BIST 9.058
DOLAR 32,32
EURO 35,11
ALTIN 2.293,10

Gurbetçiye cinsel terapi!

Yaz aylarında, alkol ve madde bağımlılığından estetik operasyonlara, katarakttan lazerle prostat ameliyatına kadar sağlık alanında gurbetçilerden yoğun bir talep söz konusu.

Avrupa' da son on senedir sağlık turizmi ile ilgili hızlı bir yükseliş olduğu doğrudur. Ama bu özellikle yine Avrupa' da yaşayan Türk göçmenleri kapsıyor diyebilirim. Türkiye' de özellikle lazerle göz ameliyatı, saç ektirme, estetik operasyon fiyatları, Avrupa' dan çok daha ekonomik olduğundan, paket programlar yapan turizmciler için oldukça yeni ve kazançlı bir sektör oluştu da diyebiliriz.

Bu sektör şimdilerde, çok daha uygun fiyatlar barındırdığından Avrupalı'yı da ülkemize çekmekle meşguldür. Başarılı olacaklar mıdır, kanımca evet...
Ama!

Türk sağlık kurumu organizasyonu kurucu başkanı İbrahim Artukarslan, hukuki anlamda eksikliğin varlığından söz ediyor. ''Şu anda Avrupa'dan (Avrupalı) Türkiye'ye gelerek sağlık hizmeti almak isteyenlere, toplu bağlantılar yapacaklara kimin hizmet vereceği belli değildir. Doktorun, hastanenin, hastanın, hizmeti sunanın sorumluluğu net bir şekilde belirlenmediği sürece hizmetlerimizin büyüyerek gelişmesi mümkün değil" demiş. Demek ki alt yapı henüz oluşmamıştır.

Gelelim estetik merakına;
 Özellikle son on senedir, Kadın, erkek, çoluk/çocuk demeden bir estetik furyasının içinde bulduk kendimizi. Avrupa'daki Türk'e de bulaşması uzun zaman almadı. Çok uygun fiyatlar, imkanlar ve son dönemde taksitle dahi sunulan teklifler derken, aynaya baktığında görmek istediği kendini yaratma çabaları/hayalleri sadece bir adım öteye dayandı.

Estetik operasyonlar özellikle kadınlarda yeni bir kadın modeli de yarattı; ''silikon dudaklar'', ''silikonlu göğüsler'',''botoxlu çehreler'' dedik durduk...

Etrafımızda çığ gibi büyüyen bu estetik güzelleri artık bizi şaşırtmıyor, sadece
artık bu tarz konuşmaların yerini, operasyonların ne kadar başarılı olduğu ile ilgili diyaloglar aldı.

Avrupalı Türk'ün estetik merakını şimdilik bir kenara bırakıp, şu habere kulak verelim;

Cinsel sağlık enstitüsü derneği onursal başkanı Cem Keçe der ki; ''Cinsel terapi turizmi yaz aylarında gurbetçilerle patlıyor''.

Özellikle Avrupa'da yaşayan Türk göçmenleri, pek çok sağlık sorunu için Türkiye'ye gelmeyi planlıyor. Yaz aylarında, alkol ve madde bağımlılığından estetik operasyonlara, katarakttan lazerle prostat ameliyatına kadar sağlık alanında gurbetçilerden yoğun bir talep söz konusu.
Cem Keçe; evlilik ve çift problemleri, cinsel problemler için yaz aylarında gurbetçilere özel terapi programları uygulanmasını öngörüyor.

Özellikle yurtdışında yaşayan gurbetçiler için özel hazırlanmış ve hızlandırlımış terapi merkezlerinden faydalandıklarını da eklemiş.

Avrupalı Türk neden cinsel problemlerin çözümü için ülkesindeki hızlandırılmış terapiden yararlanmayı seçiyor ve en çok hangi cinsel problemleri yaşıyormuş?

Buyrun konuyla ilgili haberimiz;

Cinsel sorunları anadilde daha rahat anlatıyorlar. ''Neden bu kadar önemli sorunları çözmek için gurbetçiler illa Türkiye'ye gelmeyi bekliyor?" sorusunu ise uzmanlar; gurbetçilerin cinsel sorunlarını anadillerinde daha rahat anlatmalarıyla ve yurtdışında yaşadıkları ülkelere karşı duydukları 'zayıf aidiyet' duygusuyla açıklıyorlar. Gurbetçilerimizin özel durumlarını uzun yıllar kaldığı Avrupa'da bizzat gözlemlediğini belirten CİSED yönetim kurulu üyesi Psikolog Kemal Özcan, en güzel terapinin kişinin duygularını en iyi anlatabildiği, ağladığı ana dilinde yapılabileceğini söyledi. Ruh sağlığı hizmetlerinin diğer sağlık hizmetlerinden farklı olduğunu, dil, kültür, gelenek ve görenekler, aile yapısı, Türkiye'nin neresinden gelindiği, dini inançlar gibi birçok unsurun işin içine girdiği karmaşık bir süreç olduğunu belirten Özcan, "Terapist ile danışanlar aynı dili konuşmalıdır, aynı kültürden gelmelidir" diyor.

En çok vajinusmus, erken boşalma ve sertleşme problemleri yaşanıyor.
CİSED genel başkanı psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Cebrail Kısa, gurbetçi gençlerin birbirlerini yeterince tanımadan kısa süre içinde yaptıkları evliliklerde bazen hemen, bazen de zamanla ortaya çıkan sorunları olduğunu söylüyor. Birçoğu çok kolay tedavi edilebilen cinsel sorunlar arasında en sık karşılaşılanlar şöyle; vajinismus, erken boşalma, sertleşme sorunu, cinsel isteksizlik ve ağrılı ilişki. Cebrail Kısa, bu konularda eğitim almış cinsel terapistlerce yapılacak uygun bir cinsel terapiyle bunların üstesinden kolayca gelinebileceğini vurguluyor.

Kanaatim;
Gurbetçilerle (hiç sevmem bu kelimeyi bu arada)ilgili yeni bir sektör mü yaratılmak istenmektedir bilmiyorum ama gurbetçi dediğiniz gençler artık öyle körü körüne evlilik yapmıyorlar. Genelde kendi seçtikleri, kendi statülerine uygun evlilik yapıyorlar ve yine efenim Türkiye' den ithal damat/gelin olayı da gözle görülür bir şekilde azalmış durumda. Durum şunu gösteriyor; Avrupa' daki Türk gençleri evlilik konusunda son derece bilinçliler ve cinsel eğitimi okul yıllarında zaten alıyorlar. Yani, Türkiye' deki gençlikten çok daha bilinçliler.

Cinsel ve/ya psikolojik terapinin ana dilde ve kültürde daha etkili olacağı hususunu tabiiki es geçmiyorum. Doğruluk payı yüksektir ama Avrupa' da büyüyen ve ana dili yaşadığı ülkeye entegre olmuş bir genç için bu doğruluk oranı kaçta kaçtır, bunu masaya yatırmak lazımdır. Kaldı ki; yaşadığı ülkeye entegre olmuş bir genç için karşısındaki doktor da bulunduğu kültürü göz önüne alarak değerlendirme yapmaktadır.
Doğru anlaşılmak; kime göre, neye göre?
Habertürk' ün yeni programı '' kime göre, neye göre'' yi, internet ortamında büyük bir zevkle izledim.

Özgürlük konusunun tartışıldığı programda konuklar kadar, havada uçuşan bomba söylemler de çook lezzetliydi.

Cemil İpekçi' nin her zamanki sıra dışı ama çok pişmiş ve olgun değerlendirmelerinin ardından , Pelin Batu ''dünyanın en büyük porno koleksiyonu TSK da'' diyerek programda tek cümleyle zafer yaşarken, Esra Elönü' nün, başörtüsü masalını dinlemek yerine ben koltukta rahatça yayılışına ve cool tarzına daldığımdan pek bir şey anlamadığımı söyleyebilirim.

Son olarak Cem Mumcu' nun, ''sokakta güzel bir kadın görünce dokunasım gelebilir'' lafının ardından, ''buyur işte, ünlü kişiler dahi televizyonlardan açık açık tacizi normalleştiriyorlar'' diye kafamdan senaryo yazarken, arkasından gelen geniş açıklama muazzamdı. Teşekkürler Cem Mumcu, bu kadar açık olabildiğin için. Ama ne dersin, herkes tarafından doğru anlaşılmış olamama olasılığın ve bunun getirisi ne olabilir ülkemizde ?

SOSYAL SÖZLÜK

Marc Zuckerberg dokuz senedir beraber olduğu sevgilisi ile evlendi. Twitter'da Zuckerberg' in evlenmesiyle ilgili en komik twiti yazma tribine giren twittdaşlar bir yana, belli ki Marc'ı para bozmamış, o halde neymiş ? Erkeğin asosyal ve bir o kadar da zeki olması aslolanmış, sürekli erkekler konusunda yakınan hemcinslerime duyrulur.