BIST 9.562
DOLAR 32,50
EURO 34,80
ALTIN 2.488,98

Gezi Ruhu Yeniden

Mazhar Bağlı yeni yazısı 'Gezi Ruhu Yeniden'de son günlerde yaşanan olayların Gezi Olaylarıyla nasıl ilişkili olacabileceğini yazdı.

Taksim Meydanını yayalaştırma projesi kapsamında yapılan çalışmalar üzerinden  oluşturulan “ağaçlar kesiliyor” propagandası ile gerçekleşen kalkışma devam ediyor ve devam edeceğe de benziyor.Başka hiçbir ruh emaresi barındırmayan çapulculardan oluşun bir kitleden söz ediyoruz.
Meselenin ağaç meselesi olmadığını bizzat eylemleri organize eden çetenin elebaşlarından biri söylemişti. Neler olmuştu çok kısa hatırlayalım?

Gezi Parkı ve Taksim Meydanı devrimciler (!) tarafından işgal edilmiş, proletaryanın onyıllardan beridir rüyasını gördüğü devrimci sosyalizm göz kırpmıştı. Biraz daha “direnilirse” devrimin çıkıp gelmesi an meselesi idi. Fakat bu işi engelleyen iki şey vardı, birisi dik duran bir lider diğeri de bizzat kendilerinin kurduklarını iddia ettikleri bir sistem vardı. Yani Tayyip Erdoğan ve sivil siyaset, devrim rüyalarını kabusa çeviriyor, bitiriyordu.Eğer bu iki unsuru bertaraf edebilirlerse devrim gelecekti. Çok yaklaştıklarını hissediyorlardı.

Herkese çağrıda bulundular, “direnin” birkaç günümüz kaldı.Polisin asayişi sağlamada zorlandığı günlerdi. O günlerde ilgili ilgisiz ölenler üzerinden özel bir operasyon yapıldığı çok açıktı. Zira bu olaylarla ilgisiz bir trafik kazasında vefat edenler de “Gezi Şehidi” olarak ilan edilmişlerdi. Anlaşılan bu ruhun en önemli canlılık kaynağı ölümlerdi.Zaten “Halk İktidara Tayyip Mezara” pankartlarını taşıyordu Gezi Ruhu’nun siyasi kanadı olan Halk Partisi. Gezi Ruh’unun iki ayağı var, birisi siyaseti bertaraf etmek diğeri de öç almaktır. Tarihten ve insanlığın itidalli davranmış olmasından öç almak istediler. Toplumun yüzyıllardır gösterdiği sağduyudan öç almak istediler. Ez cümle gezici çapulcular toplumdan öç almak istediler. Ama başaramadılar.

Ancak bu ruhu yeniden canlandırmak istedikleri bir kez daha görüldü. Hem ortam da çok uygun. Ayrıca kısa bir süre önce bunun için gerekli çalışmaları yapıp uygun atmosferi de oluşturdular. Binlerce kez ayrımcılığa tabi tutulmuş, hakarete uğramış, aşağılanmış ve toplum içinde kendi kişiliği ile yer edinmesine izin verilmemiş insanların tüm yaşadıklarını tikel bir “Kabataş” olayı üzerinden temize çıkarıp kendilerini demokrasi havarisi de ilan ettiler. Sanki hiçbir başörtülü ’ye saldırı olmamış bugüne kadar bu müptezeller tarafından.

“Gezi Ruhu”nun biricik dinamik unsuru olan terör örgütleri bu öç alma işini üstlenmişlerdi. Son derece eğitimli ve organize bir örgüt vardı. Sosyal medyadan tutun iş makinesini ele geçirip başbakanlık ofisini yıkmaya, Molotof bombaları ile iş yerlerini ve kamu binalarını yakmaya kadar her işi yapabilen-yapan bir çete vardı.Diğerleri de işin siyasi boyutunu organize ediyorlardı.Düşünün Koç Grubu, devrimcilerin hem yiyecek hem sağlık ihtiyaçlarını karşıladı. karşıladı. Sivil siyaset sona erecek ve sosyalizm gelecekti ve kapitalist Koç’un işleri rayına girecekti…

Gezi ruhu dedikleri toplumsal sağduyuya ve sivil siyasete düşman unsurların oluşturduğu bir konsorsiyumdur.Bugünlerde tamamen ölmüş olan bu ruha yeniden canlılık verebilecek bir aktör daha var piyasada. Paralel çete. Herkes ile her konuda iş tutmaya hazır beklediğini biliyoruz, görüyoruz.31 Mart yine tarihe geçecektir: Elektriklerin kesilmesi, Balyoz davasına beraat kararının verilmesi, KPSS sınavında yapılan yolsuzluklarla ilgili soruşturmanın derinleştirilmesi, Gülen’in masonluğuna ilişkin belgelerin yayınlanması, adliyede savcının katledilmesi aynı gün gerçekleşti.

Aralarında bir illiyet rabıtası kurmak için yeteri kadar delil var ve tarihsel tecrübeye de sahibiz.