BIST 9.693
DOLAR 32,50
EURO 34,69
ALTIN 2.499,53
HABER /  GÜNCEL

Evlatlarımız dağa çıkmak zorunda kalmasın!

Diyarbakır’ın merkez Sur İlçesi Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, Kürt kimliği hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu

Abone ol

Diyarbakır’ın merkez Sur İlçesi Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, hiçbir hukukun Kürtlerin anadil eğitim hakkını reddetmeyeceğini belirtti.

Diyarbakır Dağkapı Meydanı’nda ana dilde eğitim talebiyle ilgili basın açıklaması yapan BDP’li Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, 21’inci yüzyılda ulus devlet politikalarının iflas ettiğini, globalleşen dünyada yerel kültür ve dillerin önem kazandığını söyledi. Bu dönemde Kürtler, Ermeniler ve Süryaniler’in halen kendi anadilde eğitim görememenin ayıbı ile yaşadıklarını ileri süren Demirbaş, "Bu bir demokrasi ve insanlık ayıbıdır. Bu ülkede bir Türk kendi anadiliyle eğitim görmezse ne olur? Bu olmazsa olmaz hakkımızdır. Anadilde eğitim bu ülkeyi bölmez, güçlendirir. Bölünme fobisiyle bu ülkenin insanlarını çatıştırmanın kime ne hizmeti var? Artık demokrasi ve özgürlük istiyoruz. Empati yapılmasını istiyoruz. İslam dini, sana yapılmasını istemediğin bir şeyi bir başkasına yapma diyor" dedi.

HİÇBİR KÜRT BU HAKKI REDDETMEZ

Kürt olmanın kendi suçları olmadığını, Allah’ın kendilerini böyle yarattığını söyleyen Demirbaş, şöyle konuştu:

"Kavim kavim yarattı ki birbirimizi tanıyalım diye. Hiçbir hukuk Kürtlerin anadil eğitim hakkını reddetmez. İnsanların taleplerin görmezden gelinmesini istemiyoruz. Yeni yapılacak Anayasa sürecisinde herkesin kendi anadili eğitim hakkını istiyoruz. Artık biz bu konuda demokratik ve meşru kendi eğitimlerimizi oluşturacağız. Kreşten üniversiteye kadar anadilde eğitim istiyoruz. Devletin okullarında bizi yasaklayabilirsiniz, ama biz kendi evlerimizi okullara dönüştüreceğiz. Kendi eğitim kurumlarımızı da oluşturacağız. Bugün Kürtçe kreşle başladık. Bunun için çabalarımızı sürdüreceğiz. Çünkü halkın talepleri var bu konuda."

Demirbaş, yaptıkları bir ankete göre, katılanların yüzde 89’unun anadilde eğitim hakkı istediğini, yüzde 75’inin evinde Kürtçe konuştuğunu, yüzde 24’ünün ancak işyerinde Kürtçe konuştuğunu söyledi.

KİMLİKLERİ İLE KABUL EDİLSEYDİ İNSANLAR DAĞA ÇIKMAYACAKTI

BDP’li Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, halen bu topraklarda insanların öldüğünü, her ölene üzüldüklerini ve ölenin kim olduğunun kendileri için önemli olmadığını söyledi. Demirbaş, "Empati kültürünün gelişmesi lazım. Bu topraklardaki insanların siyasal statüleri kabul edilseydi, insanların hakları, kimlikleri, inançları ve dilleri kabul edilseydi, anadilde eğitim hakkı verilseydi, bugün evlatlarımız dağa çıkmak zorunda kalmayacaktı. Bugün evlatlarımızı dağa çıkaranların aslında bu utancı görmesi gerekirdi. Bu topraklarda demokrasi ve özgürlük bizim için önemlidir. Bir arada yaşamak bizim için önemlidir. Gelin herkesin kimliğiyle inancıyla yaşadığı bir Türkiye’de yaşayalım. Artık evlatlarımız dağa çıkmak zorunda kalmasın. İnsanlar ölmesin. Bu ölenin kim olduğu önemli değil. Bu nedenle anadil eğitim hakkımızı savunacağız ve gerçekleştireceğiz" dedi.

KOŞULLU SALIVERİLME KARARI GERİ ALINDI

Sanık Aysel Doğan hakkında daha önce İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ’terör örgütü üyeliği’ gerekçesiyle verilen hapis cezası bulunduğu, bu cezaya ilişkin verilen ’koşullu salıverilme’ kararının geri alınmasına karar verildi. Ayrıca Doğan hakkında, 23 Şubat, 19 Nisan, 3 Ekim ve 12 Ekim tarihlerinde duruşmalarda kullandığı bazı ifadeler nedeniyle suç duyurusunda bulunulması kararlaştırıldı.

Kararın ardından sanıklar, duruşmayı izleyen yakınlarına dönerek Kürtçe slogan atmaya başladılar. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı duruşma salonundaki izleyicilerin dışarı çıkarılmasını istedi.

DERNEK DE MAHKEMECE KAPATILMIŞTI

Tunceli’de 26 Eylül 2011’de polisin düzenlediği operasyonda gözaltına alınan Doğan, Atmaca, Bakıray ve Balta Malatya’da çıkarıldıkları mahkemece tutuklanmışlardı. Aysel Doğan’ın tutuklanmasının ardından terör örgütü elebaşının talimatıyla kurulduğu öne sürülen DAKAD adlı dernek ise Malatya Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi’nin talimatıyla Tunceli Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ’Amacı dışında faaliyet gösterdiği’ gerekçesiyle kapatılmıştı.