BIST 9.645
DOLAR 32,52
EURO 34,85
ALTIN 2.428,68
HABER /  GÜNCEL

Hasidik Yahudilerin gizli dünyası

BBC muhabiri Paddy Wivell dini kurallara sıkı sıkıya bağlı ve dışa kapalı bir yaşam süren Kuzey Londra'daki Hasidik Yahudi topluluğu ile üç ay geçirdi ve izlenimlerini yazdı.

Abone ol

Hasidik din adamı ve Stamford Hill sakini Gaby Lock, "Öyle 10 dakikada Yahudi olunmaz" diyor: "Uyulması istenen kurallar, dışarıdan birinin kolay kolay anlayabileceği, hazmedebileceği şeyler değildir."

Misafir olduğum oturma odasında, Londra'da yaşayan 20 bin aşırı Ortodoks Yahudinin yaşamını düzenleyen 613 emirden bazılarını anlatıyor. Çok geçmeden başım ağrımaya başlıyor.

Pencereden dışarı baktığımda, sakallı, siyah şapkalarının altından bukleler sarkan, siyah paltolu adamlar görüyorum. Sinagoga gidiyorlar.

Kendi saçlarını perukla saklayan kadınlar ise, bebek arabalarını iterek Yahudi inançlarına uygun ürünler (koşer) satan süpermarketin yolunu tutuyorlar.

Hasidikler modern teknolojinin sunduğu imkanların birçoğunu reddediyor, bunların potansiyel bir tehlike, insanın saflığını bozan, çocukların masum zihinlerini kirleten şeyler olarak görüyor.

Örneğin televizyona "yetzer hara kutusu" diyorlar. Kabaca "şeytani günah makinesi" diye çevrilebilir.

Ancak bu kurallar sadece ev içindeki yaşamı değil, toplumsal yaşamı da sıkı kurallara bağlıyor.

Öyle ki Hasidik Yahudilerin en kalabalık olduğu semt olan Stamford Hill'e girdiğinizde başka bir ülkeye adım atmış gibi oluyorsunuz.

Gaby Lock, "Hayır işlerinin nasıl yapılacağını belirleyen kurallar, evlilikle ilgili kurallar, etin nasıl tuzlanacağını belirleyen kurallar, yemeğin nasıl yenmesi, tuvalete nasıl girilmesi gerektiğini belirleyen kurallar" diye anlatmaya devam ediyor.

Ancak bir gazeteci için bu kuralları uygulamada gözlemlemek çok zor. Çünkü özel hayatın gizliliğine büyük önem verdikleri gibi, medyaya da son derece şüpheyle bakıyorlar.

Gaby Lock ve eşi ise biraz farklı. Medyayla ilişki kurmayı, hatta tartışma yaratacak sözler söylemeyi seviyor. Bu nedenle de topluluk içinde biraz isyankar bir figür olarak değerlendiriliyor.

Ancak onun bile sınırları var. Örneğin röportajı evde yapıyoruz. Dışarıda görüntülenmek istemiyor.

Evlilik kuralları

Benimle konuşmayı kabul eden bir başka isim de Avi Bresler. İsrail'den çocuk yaşta ayrılmış. 41 yaşında ve 5 çocuk sahibi.

Büyük oğlu Yitzak Mair o gün evleniyor ve Bresler, evlilik ile ilgili kuralların en önemlisi olduğunu anlatıyor.

"Bu yıl 100 kadar düğüne davet edildim. Bizde böyledir." diyor.

Hasidikler genelde erken yaşta, 18-19 gibi evleniyorlar.

Sıkı toplumsal kurallar nedeniyle, kız ve erkeklerin birbirlerini görüp tanıma olanakları yok. O nedenle de birçok aile çöpçatan tutuyor.

Düğüne kadar hemen hiç bir araya gelmiyorlar. Ayrıca evlendikten sonra bile, kadının kocasının gözlerine bakması yasak.

"Babamın nesli evlenecekleri kızı sadece birkaç kez görebilirmiş. diyor Bresler: "Bir iki dakikalığına bir araya gelir, birbirlerine 'merhaba' der, sonra da düğünü beklerlermiş. Şimdi değişti. Şimdikilerin bir iki saat buluşup konuştuğu oluyor."

Düğün hazırlıkları

Avi Bresler ile düğünün yapılacağı yere gidiyoruz. Yaklaşık 400 kişi davetli. Bunun mütevazı bir sayı olduğunu söylüyor.

Tam girdiğimizde, kadın ve erkek konukları ayıracak beyaz bir perde çekiliyor mekanın ortasına.

"Kadınların bölümünü, bir merdivene çıkıp, perdenin üzerinden görüntüleyebilirsiniz. Ama öte tarafa geçmeyin." diyor Bresler.

Düğün gelin ve damadın, bahçeye gerilen bir tentenin altında yerlerini almasıyla başlıyor.

Gelin damadın etrafında 7 çember çiziyor ve birlikte Tanrı'nın 7 nimetini sayıyorlar.

Bresler'in oğlu biraz gergin görünüyor. Ama ilk kez bu gece birbirlerine dokunacakları düşünüldüğünde normal tabii bu.

Yemeğin ardından masalar kenara çekiliyor ve salonun ortasında yer açılıyor.

O andan itibaren ortam gerçek bir düğün ortamına dönüyor.

İnsanlar dans etmeye başlıyor, içki su gibi akıyor.

Bresler bir yandan dans edip bir yandan insanların bardaklarını doldururken, "Ayakta duramıyorum artık, çok içtim." diyor.

Böylesi dindar insanlardan, böyle bir final beklemiyor insan doğrusu.