BIST 9.080
DOLAR 32,37
EURO 34,99
ALTIN 2.335,50

Gülen ve Cemaati hangi suçtan yargılayacaklar?..

Yüzlerce general, subay, astsubay, gazeteci, işadamı, bürokratı kimden geldiği bile belli olmayan; hayali bir şikâyetçi tarafından üretilmiş sahte delillerle...

İnternethaber'de yayımlanan haberlerden birinin başlığı şöyle: 

"Gülen
için düğmeye basıldı"...

Bir başka habere ise "Erdoğan Cemaati o twitle bitirecek" başlığı atılmış...

İki haber de Gülen'in "yargılanma" sürecinin başlatıldığına işaret ediyor...

Oysa...

Twitle ilgili olanının Gülen'in şahsıyla ilgisi hiç yok...

Cemaate yakınlığıyla (Evet, sadece "yakınlığıyla" zira "Cemaat" diye hükmi bir tüzel kişilik yok) bilinen, az satan ve İngilizce yayımlanan bir gazetenin genel yayın yönetmeninin attığı bir twit...

Twitte de ne isim var, ne mevki, ne makam...

Evet...

Çok çirkin, iğrenç ve hatta rezil bir twit...

Ama...

Herhangi bir yargılamada "delil" olma niteliğinden çok uzak...

"Düğmeye basılma" haberinden ise kasetlerden yola çıkılarak araştırma ("Soruşturma" değil ama arkadaşlar "sorşturma" diye yazmışlar) yapılacağı anlaşılıyor...

O haberde de doğrudan veya dolaylı olarak Gülen'i tazammun edecek bir durum söz konusu değil...


YANİ EY GÜZEL İNSANLAR!..

Gülen'i hangi suçtan yargılayacaklarını, n
e diyeceklerini merak ediyorum...

‘Yurtdışından ananasları neden ve kimler için getirdin?” diye mi sorgulayacaklar meselâ...

Ya da “Uganda hükümetinden Türk şirketlerine ihale ayarlayarak ihaleye fesat karıştırma suçu işledin” mi diyecekler?...

Yahuuuu...



Kim öle kim kala?..

Sadece Gülen değil Cemaat de yargılanacakmış…

Allah Allah…

Nasıl yapacaklar bunu?...

“Cemaat” dediğiniz resmi bir kurum değil ki…

Hatta dernek bile değil…

“Vakıf” hiç değil…

Kayıtsız, kuyutsuz bir “Gönüllüler Hareketi”…

Resmi olarak kayıtlarda görünen kurucuları yok…

Yönetim kurulu yok…

CEO’su yok…

Genel müdürü veya müdürleri yok…

Müdür veya şefleri yok…

Adresi bile yok…

Ki tebligat çıkarasınız…

“Gülen Cemaati A.Ş.” falan değil yani…

Milyonlarca “Gönüllü”

Buna rağmen benim canım meslektaşlarım “Gülen için düğmeye basıldı” demiyorlar mı gülüyorum…

Yahu daha ortada suç bile yok…

Haaa…

“Araştırma başlatıldı” derseniz bakın işte ona bir lafım yok…

Doğrudur…

Araştırma başlatılmıştır…

Ama…

O da çookkk uzun bir yoldur be arkadaşlar…

Çok uzun bir yol…

Ve çok da meşakkatli…

Kim öle kim kala yani?..
 


İhaleye fesat karıştırmak bu kadar büyük suçsa taaa Uganda'da ne işiniz var?..

Başbakan'ın inkâr etmediği bir telefon dinlemesinde, bir kamu ihalesinin bir şirketten alınıp hemşehisi de olan bir işadamının şirketine verilmesi için emrettiğini hepimiz bilmiyor muyuz?..

Yani "ihaleye fesat karıştırma" diye bir suç Gülen için uydurulamaz...

Peki...

“Başbakan ve oğlunun konuşmalarını gizlice dinlettin” diyerek mahkeme kararıyla yapılan dinlemelerden “suç” ve “suçlu” üretemezler mi?..

İşte bakın o olur...

Olur ama...

Yapanların Gülen'le ilişkisi olduğunu kim, nasıl kanıtlayacak?..

Ellerinde...

Gülen'in o kişilere emir verdiğini gösteren "kaset" varsa bile boşuna heveslenmeyin...

Çünkü...

O kasetlerden Başbakan'ın da yargılanmasına sebep olacak yüzlercesi var ortalıkta...

Ama...

"Delil" kabul edilmiyor bildiğiniz gibi...

Yaniii...

Ve vallahiii....

Çok merak ediyorum…

Gülen’i hangi suçtan yargılayacaklar?..

Bir dakika bir dakika?...

“Silahlı suç örgütü kurma suçu"ndan yargılamayı düşünüyor olabilirler mi acaba?..

Yok artık...

Daha neler?...

Silahlar ne?..

Kuran ve risaleler mi?..

Gerçi burası Türkiye...

Burada yüzlerce general, subay, astsubay, gazeteci, işadamı, bürokratı kimden geldiği bile belli olmayan; hayali bir şikâyetçi tarafından üretilmiş sahte delillerle içeri tıkıldılar...

"Cemaatin adamlarını neden tıkmasınlar?”
diye düşünmedim değil...

Ama...

Orada da yanlış hesap
Bağdat'a kadar bile gidemeden döndü...

YANİ...

"Silahlı Örgüt" suçlamasıyla da yargılayamazlar Gülen'i...

Çünkü...

Tamam…



PKK silah bırakıyor…

 Cemil Bayık PKK’nın silah bırakacağı tarihi açıkladı:

“Ne zaman halkımızın iradesi, kimliği, dil ve kültürü kabul edilirse, kendisini özgürce örgütlemesi, ifade etmesi, kendini yönetmesi kabul edilirse, gerçek temelde kardeşlik kabul edilirse, Türkiye halkına tanınan haklar Kürtlere de tanınırsa, bunun anayasal güvencesi olursa, Önder Apo özgür olursa; o zaman bunlar düşünebilir, tartışılabilir.”

Nasıl…

Tatmin oldunuz mu?..

Çok yakında yani…

Askerleri uyduruk da olsa bir “tatbikat” belgesiyle attılar içeri…

Ama…

Hepsi de TSK’da resmi görevliydi…

Yargılayacakları savcı, yargıç ya da emniyetçileri nasıl yapıp da GÜlen'e  bağlayacaklar aklım almıyor…

Sanki Cemaat resmi bir kurum...

Gülen
de o kurumun resmi, ticaret odalarında tescili olan yönetim kurulu başkanı falan...

Ve...

Her bir "Şüpheli"ye resmi görevler vermiş…

Yok ki böyle bir şey…

Hiçbirinin resmi görevleri yok…

İşledikleri suç ve suçun tarifi de yok…

“Ya kasetler?” derseniz…

Kasetlerin üzerinde “Gülen'in CEO'su, yönetim kurulu başkanı veya genel müdürü olduğu Cemaat A.Ş. tarafından üretilmiştir” diye resmi bir mühür mü var Allah aşkınıza yaa?..

Yooo…

Deyin ki kasetleri çekip servis yapanlar tespit edildi, yaka paça savcılığa götürülüp sorgulandılar ve tutuklandılar…

Bu durum yasal olarak Gülen'i ne ilgilendirir?..

Yakalananların Gülen'in sahibi, yönetim kurulu başkanı, CEO'su ya da genel müdürü olduğu bir şirkette çalıştıklarına dair resmi kayıtları ve bordroları mı var?..

Yooo….

Eeee?..

Ne yapacak, nasıl yapacaklar da yakalananları Gülen ve yakın arkadaşlarıyla ilişkilendirecekler?..

Derseniz ki; “kişisel suçtur adamlar yargılanır hapse atılır”…

Amenna ve saddaknâ...

Böyle bir şey herkes için yapılabilir…

Ama benim sorum şu:

Gülen’le ilişkisi ne?..

 

HOPPP EFENDİLER…

Yahu daha 17/25 Aralık operasyonlarını başlatan ve zanlıları (Halen zanlılar) tutuklayan hâkimler için bile soruşturma başlatılamadı...



Çok hızlanacak…

21. Yüzyıl, 20. Yüzyıldan iki hastalık devir aldı…

Irk milliyetçiliği…

Mezhepçilik…

Kökten dincilik…

Gülen Hareketi ilk başladığında bu üç hastalıkla mücadele edeceğinin ve ayrıca laik sistemle kavgası da olmayan bir İslâmiyet anlayışı getireceğinin umudunu vermişti…

Umut o kadar yeşerdi ki; hareket tahmin edilenden çok daha hızlı gelişti, büyüdü…

Erdoğan’ın son 12 yıldır başbakanlığı döneminde verdiği destek büyümelerini ve devlete nüfuz etmelerini çok daha hızlandırdı…

Ama…

İşte o noktadan sonra kontrol edilemezlik ve tehlike başladı…

Tahminim o ki, Gülen’in de kontrolünün dışında bazı operasyonel yargılamalar başlatıldı…

Dikkatli olunsaydı…

İhtiras yapılmasa, intikam duygularının tahrikine kapılınmasaydı…

Hukuk dışına çıkılmasaydı…

Belki de çok başarılı bile olunacaktı…

Ama olmadı…

Pardon…

Oldu oldu ama hem Cemaate hem de Hükümete yazık oldu…

Göreceksiniz…

Erdoğan’ın kişisel husumetiyle başlatılan bu cadı avcılığı hem sonuç getirmeyecek…

Ama hem de…

Erdoğan’ın ve Gülen’in itibar aşınması çok hızlanacak…

 

Siz hangi Gülen soruşturmasından bahsediyorsunuz…

Bütün bunlara rağmen yine de:

Fethullah Gülen’in Türkiye’ye getirilip uyduruk delillerle yargılanacağını ve hapse atılacağını hayal ediyorsanız söyleyeyim: Ham hayal…

Olacak şey değil…

Yani, avucunuzu yalayın…

Bir dakika, bir dakika…

İlle de Gülen’den kurtulmayı kafanıza koyduysanız onu bilmem…

Bildiğim o konuda da tek yol olduğu…

“Martin Luther King formülü”…

Ama unutmayın…

Martin Luther King öldürtülünce davası ve peşinden giden davacıları bitmedi…

Aksine daha da hızlandı başlattığı hareket…

Ve sonunda Martin Luther King ve gönüllüleri kazandı…

Neden kazandı King Hareketi?..

Çünkü…

King sadece zencilerin değil, bütün ezilmişlerin sesiydi…

King sadece kendi renktaşları için özgürlüğün değil; herkes için, bütün Amerikalılar için “ekmeğin”, sosyal adaletin de peşindeydi…

Gülen de kendisi için bir şey istemeyenlerden…

Milyonlarca ve hem de çok iyi eğitim almış gönüllüsü var…

Milyarlarca Liralık sermayeleri, milyonlarca emekçiyi istihdam eden şirketleri var…

Kendinize gelin yani…

Sokak bakkalı Abdürrezzak değil karşınızdaki insan…

Aklınızı başınıza alın…

Suçu olanları soruşturun, yargılayın, hapse tıkın ne yaparsanız yapın…

Hatta işe önce 17/25 Aralık operasyonunda tutuklama kararı veren ve o kararı uygulayan savcı ve yargıçlardan başlayın, başlayabiliyorsanız…

Ama…

Gülen’e gönül vermiş milyonlarca temiz Müslümana...

Ve...

Milyonlarca yurttaşımıza iş ve aş veren dürüst, ahlâklı, katakulli bilmeyen, ihaleye fesat karıştırmayan, hiçbir bürokrata ayakkabı kutusu içinde rüşvet vermeyen işadamlarının yakasından düşün…