BIST 9.645
DOLAR 32,55
EURO 34,90
ALTIN 2.437,51

FUTBOLDA HAKSIZLIĞIN ÇARESİ

bana göre; maçlarda teknolojinin tüm imkânlarının yasallaşması ile haksızlıklar giderilecek milyonların hakkı hak edende kalacaktır. Beşiktaş'ın hakkı, sahtekar sporcular, Burak'ın sahtekarlığı, hakkı yenilen takım, Beşiktaş'ın çalınan puanları

 

Futbolda yapılan bariz hatalar bazen bir sezon boyunca bir amaç uğruna çalışan, ter akıtan, emek veren ve takımlarına gönül veren herkesin hakkının yenmesine sebep olabiliyor.

 

Tıpkı geçtiğimiz haftaki bu sezonun ilk derbisi olan Beşiktaş Galatasaray maçının son dakikalarında yaşananlar gibi.

Maçın sonlarına doğru Galatasaraylı futbolcu Burak’ın kendini yere bırakmasıyla kazanılan haksız penaltı gibi…

 

Ve aklıselim Galatasaraylılar da dâhil spor camiasının ortak fikri olan kazanılmış haksız penaltının gol olmasıyla puanlar iki takım arasında eşit olarak paylaşıldı.

 

Eğer hakem; Burak’ın pozisyonunun penaltı olmadığını önce tespit edip, sonra yan hakeminin uyarısıyla kararını değiştirmeseydi yani penaltı vermeseydi; Beşiktaş üç puan alırken Galatasaray puan almayacaktı.

 

Evet,” ilahi adalet elbet yerini bulacaktır” diyenleriniz vardır. Ki bende dün öyle dedim ama bu kadar bariz hataların ilahi adalete bırakılmaması çok daha doğrudur.

Bu yüzden de sezon daha yeni başladı nasılsa bu kaybedilen puanlar telafi edilir mantığı bana oldum olası terstir ve ters de olacaktır.

 

Çünkü belki sezon sonunda tıpkı geçen seneki gibi iki takım aynı puanla ligi bitirecekler. Peki, o zaman; aynı puan ve averajla Galatasaray şampiyon olursa bu şampiyonluğu hak mı?

 

Ya da böyle bir şampiyonluğu atıyorum Fenerbahçe kaybetse Fenerbahçe’ye ve taraftarlarına yazık değil mi?

 

Hele hele Beşiktaş sezon sonu şampiyonluğu; Galatasaray’a bırakın averajı bir ya da iki puanla kaybederse bu vebal kimin olacak?

Kim bu vebalin üstesinden gelecek?

Vicdanlar unutsa bile öbür dünyada bu hak sorulmayacak mı?

 

Elbette hakemler de insan ve hata yapabilirler.

Ama unutmamak gerekir ki bu hatalar; bazen bir takımın şampiyonluğu ya da kümede kalıp kalmamasını etkileyeceği gibi maddi anlamda ciddi kayıplara ya da tam tersi kazançlara neden olabilir.

 

Ama artık teknolojinin çağ atladığı, neredeyse uzayda nereye gidelim tartışmalarının başladığı bir dönemde; hakemin birkaç saniyede ve de her zaman doğru karar vermesini beklemek; kusura bakmayın ama saflıktan başka bir şey değildir.

Sonuçta onlar da insan ve hata yapmak insanın doğasındadır.

 

O yüzden Pazar günkü maçın son dakikalarında verilen penaltı ile hakkı yendiği spor camiasının çoğunluğu tarafından belirlenmiş Beşiktaş gibi, dünyanın her yerinde oynanan ve milyonları olumsuz anlamda etkileyen yanlış kararlar verilmiştir, verilecektir de…

 

Bunun için de kitleleri böylesi etkileyen yanlış kararların anında düzeltilmesi gerekir.

Mesela topu algılayan çizgilerle çizgi hakemine en azından bazı kararlarda gerek kalmayabilir.

 

Ayrıca çizgi hakemi elbette olsun ama bence artık statlarda maçları izleyecek ve kritik zamanlarda maçın hakeminin de karara katılacağı bir komisyon kurulmalıdır.

 

Bu komisyon kritik kararların verildiği pozisyonları ekrandan izleyerek; maça ara verilen bir iki dakikada doğru sonuca ulaşılabilmeyi sağlayabilir.

 

Böylece hem hatalı kararlar düzeltilecek hem de hakemler saniyesinde karar vermenin onlara yüklediği stresten kurtuldukları için çok daha rahat maç yöneteceklerdir.

 

Ayrıca bazı maçlar sonucunda alınan kupalarla futbol tarihine yazılan yanlışlar, yanlış müzelere götürülen kupalar böylece bir daha olmayacaktır.

Ya da en aza indirilecektir.

Burada yanlış anlaşılmasın; geçen seneki şampiyonluk polemiğinden bahsetmiyorum.

 

Hatırlayanlar hatırlayacaktır; yukarıda bahsettiğim Türkiye Kupası final maçlarının bazılarıdır. Ki bu maçlardaki yanlış kararlar maçların sonuçlarına etki etmiş ve kupalar yanlış takımların müzelerine gitmiştir.

Yani aslında tarih yanlış yazılmıştır.

 

Sonuç olarak bana göre; maçlarda teknolojinin tüm imkânlarının yasallaşması ile haksızlıklar giderilecek milyonların hakkı hak edende kalacaktır.

 

UEFA’ya FİFA’ya ya da futbolla ilişkili her yetkiliye, her söz sahibi olana, kısaca herkese duyurulur…