Giderayak AK Parti'ye bir gol daha mı?
Ne edip edip bu örgütle olan ilişkileri münasebetiyle zanlıları bir an evvel gruplandırmak lazımdır diye düşünüyorum.
Malumunuz 17-25 Aralık 2013’e kadar FETÖ ile Hükümet arasında
ciddi bir uyuşmazlığın olduğu kamuoyu tarafından pek
bilinmiyordu.
Bu süreci dahi öyle kamufle ettiler ki vatandaşın kafası karıştı,
ciddi anlamda yolsuzluk operasyonu mu yada darbe girişimi mi? net
bilinemedi.
Taki 2015 yılı MGK kararı gereği FETÖ terör örgütü olarak kabul
edilene kadar.
30 yıllık emekle ince eleyip sık dokunarak yetiştirilip bu güne
gelen bu örgüte vatandaşlarımızdan nerdeyse bulaşmayan kalmadı.
Üstelik kaset vb. şantajlarla vatandaşlarımızı tehdit altında bile
tutuyorlardı.
Son birkaç yıla kadar da her kademe ve düzeyden insanın iyi niyetle
yaklaştığı bir hareketti, o kadarki sinsi bir tarzda
çalışıyorlardı.
Ne ilginçtir ki “FETÖ üyesidir” bahanesiyle çok
basit gerekçelerle insanlar ya açığa alınmış ya da gözaltındadır.
Öyle ki insanın şu ifadeyi kullanası geliyor.”Acaba bu
FEFÖ listesini hazırlayanlar arasında aynı örgütün mensupları var
mı?”
Ne edip edip bu örgütle olan ilişkileri münasebetiyle zanlıları bir
an evvel gruplandırmak lazımdır diye düşünüyorum.
*Darbe failleri, bunlar bizzat aktif bir tarzda darbe girişiminde
bulunanlardır.
Bunların askeri de sivili de 78 milyonun hukukuna tecavüz
ettikleri için yargı bunlara gereken cezayı verir, vermelidir. Ama
emir komuta ile kışladan çıkmak durumunda kalan Mehmetçiğe darbe
girişimcisi muamelesini uygulamak toplumsal barışı zedeleyeceği
kanaatini taşıyorum.
*17-25 Aralık süreci gerçekten önemli bir kırılma noktasının
yaşandığı bir tarihtir. Dolayısıyla bu tarihten itibaren bilfiil ya
da ekonomik ve lojistik düzeyinde destek vermeye devam edenler de
yargılanmayı hak etmişlerdir, buna da bir itiraz olacağı
sanmıyorum. Özellikle yönetim kademesinde yer alanlar, bu örgütü
ayakta tuttukları için suçludurlar.
*15 Temmuz, bu tarih itibariyle bu hareketin ihaneti somut bir
tarzda ortaya çıkmıştır.
Bank Asya hesabı, Dernek üyeliği ve Sendika üyeliği düzeyinde
irtibatını sürdürenlere de örgüt üyeliği muamelesini yapmak abesle
iştigaldır. Ama bu beraberliğin yanı sıra başka başka açılardan bu
örgüte destek vermeye devam etmişse tabi bu üyelikler de cezasını
arttırıcı etki yapabilir.
Eğer bir vatandaşımız, 2015 MGK kararıyla FETÖ terör örgütü
kategorisine alındıktan sonra hemen irtibatını her açıdan kesmiş
ise bir an evvel serbest bırakılmasında fayda mülahaza
ediyorum.
Bu günlerde güya OHAL kararnameleri gereği yakalananların
hikâyelerini dinliyorum. İnsan bir tuhaf oluyor. Örneğin bir Mehmet
Akif Gördük adında bir müfettiş arkadaşım Sinop’ta açığa alınmış,
ama ne emniyet ne de MEB nezdinde yapılan araştırma sonucu büyük
küçük herhangi bir gerekçeye rastlanmıştır. Kendisine denilmiş ki
“Vallahi seninle ilgili hiçbir delile ulaşılamadı, ama
Ankara’dan gelen listede ismin var, Ankara’ya git bir vesileyle
ismini listeden çıkar, olsa olsa kuru bir iftira
olabilir.” İlginçtir hala da ismi listede
duruyor.
Bu ve benzeri haksızlıklara bakınca insan olur olmaz şüpheleniyor,
acaba giderayak AK Partiye bir gol daha mı atılmak isteniyor. Çünkü
binlerce insan bu uygulama hataları yüzünden AK Parti'ye sitemde
bulunuyor, dargın bir kitle oluşuyor.
Umarım varsa bu tür haksız uygulamalar bir an evvel sona erer.
Başka illeri bilemem ama Diyarbakır’da bu tür sorunlar maalesef
yaşanıyor.
OHAL’de olsa tedbirli davranmakla yükümlüyüz, küçük meseleler
yüzünde dostlarımızı kızdırırsak gönüllerini almak zor
olabilir.
Benden söylemesi.