BIST 9.769
DOLAR 32,54
EURO 34,89
ALTIN 2.431,42

Gençlik projeleri hedefini buluyor mu?

Gençlik, YÖK, MEB,Gençlik ve Spor Bakanlığı, Projeler

Hani, büyüklerimizden hep duyduğumuz bir söz vardır; “Oğlum/Kızım gençliğinin değerini bil, iyi yaşa” Ama nasıl? Konusunda cevap alamazsınız kolay kolay…

Her kişi gençliğini yaşar ve bu dönemdeki izler geleceğe ışık tutar, belirleyici olur…Üniversite ve Başbakanlık GSGM Gençlik Hizmetleri Daire Başkanlığı’ndaki görevlerim nedeni ile gençlerle bir arada olmanın onlara yol göstermenin/yardımcı olmanın  zevkini yaşıyorum…

Özellikle gelişmemiş yörelerimizden/illerimizden gelenlerin, bütün iyi niyetlerine rağmen  nasıl zorlandıklarını çok iyi görüyorum.

Tatil yörelerinde çalışan gençlerle sohbet ediyorum, bilgiler alıyorum/veriyorum…Onların, öğretim üyesi olduğum için, şahsıma  nasıl saygı duyduklarını/imrenerek baktıklarını  görüyorum…

O nedenle her ilde üniversite, ilçede fakülte/yüksekokul  projesine sıcak bakıyorum…Ama,yeni kurulan üniversiteler yöneticilerinin sosyal/sanatsal olarak çok ilerde olması gerektiğini düşünüyorum.

Elbette Gençlik Spor Bakanlığı’da kamplar, toplantılar,sempozyumlar yaparak, bilim adamlarının görüşlerine değer verdiğini biliyorum…

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Gençlik Spor Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve YÖK’nun planlı ve ortak çalışmalarla, gençlerin memlekete yararlı bir insan olmaları için çalışmalarını bir havuzda toplamasında, her bakanlığın sınırını bilerek, ama diğerlerinin ne yaptığını bilerek, çözümcü olmaları gerektiğinde ısrar ediyorum.

Örneğin, Bakanlığın SETA adlı vakıfa yaptırdığı 2012  Gençlik profili çalışması var, fakat bu gençlik profili ile gerçek arasında uçurum olduğu belirtiliyor. Bu ve bunun gibi araştırmalar bir üniversite kampüsünde yapılıyor. Gençlik ; orta sınıftan, üniversiteli, bekar ve öğrenci gibi konumlandırılıyor, ancak yapılan kategorileştirmede 8 alanda 28 gençlik alt alanı ortaya çıkıyor.

Aslında  gençlik konusunda, ciddi bir analize ve bu analizlerden de politika üretmeye gereksinim var gibi gözüküyor.

Bu konuda bir çok çalışma var belki ama hedefini bulmuyor, hedefini bulmuyor, kadük kalıyor.

Aşağıda Kırıkkale Ün. Eğt. Fak. Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr. Levent Eraslan’ın  bir projesini –değerlendirilmesi amacıyla-vermek istiyorum:

GENÇLİK FORUMLARI PROJESİ

(GENÇLER GÖZÜYLE GENÇLİK )

AMAÇ

Nüfusunun büyük bir oranı gençlerden oluşan Türkiye’de gençlerin kendi bölgelerinde düzenlenecek forumlar aracılığı ile he ülke hem de bölgesel bazda kendi sorunlarını belirterek hem tespit hem de çözüm önerileri geliştirmeleri amaçlanmıştır. Gençlerin kendi gerçekliklerinde ortaya koydukları sorunlara kendilerinin öneri üretmeleri hem gençlerin aktif bir şekilde karar süreçlerine katılmalarını hem de düşünen ve üreten gençlik vizyonuna hizmet edecektir.

Bu proje ile Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından hazırlanan “Ulusal Gençlik ve Spor Politikası Belgesi”nde belirtilen “Özgüven sahibi, rekabetçi, yenilikçi, girişimci ve analitik düşünen gençler oluşturmak” ilkesine de işleyiş kazanacaktır.

                Gençlerin kendi sorun alanlarına dönük farkındalıklarını ve bu sorun alanlarına dönük gerçekçi çözüm önerilerinin tespiti, karar vericilerin etkili stratejileri geliştirmelerini sağlayabilecektir.

İŞLEYİŞ

Gençlik forumları, Gençlik şuralarından farklıdır. Şura belirtilen konular bağlamında Şûra'da gençlikle ilgili konulara ilişkin durum tespiti yoluyla incelemeler yapılarak, orta ve uzun vadeli stratejiler geliştirilerek uygulamadan kaynaklanan sorunlar ve buna ilişkin çözüm önerileri tartışılmıştır.

Gençlik forumları ise yedi bölgede yerinde durum tespitini amaçlar. Katılımcılar çeşitli alanlardaki gençler, gençlik STK’ları ve üniversitelerdir. Her bölgede belirlenen tarihlerde üç gün boyunca öncelikle bulunulan bölgedeki gençlik sorunlarının tespiti ( mikro ölçek), daha sonra ülkedeki gençlik sorunlarının tespiti yapılır. İkinci gün ise bu sorun alanlarına dönük olarak çözüm önerileri geliştirilir. Üçüncü gün sorun alanları ve çözüm önerileri tüm katılımcılarla tartışılır ve nihai bir rapor haline getirilir.

Üniversitelerden ve Eğitim Kültür ve Araştırma Genel Müdürlüğü uzmanlarından oluşan moderatör grup işleyişin düzenlenmesini sağlayacaklardır.

Forumların işleyiş sürecinde temel eksen gençlerdir. Gençlerin belirlediği ve kavramsallaştırdığı sorun alanları ve çözüm önerileri ele alınacaktır. Bu hali ile diğer benzer çalışmalardan farklıdır.

 

GENÇLİK ALANLARI

EKONOMİK ALAN GENÇLİĞİ

  • İşsiz
  • Yoksul gençler
  • Sanayi Sektörü
  • Hizmet Sektörü
  • Tarım Sektörü

EĞİTİM ALANI GENÇLİĞİ

  • Eğitim Almayan Ve Çalışmayan
  • Lise
  • Üniversite
  • Lisansüstü

SAĞLIK ALANI GENÇLİĞİ

  • Dezavantajlı Gençler
  • Madde Bağımlısı Gençler

SUÇ ALANI ALAN GENÇLİĞİ

  • Hüküm Giyen Gençler
  • Suça Yönelen Gençler

SPOR ALANI GENÇLİĞİ

  • SPORCU GENÇLER

DİĞER GENÇLİK ALANLARI

  • Bağımlı Gençler
  • Göç Eden Gençler
  • Genç Kadınlar
  • Genç Anneler
  • Sokak Gençleri
  • Sanatçı Gençler
  • Alt kültür gençliği (apaci, Hippi vs)

Bu işleyişin planlanması ve sürdürülmesi Eğitim Kültür ve Araştırma Genel Müdürlüğü tarafından yapılır.

PAYDAŞLAR

Öncelikli Paydaşlar; GSB il müdürlükleri, Üniversiteler, Gençlik temalı STK’lar

Yardımcı Paydaşlar; Yukarıda belirtilen gençlik alanlarına katılımı sağlamada Aile ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (İŞ-KUR), Milli Eğitim Bakanlığı, Adalet Bakanlığı gibi kamu kurum ve kuruluşlarından destek alınacaktır. 

FORUM BÖLGELERİ

İstanbul (1)

İstanbul (2)

İzmir

Antalya

Trabzon

Ankara

Erzurum

Diyarbakır

 

Gündem:

(1)Geçen yazımızda bahsettiğimiz YÖK’ün İlahiyat Fakülteleri kararı hala tartışılıyor.. Bu arada YÖK, seçimlere rağmen Rektör  tavsiye etmeye, dekan atamaya devam ediyor. Ama, aynı YÖK; yıllardır yazılıp çizildiği halde 2908 sayılı kanunun 10. Mad.  uygulanmasında  “hak kaybına” uğrayan sanatçı/akademisyen Y.Doç. lerin durumunu düzeltecek, sanat kurumlarını/insanlarını  rahatlatacak  bir yönetmelik için kılını -sayıları bir elin parmaklarını geçmiyor-  kıpırdatmıyor…1984-2013 yazık, Sanki Anayasa hükmü!...İlginç değil mi?

(2)Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nın (SETA) hazırladığı rapora göre Türk akademisyenlerin aldıkları ücretler itibariyle Nijerya, Hindistan, Malezya, Güney Afrika, Brezilya ve Arjantinli meslektaşlarının gerisinde bulunduğuna dikkat çeken Derviş Yılmaz, üniversitedeki en düşük maaşı 4 bin lira olması gerektiğini aksi takdirde beyin göçünün engellenemeyeceğini söyledi. Açıklamasında Ekonomik anlamda son 10 yılda, öğretim üyelerinin maaşlarında büyük bir gerileme yaşandığını anlatan Yılmaz, üniversite personelinin en büyük beklentisinin maaşlar konusundaki iyileşme olduğunu kaydetti. Akademisyenliğin artık tercih edilen bir meslek olmak çıktığını söyleyen Yılmaz, 10 yıllık bir araştırma görevlisinin 2 bin lira civarında maaş aldığını, yardımcı doçent maaşının ise 2 bin 700 lira olduğunu ifade etti. Dünya ile rekabet için maaşlarda iyileştirmenin şart olduğunu kaydeden Yılmaz, bu maaşlarla beyin göçünün engellenemeyeceğini ifade etti.2002-2013 döneminde öğretim üyeleri ile hâkim, avukat, mühendis, doktor ve şube müdürü gibi diğer devlet memurlarının maaşları arasındaki farkın akademisyenler aley­hine daraldığını söyleyen Yılmaz, söz konusu dönemde diğer kamu çalışanlarının ortalama maaşı, reel olarak yüzde 61 artarken, öğretim üyelerinin maaşı ortalama olarak sadece yüzde 6’lık bir artış olduğunu ifade etti. Kamuda, araştırmacı veya uzman sıfatına sahip memurun, üniversitede aynı ünvana sahip akademisyenden iki kat fazla maaş aldığını söyleyen Derviş bu konuda YÖK, sendikalar ve rektörlere büyük görevlen düştüğünü ve sorunun hükümet nezdinde yüksek sesle dile getirilmesi gerektiğini kaydetti.”