BIST 9.006
DOLAR 32,31
EURO 35,07
ALTIN 2.279,76

Hani Laiklik Dinsizlik Değildi!

Kılıçdaroğlu “laiklik tasavvufun güvencesidir” diyerek aslında günümüz algısından faydalanmak istemiyor mu?

İslam’ın şartlarını yerine getirmekle mükellef olanın adıdır Müslüman.

Ülke nüfusunun çoğunluğunun Müslüman olduğu bir ülkede Müslüman’ım diyenlere yıllarca neler yapıldığına ve ne gözle bakıldığına kısaca bir göz atsak nasıl bir tablo çıkardı orta yere?

Müslüman bireyin namaz kılmasının, oruç tutmasının, hacca gitmesinin, zekât vermesinin oranı azalırsa Türkiye’nin bu oranda laikleşeceğinin fikrini ortaya atmadılar mı?

Yıllarca üniversitelerde ve kamu kuruluşlarında (ellerinden gelse sokakta dahi) sadece inançları uğruna tesettürlülerin açılmasını laik düzen adına istemediler mi?

Miting alanlarında hep bir ağızdan “Yaşasın Laiklik, Kahrolsun Şeriat” diye bağıranlar yok muydu bu ülkede?

Hem de siyasi iktidarı oluşturan kişiler teşvik etmiyorlar mıydı bunu?

(Atatürk ve Laiklik ilkeleri sloganında laikliği Atatürk ile özdeşleştirerek laikliğe uymayanın Atatürk’e başkaldırdığını söyleyerek ona bile zulmettiler.)

Laikliğin doğuşu kültürümüzden, inançlarımızdan, medeniyetimizden bütünüyle ayrı olan Fransa’da gerçekleşmedi mi?

Dini bile ayrı olan Fransa’nın zihniyetini Atatürk ile bağlayarak bu milletin inancına ve zihnine empoze etmediler mi?

Yıllarca “irtica hortladı laiklik elden gidiyor” naralarıyla inançlarımızı laikleştirmeye çalışmadılar mı?

Laikliği bir inançsızlaştırma zihniyeti haline getirerek bu milleti dininden uzaklaştırmaya çalışmadılar mı?

Laikliğe “Din ve devlet işlerini birbirinden ayırmaktır” dediler ama laiklik adına dinin bütününe karışmadılar mı?

İslam’ın sembollerinden ezana bile müdahale etmediler mi?

Bakın, İslam ve Müslüman düşmanı zalim İsrail’de de laik düzen var ama dini bütün Yahudiler haramdır diyerek kadın erkek aynı araçta dahi yolculuk yapamaz diyor!

Bizim laikler toplu mekânlarda ve kamusal alanlarda kadın bütün çıplaklığıyla olmalı ama tesettürlü olamaz demediler mi?

Şehit makamının diyarı olan askeri kışlalarda yemin törenlerine laikliğe aykırı mantığıyla tesettürlü anne dahi giremez demediler mi?

Tesettür laik düzene başkaldırıdır diye ikna odalarında kızlarımıza zulüm etmediler mi?

Cumhuriyetin ilanı ile başlayan yeni tarihimizde Türkçeleştirilen ezanlar, satışa sunulan camiler, yasaklatılan din eğitimleri, toplatılan dini kitaplar vs. maksat laiklik hâsıl olsun diye yapılmadı mı?

Onlarca darbenin gerekçesini “laikliği korumak için” göstermediler mi?

Elli yıldan fazla gerileyişimize sebep olan darbeleri laik düzenini bozmamak adına yapmadılar mı?

Sadece eşi tesettürlü, laik düzene aykırı diye ordudan atılan onlarca subay olmadı mı?

Öyle zannediyorum ki laik düzeni korumak adına yapılan bütün bu zulümler laiklik için değil küresel güçlerin piyonlarına dayatmaları idi.

Yıllar boyu bu piyonlar laiklik laiklik diye bağırarak Atatürk’e bile zarar verdiler.

Kahramanca bir çıkışla açıklama yapan Meclis Başkanımız İsmail Kahraman duygularımıza tercüman olmuştur.

Laiklik çıkarılmasa dahi resmi dinimizin İslam olduğu ve maddeler ile teminat altına alınabileceği bir Anayasamız olmalıdır.

Bir siyasi liderin “Laiklik toplumsal barışın en temel güvencesidir” diye açıklamasının hemen arkasından “laiklik tasavvuf dünyamızın da güvencesidir” diye söylemesi sizce nedendir?

Hani laiklik dine karışmıyordu?

Kılıçdaroğlu “laiklik tasavvufun güvencesidir” diyerek aslında günümüz algısından faydalanmak istemiyor mu?

Zaten günümüz tasavvuf algısında din iyice gevşemeye başladı-başlattılar. Hakikati olmayan bir tasavvuf anlayışı ile din yaşantısını gevşetenleri görerek iştahlanmış belli.

Bûşencî’nin dediği gibi; “Bugün tasavvufun adı var, hakikati yok; oysa eskiden hakikati vardı, adı yoktu”

Laik düzen ile dinin her alanına müdahale etmeye çalışanlar “Laiklik dinsizlik değil” dediler ama laiklik adına dini her yerden kaldırmaya çalıştılar.

Hani laiklik dinsizlik değildi!

Cumhuriyet tarihinin her bir karesi laik düzen adına dine karışmak ve Müslümana zulümle geçmedi mi?

Hani laiklik dinsizlik değildi!

Ya da yaşadığınız ve benimsediğiniz yaşam düzenini neden laiklik adına yaptınız?

Hani laiklik dinsizlik değildi!

Hani “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindi!”