BIST 9.548
DOLAR 32,50
EURO 34,58
ALTIN 2.492,16
HABER /  MEDYA

Fatih Altaylı'dan olay 17 Aralık ve Balyoz yazısı

Yeniden başlayan Balyoz Davası'nı köşesine taşıyan Fatih Altaylı, "17 Aralık ve 25 Aralık olayları meydana geldi. Yoksa bu kişilerin hapisten kurtulma ihtimalleri yoktu" diye yazdı.

Abone ol

İNTERNETHABER.COM

Habertürk gazetesi yazarı Fatih Altaylı, Balyoz Davası'nda dün ifade veren Hilmi Özkök'e çok ağır sözlerle yüklendi.  

"Silah arkadaşları, çalışma arkadaşları müebbetlere mahkûm olurken Hilmi Özkök sessiz kaldı" diyen Fatih Altaylı, "Peki eski Genelkurmay Başkanı’na sormazlar mı, 'Paşam daha önce neredeydi aklın?' diye" sordu.

Balyoz'dan yargılanan askerlerin hayatının karardığını belirten Fatih Altaylı, Allah tarafından 17 Aralık ve 25 Aralık olayları meydana geldi. Yoksa bu kişilerin hapisten kurtulma ihtimalleri yoktu" diye yazdı.

Fatih Altaylı'nın 'Paşa arnavutciğeri zannetti, pişsin diye bekledi' başlıklı bugünkü yazısı şöyle:

ALAYININ HAYATI KAYDI

ESKİ Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök Bey, en sonunda dün, Balyoz Davası’nda ifade verdi.

Lütfetti...

Vatan kendisine minnettar...

Biliyorsunuz Balyoz Davası’nda epey bir eski genelkurmay başkanı, eski kuvvet komutanı, eski ordu komutanı, eski ve yeni paşa, eski ve yeni albay, eski ve yeni yarbay, binbaşı, yüzbaşı, teğmen, onbaşı yargılanmıştı.

Yargılananların büyük bölümü de müebbet başta olmak üzere çeşitli cezalara çarptırılmışlardı.

Alayının hayatı kaymıştı.

ALLAH TARAFINDAN 17 ARALIK VE 25 ARALIK OLAYLARI MEYDANA GELDİ

Kimileri büyük ihtimalle cezaevinde ölecekti, kimileri ise yıllarını verdikleri mesleklerinden olmuşlardı.

Üstelik cezalar kesinleşmişti.

Allah tarafından 17 Aralık ve 25 Aralık olayları meydana geldi.

Yoksa bu kişilerin hapisten kurtulma ihtimalleri yoktu.

17 Aralık’tan sonra keser dönüp sap dönünce, bu davaların savaşçısı olan zat-ı muhteremler bir anda savcılıktan vazgeçtiler ve avukatların arasındaki yerlerini aldılar, dava da yeniden görülmek üzere mahkemeye yollandı.

Balyoz Davası’nın görüldüğü hemen hemen üç yıl boyunca herkes, sanıklar, aydınlar, gazeteciler davanın en önemli tanığı olarak dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün ve Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ın tanık olarak dinlenmesi gerektiğini bağırıp durdular.

Ancak ne mahkeme Hilmi Özkök ile Aytaç Yalman’ı çağırdı, ne de Özkök ve Yalman tanık olmak için bir gayret, bir ısrar gösterdiler.

HİLMİ ÖZKÖK SESSİZ KALDI

Hadi mahkeme “taraflıydı”, “paralelciydi” bu ikisini tanık olarak çağırmadı.

Peki bu ikisi ne yaptı?

Hiçbir şey.

Silah arkadaşları, çalışma arkadaşları müebbetlere mahkûm olurken Hilmi Özkök sessiz kaldı.

Kendisine sorulan sorulara da “Kasaptaki ete soğan doğramam” diyerek kaçamak yanıtlar verdi.

Ve şimdi gidip ifade verdi.

Yıllar sonra yeniden görülen davada.

“Ben bir darbe teşebbüsüne tanık olmadım” diye çok açık bir ifade verdi.

PAŞAM AKLIN NEREDEYDİ?

Peki eski Genelkurmay Başkanı’na sormazlar mı, “Paşam daha önce neredeydi aklın?” diye.

De ki, mahkeme paralelciydi, Cemaatçiydi, seni çağırmadı.

Bir basın toplantısı düzenleyip “Ben bir darbe teşebbüsüne tanık olmadım” demek de mi aklına gelmedi!

Madem darbe teşebbüsü görmedin, arkadaşlarını korumak için ortalığı ayağa kaldırmak da mı zor geldi!

Kasaptaki ete soğan doğramayan Hilmi Paşa, şimdi pişmiş ve ocaktan indirilmiş etin üzerine soğan doğruyor.

YAZIK SİZİN PAŞALARIN ELİNE KALAN O ŞANLI ORDUYA

Herhalde pişeni arnavutciğeri zannetti, çiğ soğanla iyi gider diye bekledi.

Neye üzülüyorum biliyor musunuz?

Bu adamlara “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en üst makamı” diye gösterilen saygıya.

Yazık sizin gibi paşaların eline kalan o anlı şanlı orduya.