir karar değildir; UNESCO'daki İsrail karşıtı tutumun devam etmesi ve kurumdaki yapısal reform ihtiyacı gibi ABD'nin taşıdığı endişelerin bir yansımasıdır." ifadelerine yer verildi. Söz konusu kararın, UNESCO Anayasasının 2'nci maddesinin 6'ncı bölümüne göre, 31 Ekim 2018'de hayata geçeceği kaydedilen açıklamada, ABD'nin bu tarihe kadar kurumdaki mevcut rolünü sürdüreceği belirtildi. Son olarak, UNESCO'nun Dünya Miras Komitesinin, Filistin'in El-Halil kentindeki Eski Şehir'i, "Filistin'e ait tehlike altındaki dünya mirası" olarak Dünya Miras Listesi'ne ekleme kararı, ABD ve İsrail'de memnuniyetsizlikle karşılanmıştı.(A.A/13.10.2017)