BIST 9.645
DOLAR 32,57
EURO 34,70
ALTIN 2.417,74

Gerçek bir dostun yoksa, yaşamıyorsun demektir!..

Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.

GÜNCEL/İSLAM’DA ÖZENTİ Mİ VAR?...

Yücel Koç (Türkiye/12.04.2018) bir gerçeği yazmış; “….Önceki gün Türkiye’nin önemli eğitim kurumlarından birinin yöneticisi ile sohbetteydim… Hem de, Türkiye’nin muhafazakâr kesiminin en yoğun yaşadığı ilçelerimizden birinde hizmet veriyor… Dedi ki, ‘Deizmi biz çok uzun zamandır konuşuyoruz. Gençlerimizin durumu hiç iç açıcı değil. Zaten mütedeyyin geçinen ailelerde, anne ile yanında yürüyen kızı arasındaki farka bakınca, başka ispat aramaya gerek de yok. Anlaşılan o ki, görmek isteyene tablo ortada…” En büyük görevin imamlarda olduğunu söyleyen Koç; “Onların da hâli ortada… En azından bir kısmının… Suudların bile artık ‘Amerikan projesiydi’ dediği Vehhabilere özenenleri mi ararsın… Onun kamuflajlısı selefi meraklısını mı… Ne ararsan var. Camilerde düzen bozuldu… Yolum düştü, Fatih Kadınlar Pazarı’ndaki bir camide akşam namazına gittim. Ne müezzin bizim çocukluğumuzdaki gibi kamet getirdi, ne de imam bizim çocukluğumuzdaki imamlar gibi okudu. Bir Suud, Mısır özentisi ki, sormayın gitsin…” Aynen katılıyoruz…

Dostlarımızı çoğaltalım…

Köşe yazarı M.Barlas (Sabah/02.01.2018) yazısında “siyaseten dostluk” konusunu işlemişti; “Bu dramatik yol ayrılığının siyasete nasıl yansıyacağını yorumlamak için vakit erken. Olayı insan ve yaşam açısından ele almak şimdilik daha sağlıklıdır. Ve şairler bu gibi durumları daha etraflı işlerler. 1954 doğumlu Erdoğan'ın yaşı tabii ki 35'ten daha yukarı. Ama yine de Cahit Sıtkı Tarancı'nın "35 Yaş" şiirinde Cumhurbaşkanı'nın duygularını yansıtacak dizeler fazlasıyla var. Bu dizlerden bazılarını hatırlayalım...
Ayrılan yollar 
"...Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız, 
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız..." 
Eski dostlar!... 
Benim gibi pek çok insanın dileği bu dramatik yol ayrılığının kalıcı olmaması ve "Eski Dostlar" şarkısı eşliğinde, taze bir başlangıç için tarafların arayışa girmeleridir….”

Gerçekten de, siyasette yol ayrımlarını yıllardır takip ediyoruz. Partilerin parçalanması/bölünmesi, MV’nin parti değiştirmeleri, transferler v.b. yıllardır siyasi tarihimize yazıldı.Cumhurbaşkanı MV seslendi; "ben varsam parti var denilmemeli." Ama; küsenler, kırılanlar, aleyhine çalışanlar olacak!..Bu, insan yapısı ve beklentilerin bir sonucu...Sempozyumda varsa takip edenler, kendisi solistse ya da kurumu/derneği varsa canla başla çalışanlar, ama yoksa ortada görülmeyenler o kadar çok ki!..

Zannediyorum, sadece siyaset değil, her alanda; kopukluk ve ayrılık görülüyor. Gittikçe büyüyen metropollerde de artık; dost bulmak zorlaştı, sohbetlerde aile içi kavgalar,/küskünlükler fazlalaştı…Hak olan mirası bile paylaşmakta zorlanmalar arttı. Ortak iş kuranlar, kısa zamanda dağılıyor ya da iflas bayrağını çekiyor.

Tabii ki; bir kırgınlık oldu mu,  tamiratı zorlaşıyor ve dostluk artık dikiş artık tutmuyor... Ne kadar beraber olsanız da, güven kırılmış oluyor, eski günlerdeki gibi olmuyor. Bu da insanın tabiatı gereği deyip geçiyoruz!…

Siyasette kırgınlıklar artarken, kimin haklı olduğunu da anlamak mümkün olmuyor. “Güçlü olan mı haklı, haklı olan mı güçlü?” hala tartışılıyor. Bize göre ikincisi elbette, ama göreve/makama gelenler bu gerçeği görmek/duymak  istemiyor; her eleştiriyi kendi şahıslarına almayı, etraflarının poh pohlu sözlerine kanmayı seçiyorlar. İşte o zaman; bölünme, ötekileşme, parçalanma,düşmanlık ve  zayıflık başlıyor.

Sürekli; büyük tarihimizden, atalarımızdan, kültürümüzden bahsediyoruz da, yakın tarihimizden ders almıyoruz. Bir göreve gelince; arkamızı, dostlarımızı, arkadaşlarımızı unutuyoruz. Başka bir insan oluyoruz, tıpkı şoför koltuğuna oturunca değişildiği gibi!...

Oysa, her Cuma hutbesi sonunda Nahl Suresi 90. Ayet  ve meali okunur; “Şüphesiz ki Allah, size adaleti, iyilik yapmayı ve yakınlara bakmayı emreder; hayasızlığı, fenalığı ve azgınlığı yasaklar. O; düşünüp tutasınız diye, size  ögüt verir.”Eeeeee!...

Günümüzde THO/Türk Müziği alanındaki Dernek/Vakıfları’nın içinde bulunduğu durum budur. Biraz palazlanınca, yeni bir oluşum yapmak, kendi adına dernek/vakıf/topluluk  kurmak; güçlenmeyi değil, alandaki bölünmeyi/zayıflamayı/yozlaşmayı getiriyor. Ben; “bir olmayı, iri olmayı ve diri olmayı” seçen ve bu amaçla çalışan bir kişi olarak 25 yıldır, bilinçli/paylaşımcı müzik dostlarımla aynı amaçta yolculuğuma/hizmetime, eleştirileri değerlendirerek devam ediyorum.

Ülkemizin lüks içinde olmadığına, her alanda; sürekli uyanık, bilime/sanata bağlı, üretken, sağduyulu, eğitimde ileri v.b. olması gerektiğine inanmaktayım.

Sanat kurumlarındaki yönetici arkadaşlarıma; “sormayı, paylaşmayı, konuşmayı, birlik ve beraberliği, her kişiyi yeteneği ve gücü nispetinde kullanmayı, ah de vefayı, unvana değil tecrübeye saygılı olmayı”  tavsiye ediyorum.

Yazımızı iki güzel/anlamlı örnekle sonlayalım…

Aşık Veysel Şatıroğlu’dan, “Dost dost diye hayaline yeldiğim”, Aysun Gültekin’den dinleyebilirsiniz…

Dost dost diye hayaline yeldiğim
Dostusa ayırmış özünü benden
Çatık kaşlı, benlerini saydığım
Dostusa çevirmiş yüzünü benden

Hani dost uğruna can baş verenler
Hasbeten söylesin gözle görenler
Şimdi bizden yüz çevirmiş yarenler
Evvel sekitmezdi gözünü benden

Gözüm yaşı döner m'ola sellere
Bu ayrılık har düşürür güllere

Evvel aşinaydım her bir hallere

Şimdi sakınıyor, sözünü benden

Aşık Mahsuni Şerif’ten, “dostum dostum” Zara’dan dinleyebilirsiniz…

İşten güçten dertten gamdan dolayı
Allah bir deyişim yılda bir defa ey
Ben düğün görmedim bilmem balayı
Yırtık çul giyişim yılda bir defa

Dostum dostum dostum
Dostum dostum dostum
Dostum gel hele…

Yırtık çul giyişim yılda bir defa
Dostum dostum dostum
Dostum dostum dostum
Dostum gel hele…

 

Bir gün doyduğum an hacıyım hacı
Böyle geldi gitti anaynan bacı
Ekmek yemeğe yetmez soğan baş tacı
Benim et yiyişim yılda bir defa
Dostum dostum dostum
Dostum dostum dostum
Dostum gel hele…

Hey dost… Hey dost

Mahsuniyim ben cahile uymam yar
Beynim neyi dinlesede duymam yar
Vallah billah ben insana kıymam yar
Hayvana kıyışım yılda bir defa
Dostum dostum dostum
Dostum dostum dostum
Dostum gel hele…


Dostum gel hele…