BIST 8.976
DOLAR 32,33
EURO 35,06
ALTIN 2.285,22

Ey! Kontrollü darbe diyen zatlar! Kesnizani'yi bilir misiniz?

Irak’ı ABD’ye teslim edip Saddam’ı astıran şerefsizliğin mimarı kimse ’Yatakta basıp şafakta asacaklar’ dedirtende onlar.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti için FETÖ’nün ne kadar tehlikeli bir yapı olduğunu ve bu tehlikenin boyutunu hala birilerinin ciddiye almaması çok düşündürücü!

Çünkü FETÖ uluslararası bir yapı!..

Bakın size ders niteliğinde bir yapıyı anlatmak istiyorum.

Belki FETÖ’nün ne olduğunu daha iyi anlarsınız!

O yapının adı “Kesnizani”

Kürtçede “Kimse bilmiyor” anlamına gelen ve Irak’taki Saddam rejimi döneminde çok yaygın olan bir tarikattı!..

Bugün FETÖ’ nün kim olduğunu anlamak için bu tarikatın Irak’ın parçalanmasında nasıl ABD’nin eli olduğunu görmek gerek..

O nedenle;

Kesnizani’ de bir FETÖ projesiydi…

Nasıl mı?

Doç. Dr. Ramazan Kurdoğlu'nun "Hollywood ve Kabala'nın 13. Havarisi Evanjelizm" adlı kitabını çok iyi anlatıyor.

Nasıl mı?

Hatırlayın…

ABD Irak'a vurduğunda, Irak ABD'ye adeta altın tepsi içinde teslim edilmişti.

Hatırlayın…

Herkes "Esas savaş Bağdat'ta olacak" derken Bağdat savaşmadan teslim edilmişti.

Tarih 10 Nisan 2003'ü gösteriyordu.

Teslimatı yapan, gerçekte Irak'ta herkesin bildiği ama ortalıkta gözükmeyen KESNİZANİ tarikatıydı.

Nasıl mı?

Tarikat "Körfez Savaşı"ndan sonra Saddam'ın etrafını örümcek ağı gibi sarmıştı. Saddam'ın karısı, çok güvendiği generalleri ve istihbarat kuruluşlarının başındakiler...

Hepsi tarikat "müritleriydi."

KESNİZANİ TARİKATI, MOSSAD ve CIA tarafından Saddam'ı içten yıkmak, Irak'ı kolayca teslim almak için organize edilmişti.

Saddam 33 yıllık diktatörlüğünde, birçok karşı ihtilal, suikast vartalarını atlatmıştı. Ancak "tarikatın" metodu hepsinden farklıydı. Tarikatın "müritleri" Saddam’ın en yakınında olanlardı.

Onun her hareketini, her adımını an be an tarikat şeyhinin oğlu Nehru'ya aktarıyorlar, sonra da bilgiler kuş olup MOSSAD ve CIA istasyonlarına doğru uçuyordu.

Şeyh Muhammed Abdülkerim Kesnizani, zikirden ziyade, siyasete meraklıydı. Müritlerine de Kur'an eğitimi yerine adını zikretmeden Kabala öğretilerini /mistizmini anlatıyordu.

Kesnizani tarikatı, baba Abdülkadir zamanı da dâhil Saddam'a bağlılıkta kusur etmiyordu. Kürt, Türkmen, Arap rejim muhaliflerini anında BAAS Parti istasyonlarına bildiriyordu.

Şeyh Muhammed kitap yazmaktan da geri durmamıştı.(FETÖ kitaplarını hatırlayın)

Tarikatın dönüşümü şeyh efendinin etrafındaki İslam âlimlerince, gerçekte MOSSAD ajanı hahamlarca hızlandırılmıştı.

Şeyh'in kitabı, Kabala öğretilerini İslam mistizmi adı altında imanlı müritlerin beyinlerine ve kalplerine ince ince enjekte etmek için başucu kitabı olarak kullanılmaktaydı.

Müritlere MOSSAD'ın hahamlıktan tövbekâr hocaları ders veriyordu.

Aslında tarikatın asıl hedefi Irak ordusuydu. Öncelikle generaller ve subaylar Keznizani tarikatının müritleri haline getirildiler. Genelkurmay Başkanı, Genel Askeri İstihbarat Başkanı, Hava Kuvvetleri Komutanı, hepsi Şeyh Muhammed Abdülkerim Kesnizani'nin ayağını öperek müridiler arasına girmişti.

Irak'ın acımasız El-Muhaberat'ının sivil-asker elemanları da tarikatın müritleri olmuşlardı.

Müridiler arasında bir isim vardı ki, Saddam'dan sonra BAAS'ın en kudretlisiydi: İbrahim İzzet El Duri.

Duri bütün karanlık odaklarla ilişki kuruyor, Saddam'ın bütün pis işlerini organize ediyordu. Duri şeyhin ayağını öpenler arasına çoktan dâhil edilmişti.

Öte yandan Saddam'ın karısı Sacide Hayrullah, Saddam'ın kardeşleri Vatban ve Barzan ile oğul Uday da müridiler arasındaydı.

Birinci körfez savaşında Baba Bush, Bağdat'ı işgali reddetmişti. İsrail bu duruma çok bozuldu. Irak hızlı bir şekilde parçalanmalıydı. Gözüne kestirdiği Kürt tarikatı Kesnizani'lik üzerinden Irak'ın İslami hayatını da kontrol altına alacaktı.

MOSSAD Kesnizani tarikatının önde gelenleriyle muhtelif yollardan temasa geçti ve ilişkileri hızla geliştirdi.

Irak Devleti'nin mekanizması içinde yer alanlar, medya mensupları uhrevi yollardan ikna edilemezlerse MOSSAD'ın cömertçe tarikata aktardığı dolarlarla ikna ediliyor, mürit yapılıyordu.

Saddam'ın yatak odası dâhil, istihbaratçı müritlerden derlenen bilgiler oğul Nehru'da toplanıyor, Nehru da bunları MOSSAD'a aktarıyordu.

Artık Saddam ve çevresinde neler olup bittiğinden Kesnizani tarikatı ve şeyhi vasıtasıyla MOSSAD anında bilgi sahibi oluyor ve gereği yapılıyordu.

Tarikatın içine MOSSAD iyice yerleşmişti. Şeyh adına rahat rahat operasyon yapar hale gelmişti.

Kısaca, Güneyde Şii Müslümanlar Kuzeyde ise Türkmenlerin büyük çoğunluğu hariç sivil Araplar, Kürtler ile Irak devlet mekanizmasını elinde bulunduranlar Kesnizani tarikatı kullanılarak MOSSAD ve CIA tarafından devşirilmişler ve psikolojik harbin kurbanı olmuşlardı.

Saddam en yakınlarının bile tarikat tarafından mürit yapıldığını, her hareketinin CIA ve MOSSAD'a ulaştırıldığını fark ettiğinde iş işten geçmişti.

Amerika, İngiliz birlikleri Irak'a saldırdılar. Güneyde müthiş bir dirençle karşılaştılar.

Dünya medyası, bu arada Türk medyası, akademisyen, emekli asker, strateji uzmanları asıl savaşın Bağdat ve çevresinde olacağını dile getiriyorlardı!..

Ne oldu?

Hâlbuki Bağdat ve çevresi Saddam'ın askerleri tarafından hiçbir direnç gösterilmeden Amerikan askerlerine teslim edildi!..

Niçin böyle olmuştu?

Tarikat yoluyla Irak devlet mekanizması devşirilmişti. Şeyh Muhammed müritlerine Amerikan askerlerine direnmemelerini öğütlemişti.

Şeyhin emrindeki mürit generaller vatanlarının bağımsızlığı için savaşmak yerine Şeyh Muhammed'in emrine uymuşlardı..

Bu arada İzzet El Duri de boş durmamış, Bağdat'ın Kuzeyini de o teslim etmişti Amerikalılara.

Şeyhin isteğinde mutlaka bir keramet vardı. Bağdat Bağdat olalı böyle bir şerefsizlik görmemişti.

Sevgili okurlar FETÖ’ nün kim olduğunu bilmek istemeyen hala kontrollü darbe diye tutturanlara   uyanmaları için bir ders  değil mi Irak’ı ABD’ye teslim eden Saddam’ı astıran Kesnizanı tarikatı!..

Ne diyordu Fetöcüler;

‘Şafakta basacaklar, yatakta asacaklar’


O nedenle Irak’ı altın tepsi ile ABD’ye sunan, parçalatan "Kesnizani Tarikatı Operasyonu" bugünkü FETÖ projesiydi..

Türkiye'de devlet mekanizmasını ele geçirenler, geçiremedikleri kesimlere savaş açanlar, Türk Ordusu'nu hedefe oturtanlar…

Ordu'nun kalbine girip en mahrem bilgileri ele geçirenler, devletin gizli bilgilerini "iddianame adıyla" ortalığa saçanlar…

İletişim, Milli Eğitim, Polis İstihbarat Şube gibi önemli birimlerin ezici çoğunluğunu ele geçirenler…

Devlet mekanizması içinde kanserli bir hücre gibi METASTAS yapan dindar görünümlü örgüt…

FETÖ’ydu!..

TıpkıIrak devletin içine uzun yıllardır sızan CIA ve MOSSAD’ın kontrolünde Irak’ı paramparça edip Saddam’ı astıran Kesnizani gibi!..

Ha Kesnizani he FETÖ…

Onlar da Kuran okumuyor. Okudukları; tek kişinin adını taşıyan kitaplar içinde ne kadar Kabala öğretisi var bilmiyoruz.

Taraftarları gece gündüz bu kitapları hatmetti.

Kelimelerin tekrarı beyinleri esir aldı… 

Efendileri Amerika'da. Onlar Amerika'da olmasını "hicret", yani Peygamberimizin sünnetini işlemesi olarak kabul etti!

Dinler arası diyaloğun öncüsü de olan FETÖ (Hoca efendilerinin) buyruğunu Allah'ın buyruğu gibi kabul ettiler!

10 yıllık süre içinde gördük ki, hedef yaptıkları kurum ve kişileri bertaraf ederken, hiçbir ahlaki kurala uymadılar!

En ahlaksız yöntemlerle saldırdılar!

Acımaları yoktu! Hedeflerine karşı imha edici bir silah gibi oldular!

O Irak’ı ABD’ye teslim eden tarikatın içine MOSSAD iyice yerleşmişti. Şeyh adına rahat rahat operasyon yapar hale gelmişti. Türkiye'de cemaat görünümlü FETÖ adına MOSSAD ve CIA ne kadar operasyon yaptı acaba?

Hepsi ortada!

FETÖ’nün Türk devletlerinde ve Türkiye'de açtıkları okul ve dershaneler aslında MİSYONER okulları değil de neydi?

Amaçlarının küresel elite hizmet edecek "tek dinli- tek dilli-mankurtlaşmış" köle nesiller yetiştirmek olduğu ortaya çıkmadı mı?

O nedenle;

Türkiye’nin çok büyük bir tehlike atlattığını ve halen de tehlikenin sürdüğünü görememek,‘Kontrollü darbe’ demek gaflet, dalalet ve hatta hıyanet değil de nedir?
Sormak gerekir;

Cumhurbaşkanı Erdoğan neden ABD ve AB’nin hedefi konumundadır.

Kesnizani  Irak'ı ABD'ye parçalatıp Saddamı astırırken 15 Temmuz arifesinde Fetöcüler kimin için ' Yatakta basıp şafakta asacaklar' diyordu?

Çürümenin ne kadar derinleştiğini anlamak için Türkiye'nin illa teslim olması mı gerekir!

Meselenin Recep Tayyip Erdoğan’ın meselesi olmadığı  Türkiye’nin, Türk milletinin var olma meselesi olduğunu anlamak için ne bekliyoruz?

Ey kontrollü darbe diyen zatlar!..

Çünkü;

FETÖ, CIA VE MOSSAD’IN ELİNDEKİ BİR KESNİZANİ’DİR…

 15 TEMMUZ GECESİ  ALLAHIN ELİ  TÜRK MİLLETİNİN,TÜRK MİLLETİNİN ÜZERİNDE OLMUŞTUR..

HAİNLERE KARŞI  CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN MİLLETİ İLE BÜTÜNLEŞEREK TÜRKİYE'NİN BİR  IRAK OLMADIĞINI GÖSTERMİŞTİR..

FAKAT TEHLİKE GEÇMEMİŞTİR...

AÇIKÇA 'ERDOĞAN'I DEVİRMEDEN TÜRKİYEYİ TESLİM ALAMAYIZ' DİYENLERE KARŞI CUMHURBAŞKANI  ERDOĞAN BU MÜCADELEDE ASLA YALNIZ BIRAKILMAMALIDIR…

Söz konusu  Türk devletinin,Türk milletinin varlığıdır...

Gerisi teferruattır!..

Anladınız mı kontrollü darbe diyen zatlar!..