BIST 9.080
DOLAR 32,33
EURO 35,08
ALTIN 2.308,50
HABER /  GÜNCEL

Erdoğan'ın sancaklı ofis fotoğrafı! Beştepe'deki ruh hali

BEŞTEPE'de Cumhurbaşkaın Recep Tayyip Erdoğan'ın Donald Trump ile görüşürken ofisinde çekilen fotoğraf üzerine bir çok yorum yapıldı. Fotoğrafta, Hakan Fidan, Mevlüt Çavuşoğlu, Hasan Doğan, Hamdi Kılıç ve İbrahim Kalın vardı. Peki fotoğrafın anlattıkları neler?

Abone ol

ABD ile Türkiye arasındaki kritik görüşmenin Beştepe ofisinden yansıyan fotoğrafı günlerdir konuşuluyor. Fotoğraf Erdoğan - Trump görüşmesi esnasında çekilmişti.

Erdoğan'ın ofisindeki fotoğrafta cumhurbaşkanı ile birlikte MİT müsteşarı Hakan Fidan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan ve metin yazarı Hamdi Kılıç yer alıyordu. ABD medyasının gündemine de yansıyan fotoğrafta 57. Alay sancağı da bulunuyordu. Peki sancaklı bu fotoğrafın verdiği mesaj neydi?


(Fotoğraftakiler : Ayakta not alan Erdoğan'ın konuşmalarını yazan Hamdi Kılıç, yanındaki özel kalem müdürü Hasan Doğan)

Hürriyet Gazetesi yazarı Murat Yetkin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasında yapılan telefon görüşmesi sırasında çekilen fotoğraftaki 'sancak' detayına dikkat çekerek "Sancaklı fotoğraf Beştepe’deki ruh halini yansıtıyordu" dedi.

İşte Murat Yetkin'in yazısından bölümler;

Fotoğrafta dikkat çeken bir ayrıntı da Türk bayrağının yanına yerleştirilmiş 57.Alay sancağı idi. Yarbay Mustafa Kemal Atatürk’ün subayları arasında yer alıp askerleri “Size taarruz etmeyi değil, ölmeyi emrediyorum” sözleriyle harekete geçirdiği Alay, mevcudunun üçte ikisini şehit verme pahasına İngiliz ordularını 1915 Çanakkale savaşında Conkbayırı’nda durdurmuştu.

“Sancaklı fotoğraf” Beştepe’deki ruh halini yansıtıyordu. Belki bir anlamda önceki ABD Başkanı Barack Obama’nın elinde beyzbol sopasıyla, Erdoğan’la konuşması sırasında çekildiği izlenimiyle basına verilen ve Suriye iç savaşı nedeniyle yolların ayrıldığı günlere denk gelen fotoğrafına bir cevap niteliğindeydi. Belki de Trump’ın görüşme öncesinde Obama’dan enkaz devraldığını ima etmesine atfen verilmişti. Anlarız yakında. 

Nitekim görüşme basına Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “Trump artık YPG’ye silah vermeyeceklerini söyledi” sözleriyle yansıdı. Bir gün sonra Beyaz Saray’dan yapılan özet açıklama da, örgüt adı vermese de Çavuşoğlu’nun açıklamasını yalanlar nitelikte değildi ve daha önce ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson tarafından yapılan “IŞİD’le mücadele bitince işbirliği bitecek” açıklamasınıhamdi  doğrular nitelikteydi. Tabii şimdiye dek verilen silahların geri alınıp alınmayacağına dair verilen sözlerin tutulup tutulmayacağına dair ihtiyat payını koruyordu Ankara.

Pazar günü gazetelerindeyse görüşmeye dair bir ayrıntı daha yer aldı. Buna göre Erdoğan’ın Fethullah Gülen’in iadesi konusunu açması üzerine Trump konuyla yeniden ilgileneceğini söylemişti. Bu sözün tek başına bir bağlayıcılığı bulunmuyor. Kaldı ki, bir ölçüde Ankara’nın gerektiğinden fazla propaganda dozu kullanmasının da etkisiyle, yönetimdeki bazı çevrelerin gözünde Türkiye’de ezici çoğunluğun 15 Temmuz darbe girişiminden sorumlu tutup ve devlet içindeki yasadışı örgütlenmenin başı gördüğü Gülen’in neredeyse mağdur-muhalif muamelesi görmeye başladığı gözlemi de yabana atılmamalı.