BIST 9.680
DOLAR 32,43
EURO 34,43
ALTIN 2.489,72

Ezanı yuhalayan gençler ve bir hakimin yorumu!..

Dikkatle takip ederseniz, köpeklerin minarelerden yükselen ezana uluyarak eşlik verdiğine şahit olacaksınız.

16 Nisan'da sandıktan çıkan sonucu tanımamakta ısrar eden marjinal grupların yaptıkları eylemler, tahrik ve provokasyon sınırına ulaştı.

Ekranlarda gözünüze ilişti mi bilmiyorum.

Kadıköy'de toplanan kalabalık bir grup, yatsı namazı saatinde caminin önünde toplanıyor.

Ezanın sesini duydukları andan itibaren pis ağızlarından çıkan hezeyanlar ve yuhalamalar ortalığa veba gibi yayılıyor.

Büyüklerimiz, "Ezandan rahatsız olan sadece şeytandır" derdi. O rahatsızlığın iğrenç melodisini lanetlenmenin ötesine geçen bu sapkın güruhun ağız protestosuyla öğrenmiş olduk nihayet...

Fussilet Suresi'nde, Allah ve Peygamber düşmanı Mekkeli Müşrikler'in, "Kuran'ı dinlemeyin, okunurken gürültü yapın, belki bastırırsınız" dediklerinden bahsedilir. Kadıköy'deki şehir iblisleri bu eylemin birebir aynısını yaparak kimin yolundan gittiklerini göstermiş bulundular.

Kadıköy CHP'nin İstanbul Anadolu Yakası'ndaki kalesi.

Hal böyle olunca eyleme kimlerin katıldığını, ezanı kimlerin yuhaladığını tahmin etmek pek de zor değil...

CHP!...

"Hoparlörlerden okunan ezan topluma baskı yapar hale geldi. Ezanın artık hoparlörlerden okunmaması için mücadele edeceğim" diye seçim vaadinde bulunan Şahin Ciner'i İstanbul 1. Bölge Milletvekili adayı olarak gösteren CHP...

"Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli ama benim yurdumun üstünde inlemesin artık" diyen Serra Kadıgil'i Parti Meclisi Üyesi sıfatıyla içinde barındıran CHP...

Daha gerilere gidecek olursak...

Bir dönem camileri ahır ve ambar olarak kullanan, Kur-an'ı Kerim'i yasaklayan, "Allah-u Ekber" nidalarını, "Tanrı uludur" diye değiştiren CHP...

Milletin dinine, imanına, inancına saygısızlığı, Cumhuriyet'e ve Atatürk'e sahip çıkmanın şartı kabul edecek kadar yobazlaşan CHP!

Referandumda, "Hayırlı Cumalar" diyen, referandum sonrası cami önlerine kümelenip ezanı yuhalayan CHP...

Kuşkusuz ki bütün CHP'lileri aynı kefeye koyamam. "Referandumda 'hayır' oyu verenlerin tamamı böyledir" diyecek kadar izansız davranamam...

Lakin...

"AK Parti'ye bir ihtar çekelim, bir ders verelim" düşüncesiyle, referandumda hayır oyu verenlere...

Milleti denize dökmekle tehdit eden Hüsnü Bozkurt'un önünde el pençe divan duran Saadet Partili abilere ve ablalara...

Meral ablalarıyla beraber hareket eden milliyetçi muhafazakar ülkücülere de seslenmek isterim:

Siz çok yaşayın emi!

Çok yaşayın ki sizleri izledikçe, kimlerle kader birliği ve yol arkadaşlığı yaptığınızı hep hatırlayalım.

Ve bir mesaj da ezanı yuhalayan Kadıköy'deki şehir iblislerine...

Gençler...

Öncelikle, Üstad Necip Fazıl'ın "Deden bile söndürememiş İslam'ın nurunu. Sen mi söndüreceksin ey Ebu Cehil'in torunu" dizelerini sizlere ithaf ettiğimi bilmenizi isterim. 

Sonra da bir uyarıda bulunmak isterim.

Dikkatle takip ederseniz, köpeklerin minarelerden yükselen ezana uluyarak eşlik verdiğine şahit olacaksınız.

Neden biliyor musunuz?

Çünkü, Tanrı değil ama "Allah uludur!" 

Öyle uludur ki ezan vaktinde sizin gibi iki ayaklı köpekleri bile ulutur!

*****

BİR HAKİMİN YORUMU

Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı'na bağlı ve halen aktif görevde olan bir hakim... 

Adı Derya Konak...

Adalet.org sitesinde zaman zaman ülke gündemini yorumluyor. Geçtiğimiz hafta, YSK'nın mühürsüz oy pusulalarıyla ilgili verdiği kararı eleştiren bir yorumda bulundu Hakim Derya Konak...

Herkese açık sayfada yazdığı yorumu aynen aktarıyorum:

"Hayır oylarının yüksek çıkması üzerine, YSK'nın yan çizdiği ve iktidar partisinin talimatıyla kuralları değiştirdiği iddiası ileri sürüldü.

Bu iddiaya göre 1.5 milyon geçersiz EVET oyunun YSK tarafından geçerli sayıldığı, seçimde kullanılan mühürsüz zarfların içinden çıkan oyların geçerli kabul edilemeyeceği, muhalefet partisi mensupları tarafından savunuluyor.

Bu iddialar doğruysa YSK'ya yazıklar olsun. Diktatörlüğü getirebilmek için daha şimdiden seçim sandıklarında oynama yapmaya kim razı olabilir? Allah sonumuzu HAYIR etsin!"

Hani getirilen sistemi veyahut YSK'nın kararını eleştirse, kişisel görüşüdür deyip geçiştireceğim.

Ama bu ülkenin bir hakimi, getirilen yeni sisteme "Diktatörlük", sistemin başa getirdiği Cumhurbaşkanı'na dolaylı yollardan "Diktatör" diyor.

"17/25 Aralık'tan sonra yargının içindeki darbeci cunta temizlendi" diye açıklama yapan Adalet Bakanlığı'na sormak gerek:

Emin misiniz?

İnanalım mı?

SOSYAL MEDYADA TAKİP İÇİN: