BIST 9.693
DOLAR 32,58
EURO 34,80
ALTIN 2.510,75
HABER /  GÜNCEL

Hakan Şükür'den AK Parti ifşaatları!

"Akbille dolaşanlar istasyon sahibi oldu" diyen Hakan Şükür, AK Parti'ye katılırken kandırıldığını ve ayrılmaması için bakanlık teklif edildiğini söyledi.

Abone ol

AK Parti'den istifa ederek milletvekilliğini bağımsız olarak sürdüren Şükür ve yine bağımsız olarak İstanbul 3. Bölgeden aday olan Hakan Şükür, seçim çalışmaları, AK Parti’deki iki senesini Bugün gazetesine anlattı.

AK Parti’ye girerken, ‘Sana ihtiyacımız’ var denerek kandırıldığını söyleyen Hakan Şükür, “Her şeyi partinin içine girdikten bir buçuk iki sene sonra gördüm” diyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 14 Haziran 2012’de düzenlenen Türkçe Olimpiyatları’nın kapanış töreninde Fethullah Gülen Hocaefendi’ye yaptığı ‘dön’ davetine de değinen Şükür, “Ben o davetlerin o günlerde bile samimi olmadığını düşünüyordum. Hatta birçok kişi de benim çevremde bu yönde konuşmuştu” ifadelerini kullandı.

İşte Hakan Şükür röportajından çarpıcı bölümler:

İLK DUYDUĞUM ŞEY ‘AKARKEN DOLDUR’ OLDU

Nefsi dünyada, gücün etkisiyle, Müslüman’ın para ve makamla münasebetleri farklılaşmış. Meclis’e girdiğimde ilk duyduğum şey ‘Akarken doldur’ oldu. Olaya böyle bakılmasının mantığını ilk etapta anlamamıştım.  O insanların bugün en ön safta, şu iddiaların ortasında, belli bir harekete ama bence bir harekete değil, sıkışmışlığın içerisinde bir sisteme karşı inanılmaz derecede bir nefret söylemleriyle gidişi var. Siyasete istemeyerek girmiştim ama bugün isteyerek bağımsız aday oldum. Başkalarının da hakkını arayabilmek için böyle bir karar aldım.

ANKETLERDE POTANSİYELİ GÖRÜYORUM

110 bin civarında bir oy almanız gerekiyor. Başarılabilir bir rakam mı?

İstifa ederken bir daha milletvekilliği yapmam demiştim. Ancak yaşananları görünce böyle bir karar verdim. Daha önce bu işin içerisinde hiç olmamış bir insan olsam, bu benim için bir rakam değil. Yalan ve iftira ortamlarında bazen sessiz kalmak bile çok şey kaybettirebiliyor. Ben günde 16 saat çalışıyorum. Gidip kendimi anlatmaya çalışıyorum, sistemi anlatmaya çalışıyorum. Benim AK Parti’den istifa ettiğimi bilmeyenler var; polislerin koyduğu söylenen paraların sahiplerine iade edildiğini bilmeyenler var; bu kavgayı içinde hiç yaşamamış olanlar var. Biraz da benim tanınır kimliğimden hareketle beni oralara yakıştırmayanlar var. O açıdan bunlar avantajlarım. Kendimce anketler yaptırıyorum. Sandığa yansır mı bilmiyorum ama potansiyeli görüyorum.

İKNA EDİLMEDİM KANDIRILDIM

AK Parti’ye girişinizle şu anki durum arasında bir fark var mıdır?

Meclis’e ilk girdiğimde ‘Akarken doldur’ diyen biri ile karşılaşıyorsunuz. Bunun ne anlama geldiğini bilmiyorum. Her şeyi partinin içine girdikten bir buçuk iki sene sonra gördüm. Nereye gitseniz bir başka partinin mensubu, ‘Burada bunu götürdüler, buradan bunu çaldılar, ihale yasası bunlar için çıktı’ diyorlardı. Ben bir sporcuyum. İkna edilmişim; daha doğrusu kandırılmışım. ‘Sana ihtiyacımız var. Oyumuzu artırmamız lazım. Yeni anayasa yapacağız. Sen toplumun değer verdiği birisin’ diyenler, ayrıldığım gün ‘Talimatla geldi’ dedi.

Oraya girdiğimde sadece dedikodu ve konuşulanlardı. Hatta ‘Meclis’e gitmiyor ki ne yapıyor acaba’ deniyor. O gün AK Parti’yi benim üzerimden vurmak isteyenler, şimdi istemeseler de beni konuşturamıyorlar.

...

ÜZERİME BÜYÜK BASKI KURULDU

‘Kandırıldım’ dediniz. Dershane sürecinden önce mi hissettiniz?

Evet, öncesinde 7-8 kere istifa ettim. Şike sürecinde ‘Ya siz beni görevden alın ya da ben istifa edeyim’ dedim. Orada çok farklı şeyler yaşanmıştı. Onları anlatsam çok farklı şeyler olur.

Onların yönetim şekli üst perdeden konuşup herkesi etki altına almak. Ben kimin etkisi altına girebilirim ki. Senin akraban şike sürecinde bir şeye bulaşmış. Aileye sonradan girmiş ve bugün hâlâ Kulüpler Birliği Başkanı olan Göksel Gümüşdağ var. Onunla ilgili birçok şey yaşadım ben. İnsanlar ‘Neden çıktıktan sonra konuşuyorsun’ diyorlar. Ben partideyken Göksel Gümüşdağ’ı mahkemeye verdim. Kimse yazamadı.

Bir ses kaydında benim eşime, anneme küfür ediyor. Bunlar televizyona yansıdığı için mahkemeye verdim. Millete mal olmasaydı vermezdim. Mahkemeye vermemem için üzerimde büyük baskı kuruldu. Başta Suat Kılıç ve Mahir Ünal olmak üzere… ‘Başımıza iş alırız’ dendi. Erdoğan Suat Kılıç’ı arattırdı.

PARTİ İÇİNDE 'YİNE KİME YASA ÇIKARIYORUZ' DENİLİYOR

AK Parti içinde bu yolsuzluk iddialarından ciddi rahatsızlık duyanlar var mı?

Çok var. AK Partili bazı vekiller şöyle diyordu: ‘Yine kime yasa çıkarıyoruz’ Tek tek isim söylemek doğru değil. ‘Buradan kadro dışı kalırsam’ diye düşünüyorlar. Bununla ilgili çok anım var. Anlatırsam çok sıkıntı olur. Sadece isim değil; olay, kurum… Bunların çok önceden hazırlandığını düşünüyorum.

Kulaklara fısıldananlar. Geriye dönüp baktığımda o süreç o dönem yaşanmamıştı. Egemen Bey’in benim yanıma gelip, Reza Zarrab’la ilgili MİT’in bilgi notu için ‘Böyle şeyler çıkacak, bunu başkaları çıkarır ortaya ama sizin hareketin üzerine atar’ sözü bunun tezahürüdür.

BU SÜRECi OLUMLU BULUYORUM

Cumhurbaşkanı Erdoğan birçok kez Türkçe Olimpiyatları’na geldi, konuşmalar yaptı. Fethullah Gülen Hocaefendi’ye ‘dön’ çağrısında bulundu. Samimi miydi?

Ben o davetlerin o günlerde bile samimi olmadığını düşünüyordum. Hatta birçok kişi de benim çevremde bu yönde konuşmuştu. Kalpleri Allah bilir. Allah var, her şeyi görüyor. Ama ben bu süreci çok olumlu buluyorum. Dostun, düşmanın ortaya çıkması anlamında çok olumlu bir süreç olarak görüyorum. Bu yaşananlar bir doğum sancısı olsun inşallah.

AKBİLLE DOLAŞANLAR İSTASYON SAHİBİ OLDU

‘Akarken doldur’ diyenin ismi 17 Aralık’ta geçiyor muydu?

Hayır. Bu da başka bir şeyi çağrıştırıyor. İstanbul’da mesela geçmiş dönemde otobüse akbille binen 28 Şubat mağduru arkadaşlar benzin istasyonları ve büyük işletmelerin sahibi oldular. ‘Bunları nasıl buldun’ diye sorduğumuzda o isimler ortaya çıkar.

....

BAŞBAKAN DA BAKANLIK TEKLİF ETTİ

Sadece o dönem değil, federasyonla ilgili bir şeyler söylemek için gittiğimde de teklif aldım. Sayın Başbakan’ın söyledikleri de böyleydi yani. Demek ki beni ikna etmek için söylemişler. Belki böyle bir süreç başlatacaklardı, beni tutmak için bakanlık teklif etmiş de olabilirler. Ben bakanlığı duyunca orada kalırım diye düşünmüş olabilirler. Ama teklif ettiler. Suat Bey’in (Kılıç) son dönemiydi. Onların adaylık süreci vardı.

Suat Bey’in yerine düşünülüyordunuz?

Bakan olarak. Çünkü orası kimsenin yeri değil. Temsil makamı bunlar. Spor ve gençlik politikalarıyla ilgili değerli bürokratlar var. Önemli olan tahakküm altında kalmaması. Tabii ki bakanlık politikaları ile ilgili Bakanlar Kurulu’nda sunum yapıyorsunuz da, o sunumu yapmanıza da gerek yok. Çünkü oraya gelmeden size söyleyen var. Çok stat yapıldı Türkiye’de. Kimlerin yaptığı noktasında araştırılması lazım.