BIST 9.084
DOLAR 32,38
EURO 35,02
ALTIN 2.326,56
HABER /  MAGAZİN  /  KÜLTÜR VE SANAT

Gençlik nereye gidiyor?

Bugünün gençleri niçin bu kadar özgüvenli ve iddialı fakat bir o kadar da depresif ve kaygılı?

Abone ol

ABD'den başlayarak tüm dünyaya yayılan kitlesel yozlaşma sürecine dikkat çeken Jean M. Twenge, Kaknüs Yayınları'ndan çıkan "Ben" Nesli adlı eserinde günümüz gençlerinin neden özgüvenli ve iddialı olduğu kadar depresif ve kaygılı olduklarının da cevabını arıyor.

Gelişmiş Batı ülkeleri ve bu gelişmişlikten etkilenen tüm ülkelerde çokça dile getirilmeyen trajik sorunlar mevcut. Jean M. Twenge, kendisi de bir Amerikalı olmasına rağmen çok açık konuşmayı tercih ediyor. ABD'den tüm dünyaya yayılan, tarihte bir benzerinin yaşanmadığı kitlesel yozlaşma sürecini inceleyen Twenge, genç neslin hızla ve şaşırtıcı bir şekilde dengesini kaybettiğini dile getiriyor. Amerikan kültürünün etkisine maruz kalan toplumlarda atadan ve aileden gelen ahlaki değerlere karşı bir isyan haline vurgu yapan psikolog Twenge, değerlerin yitirilmesinin bedelinin ağır olacağı öngörüsünde bulunuyor. Durumun acı fotoğrafı ise şu: Bulaşıcı hastalık derecesinde yaygın bir narsizm/enaniyet, hayalî iyimserlik, gittikçe artar oranlarda genel kaygı ve depresyon.

Yazar 1.3 milyon kişiyi kapsayan devasa istatiksel çalışmaları referans alarak bu sonuçlara ulaşıyor. ABD'de 14 yaş altı çocuklarda intihar oranları ikiye katlanmış durumda. Kronik kaygıyı depresyon ve intihar takip ediyor. İşin ilginç yanı dışarıdan bakıldığında özgüvenli, özgür kişilerin kaygı oranı oldukça yükseklerde. Türkiye Benötesi Psikoloji Derneği Başkanı Psikiyatr Dr. N. Mustafa Merter bu sonuçları değerlendirirken tedirginliğini saklayamıyor: "Bu nasıl bir çelişki? O kadar övündüğümüz psikolojimiz, psikiyatrimiz, sosyolojimiz, modern eğitim sistemimiz ile biz, nasıl bir hata yaptık da bu kadar kısa bir süre içerisinde insanlığı bu hale getirdik?

Anlaşılan şu ki, eğer acil tedbirler almazsak gittikçe yalnızlaşan, aşırı bencil/narsist, zevkperest/hedonist, kaygılı, öfke ve nefret dolu bir insanlığa doğru doludizgin gidiyoruz. Bu çocuklar evlenmeyecek, aile kurmayacak, istikrarlı bir şekilde çalışmayacak ve medyanın kendilerine sunduğu hayalî değerlerle yetinecekler. Tüm dünya sessizce ama kesin bir şekilde, bir 'Açıkhava Tımarhanesi'ne dönüşüyor."

Bugün 18 ilâ 35 yaşlarında olan "yeni nesli" mercek altına yatıran sosyolog-araştırmacı Jean M. Twenge adlı çalışmasında, 14 yıla dayanan araştırmalarının sonucunu okurla paylaşıyor. Özgüvenin başarıdan çok daha önemli olduğu prensibiyle yetiştirilen gençlerin kendilerini her şeyin üstünde konumlandırdığını dile getiriyor yazar. Her hayalin gerçekleşebileceğine inanan gençler, hayatın acı gerçekleriyle yüzleşmeye ise hazır değiller. Yazar Ben Nesli üzerinde sinema ve dizilerin, radikal müzik gruplarının, reklamların etkilerini de irdeliyor araştırmasında.

Yazar Ben Nesli konusundaki araştırma sonuçlarını ortaya koyarken çözümler konusunda da okura yardımcı oluyor. Ebeveynlerin, genç olmanın getirdiği bazı tuzaklara düşmeme konusunda gençlere nasıl yardımcı olabileceklerini anlatırken "çocukların kendi nesillerinin etkisinden tamamen izole edilemeyeceğini bilmeniz gerek" diyor. "Çocuklarınız, yaşıtlarından, medyadan ve sosyal çevrelerden yoğun olarak etkilenecek. Ancak siz, olumlu özellikleri destekleyerek olumsuz etkileri tersine çevirebilirsiniz."

Yazarın genç nesle yönelik uyarıları da var. Bazı önerilerinin sezgisel olduğunu açıklayan Twenge, "belirli televizyon programlarını sınırlı seyredin, aşırı düşünmekten kaçının, sosyal ilişkilere değer verin, depresyona karşı doğal yollarla baş edin, gerçekçi beklentileri geliştirin" diyor.

Çocuklarıyla ilgili sorunları olan ve çözüm konusunda bilinçlenme isteyenler bu bilimsel çalışmayı önemsemeliler. Yazarın 'anlamaya çalışan' ve 'anlamlandıran' cümlelerinden ödünç alarak şu bilgileri de verelim: "Ben Nesli, dünya tarihinde eşi görülmemiş bir zamanda erişkin oldu. Bize kendimize inanmamız ve hayata olumlu bir pencereden bakmamız öğretildi. Ancak yetişkinliğe öyle bir zamanda giriyoruz ki hayatla başa çıkabilmek hayli zor.

Çoğumuz, gençlik umutlarının hayatın gerçekleriyle çatışmasını endişeli ve depresif bir biçimde atlatıyoruz. Eğer gençseniz, bilmenizi isterim ki yalnız değilsiniz. Yaşlıysanız, umarım gençlerin sizden çok daha farklı yetiştirildiğini ve günümüz şartlarında büyümenin çok zor olduğunu anlarsınız. Ben Nesli'nin gerçekçi hayallere, özenli kariyer planlarına ve ebeveyn olduklarında da yardıma ihtiyacı var."