BIST 9.056
DOLAR 32,32
EURO 35,12
ALTIN 2.301,84
HABER /  GÜNCEL

Eski AK Partiliden bombalar! Işid'den farkı yok!

Burdur Bağımsız milletvekili Hasan Hami Yıldırım İnternethaber'e konuştu.

Abone ol

NESRİN YILMAZ
İNTERNETHABER-ANKARA

17-25 aralık yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu sonrası AK Parti'den istifa eden Burdur milletvekili Hasan Hami Yıldırım, dün gece yarısı başlayan ve yankıları hala devam eden, polis şeflerine yönelik operasyonu değerlendirdi.

Operasyonun bir algı opersyonu olduğunu ve intikam hırsıyla yapıldığını söyleyen Yıldırım, iktidarın bir cemaat havuzu oluşturduğunu ve kendi gibi düşünmeyen herkesi o havuzun içine gönderdiğini söyledi.

Bazı kurumlarda yanlış yapanların olabileceğini, ama o kurumların tamamen yapısal değişikliğe uğratılmasının hukuk dışı olduğunu savunan Yıldırım, "Hükumet'in Işid'den ne farkı var" diye sordu.

İşte Hasan Hami Yıldırım'ın açıklamaları

İNTİKAM HIRSIYLA YAPILMIŞ OPERASYON


Kendilerine karşı düşündükleri her hareketi cemaatle ilişkilendiriyorlar. Emniyetin 17-25 Aralık'taki operasyonları da kendilerine bir düşman oluşturmak için cemaatle ilişkilendirdiler. O günden bugüne kadar Sayın Başbakan'ın konuşmalarına bakıldığında olayı direkt cemaatle ilişkilendirdiklerini görüyoruz. 
İntikam hırsıyla, düşmanlaştırma yaparak içinde bulundukları durumdan kurtulma çabası diye düşünüyorum. Cemaat olmasaydı kendilerine başka düşman yaratacaklardı. Yolsuzluklar ve ortaya çıkan rezaletlerden kurtulma çabasıyla düşman oluşturuyorlar. Bir taraftan da bunu yaparak insanları kutuplaştırıp kendi tabanlarını sorgulamaktan uzaklaştırmaya çalışıyorlar.

BİR ŞEY OLMAYACAĞINI KENDİLERİ DE BİLİYOR
 
17 Aralık'tan bu yana iktidar partisi akla hayale gelmeyecek argümanlar geliştiriyor ve "bize darbe yapılacaktı" diyordu. Ama o günden bugüne kadar bunun altını dolduramadı. Bütün iktidar imkanlarını kullanmalarına rağmen aradan 7 geçti herhangi bir suç unsuru bulamadılar. Bunun için de yargıda değişiklikleri yaptılar, Sulh Ceza Hakimliklerini yeniden dizayn ettiler. 17-25 Aralık'ta gözaltına alınanları serbest bıraktıklarını düşünürsek buradan bu sonucu çıkarmamız mümkün. 
 
Netice olarak bu altyapıyı kendilerince oluşturdular. Bir suç unsur bulamayınca istedikleri gibi bir yargı altyapısı oluşturup harekete giriştiler. Cumhurbaşkanlığı öncesi yeni bir algı operasyonu. Bir şey olmayacağını aslında kendileri de çok iyi biliyor diye düşünüyorum, çünkü ellerinde bir şey olsaydı 18 Aralık'ta 26 aralık'ta bunları içeri alırlardı.

İNSANLARI SORGULAMAKTAN UZAKLAŞTIRIYORLAR 
 
İnsanlar kutuplaşınca kendi partilerinin kusurlarını görmez hale geliyorlar. Bu bir süreç. İnsanlar bir çatışma içine sokulduklarında sorgulamazlar. Ama insanlar yavaş yavaş sorgulamaya başlayacaklar ve "bu memlekette neden sürekli bunlar oluyor" diye soracaklar. Fakat Sayın Başbakan bunu engellemek için sürekli gerginliği tırmandırıyor, seçimde bu ne kadar etkili olur bilemiyorum. 
 
İhsanoğlu için ben de imza verdim. İmza atarken mevcut şartlarda bakıldığında ortaya çıkan aday da İhsanoğlu'ydu. Ben onun başarılı olacağına inanarak bu imzayı attım. Ama ne kadar olur onu seçim sonucunda göreceğiz. Ben kazanacağını ümit ederek destekledim ve destekliyorum.

BU İŞİN NEREYE GİDECEĞİ KESTİRİLEMEZ 
 
Operasyonun mantıklı ve rasyonel bir temeli yok. Dolayısıyla siz akıl tutulması yaşanan bir dönemde bu işin nereye gideceğini kestiremezsiniz. Başka kurumlara da sıçrayabilir. Eğer bu kadar hukuk dışı köklü bir değişikliğin adı ancak bir darbe olabilir. Bunu AK Parti iktidarı yaptı. Hukuku rafa kaldırdınız, ne evrensel normlara, ne Anayasaya uymayacak kanunlar çıkardınız. Bunu Anayasa Mahkemesi'nin iptal edeceğini kendileri de biliyorlar. 

TEK KURTULUŞLARI GERGİNLİK 
 
Amaçları ülkeyi gergin bir ortamda tutmak, çünkü kurtuluşları bu. Bu gerginlik ortamında kendi taraftarları için bir algı oluşturuyorlar. Meclis ve meclis dışında yaptıkları bütün uygulamalarda hukuk dışı işler yapıldı. Operasyon yapmadıkları kurum kalmadı. Bu işte cemaat olayının bilinçli olarak seçildiğini düşünüyorum. bundan netice alacaklarını düşünmeselerdi başka bir düşman bulacaklardı. Şu anda cemaatle ilişkilendirdikleri her yere operasyon yapabilirler.

ADINA CEMAAT DİYEREK İSTEDİĞİ KURUMA HER ŞEYİ YAPIYOR 
 
Bakanlıklardaki insanlar cemaatçi mi? Böyle bir şey mümkün olabilir mi, akla ziyan! Yargıda değiştirdikleri hakimler, savcılar, cemaatçi mi mümkün mü? Bu kadar farklı kesimlerin bir arada olduğu toplumda nasıl olur da onlar gibi düşünmeyen herkes aynı cemaate mensup olabilir. Adına cemaat diyerek istediği kuruma istediği şeye yapabilir hale geldi Başbakan.

CEMAATİN KARŞISINDA ÇOK GÜÇLÜ BİR YAPI VAR 
 
Cemaat bu algıyı yok etmek için ne yapar, ben böyle bir kuruluşun, ya da cemaatin içinde olsam ne yapardım bilemiyorum, zor bir durum. İnsanlar savunsalar da böyle bir kutuplaştırma ortamında karşı tarafın gücü kuvveti çok fazla, imkanlar fazla. Bu imkanlarla Başbakan her gün çıkıp nefret söyleminde bulundukça insanları az ya da çok etkiliyor.
 
Ben, hiçbir cemaatin ve hiçbir sivil toplum kuruluşunun devletle, hükumetle bu anlamda bir savaşa girmek isteyeceğini zannetmem, beklemem. Bu rasyonel değil. Geçmişinden beri hükumetle, devletle siyasal anlamda sistemli çatışmalı bir grup olsa, veya terör örgütü bağlamında çatışma yaratan bir grup olsa bu savaş belki anlaşılabilir ama bu öyle bir yapı değil ki. bu bir sivil toplum kuruluşu. 

BEĞENİLMEYENLER CEMAAT HAVUZUNA 
 
Önce bir düşman cemaat belirleniyor. Sonra kamuda işine gelmeyen herkesi bu cemaat havuzunun içine gönderiyorlar. Böylecek kendilerine göre itibarsızlaştırıyorlar. Geçmiş operasyonlarda göz altına alına insanlar için suçludur ya da suçsuzdur diyemem. Ama tüm bunları bir sivil tolumun yaptığını düşünerek "şimdi sıra sizde" demek bir devlete yakışmaz. Akla aykırı bir durum. 
 
O dönemde bu operasyonlar iktidarın işine gelmeseydi, o davalarda bir mağduriyet olduğunu sezselerdi ona göre hareket ederlerdi. Bakın istemedikleri zaman nasıl müdahale ediyorlar.

BU MEMLEKETE YAZIK OLUYOR 
 
Bu memlekete, bu millete yazık oluyor. İnsanları birbirine düşman hale getirmeye çalışıyorlar. İnsanları destekledikleri siyasi haraketler bazında kamplaştırmak, düşmanlaştırmak ne kadar tehlike ve yanlış Ben burada asıl taktir edilmesi kısmın, bütün bu kadar hakarete rağmen yine de sesini çıkarmayan cemaat olduğunu düşünüyorum. Allah korusun, hükumetin istediği gibi tabana doğru sirayet etmesi çok tehlikeli olabilir. Şu anda halk, iktidar partisi yöneticilerinden daha olgun davranıyor, insanlar sineye çekiyor. İyi ki böyle yapıyorlar. İnsanların birlikte yaşama kültürlerini yok etmek zor değil, bu insanlar birlikte yaşayan insanlar. İktidar, bu toplumun birlikte yaşama arzusunu yok etmeye çalışıyor.

IŞİD'İN YAPTIĞINDAN NE FARKI VAR? 
 
Bir kurumda yanlış yapan insanlar olabilir, öyle bir şey olursa hata yapanla ilgili soruşturma başlatılır ve gereği yapılır. Ama her şeye cemaatin işi, paralel yapının işi derseniz olmaz. bir şehirde birkaç insan suç işlemiş kalkıp o şehri yok ediyorsunuz. O şehrin üzerine bomba yağdırıyorsunuz. Yani Esed'in, IŞİD'in yaptığından ne farkı var bu iktidarın yaptığının.