BIST 9.717
DOLAR 32,54
EURO 34,88
ALTIN 2.425,79
HABER /  GÜNCEL

Erdoğan’ın kastettiği, “yerli ve milli” vekiller kim?

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "yerli ve milli" vekil çıkışı yeni bir tartışma başlattı. BBC Türkçe'den Sinan Onuş Erdoğan'ın bu sözlerle tam olarak ne demek istediğini uzmanlara sordu.

Abone ol

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “1 Kasım’da 550 tane yerli, milli, bedeni ve kalbiyle bu ülke için çalışacak milletvekili göndermenizi istiyorum” sözleri yeni bir tartışma başlattı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ayhan Bilgen, Erdoğan’ın sözlerine, “İsviçre marka saat sevdalısı yerli milletvekillerinden bahsediyor herhalde” diyerek tepki gösterdi.

Erdoğan’ın sözleri, sosyal medyada da çok tartışıldı.

Tartışmalarda kimi çevreler, “yerli ve milli” vurgusunun HDP’ye yönelik olduğunu düşünürken, kimileri de ‘uluslararası çevrelere’ mesaj olarak yorumladı.

Peki, Cumhurbaşkanı bu söylemini devam ettirecek mi ve kimleri kast etti?

‘HDP çok iyi kullanır’

BBC Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Direktörlerinden Nebi Miş, Erdoğan’ın bu söylemini, “büyük olasılıkla 1 Kasım’a kadar” devam ettireceğini düşünüyor ancak “Ne kadar altı çizilir, bazı mitinglerde söylenir geçilir mi, onu bilemiyorum” dedi.

Miş’e göre Erdoğan’ın bu sözleri, HDP’ye yönelik değil. Kimi çevrelerde, basında böyle yorumlanabileceğini, tartışılabileceğini aktaran Miş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“AK Parti, HDP’ye millilik üzerinden açık bir şekilde bunu söylemez. AK Parti’nin aktörlerinin, HDP’nin adı ya da aktörlerini doğrudan kast ederek kullanmayacaklarını düşünüyorum.”

HDP’nin bu söylemle doğrudan hedef alınması durumunda bunun HDP’nin işine yarayacağı görüşünde olan Miş, “AK Parti’nin muhafazakar Kürt seçmeninin büyük bir kısmı 7 Haziran’da HDP’ye oy verdi. Dolayısıyla Kürt toplumunun doğrudan kendisine yönelik her söylem, AK Parti’ye oy versin vermesin bir karşılık bulacak ve bunu da HDP çok iyi kullanacaktır. HDP’nin söylemlerinin Kürt seçmende bir karşılığı var” ifadesini kullandı.

‘Kendilerini kuşatılmış hissediyorlar’

Bahçeşehir Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Çağdaş Şirin de “yerli milli” mesajını “muğlak bir ifade” olarak niteledi ve “Dış mihraklar kast ediliyor olabilir” dedi.

SETA’dan Nebi Miş de Gezi Parkı olaylarından bu yana AKP yöneticilerinin kendilerini “içten, özellikle de uluslararası planda bir kuşatılmışlık halinde gördüklerini” aktardı.

Gezi Parkı olaylarından beri Avrupa ve Amerika medyasında AKP’ye yönelik eleştirilerin dozunun arttığı, iç siyasette de muhaliflerin bunu kullandıklarını belirten Miş, şunları kaydetti:

“Sayın Erdoğan bu söylemi kullanırken biraz bunun önünü almak, uluslararası çevrelerdeki AK Parti’ye yoğun eleştirileri önlemek için böyle bir şey yapmış olabilir.”

1 Kasım için hangi vurgu öne çıkacak?

Adalet ve Kalkınma Partisi, 12 Eylül’de 5. Olağan Kongresi’ni yaptı.

AKP açısından 1 Kasım seçimleri öncesi önemli bir viraj olan kongrede seçim startı verildi ama seçim beyannamesi açıklanmadı.

21 Eylül’deki aday tanıtım toplantısında açıklama gelmedi.

Seçim beyannamesinde nelerin öne çıkacağı ise merak konusu oldu.

SETA Direktörlerinden Nebi Miş, aday tanıtım toplantısında Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun konuşmasında bunun “ipuçlarının” verildiğini söyledi.

Birkaç hususun öne alınacağının göründüğünü belirten Miş’e göre, iki ana tema üzerinden yürünecek. Bunlardan birincisi, “yenilendik ve 7 Haziran’da seçmenin verdiği dersi anladık”; ikincisi ise “siyasi ve ekonomik istikrar vurgusu” olacak.

7 Haziran seçimleri öncesinde önce Cumhuriyet Halk Partisi, ardından da diğer partiler ekonomik ve sosyal vaatleri öne çıkarmış, AKP “Onlar konuşur, AK Parti yapar” sloganını kullanmıştı.

AKP’nin 13 yıllık iktidarındaki tüm seçimlerde ilk kez söylemlerinin muhalefetin gerisine düştüğü belirtilmişti. Miş de bunu anımsattı ve şunları söyledi:

“7 Haziran’a giderken CHP ve diğer partiler, ekonomi ve diğer sosyal haklarla ilgili vaatlerde bulunmuştu. AK Parti’nin emekliler, asgari ücretli gibi çevrelere yönelik çeşitli mali imkanlarla ilgili bir seçim kampanyası yürüteceğini düşünüyorum. 2002 ruhuna dönüş yani süreklilik içinde değişim gibi bir siyasal söyleme dökecekler.”

Yrd. Doç. Dr. Çağdaş Şirin de AKP’nin sürekli olarak daha önce yaptığı işlerin “altını çizmesini” normal karşılıyor.

AKP’nin ‘beni seçerseniz bu başarılı işlerin benzerlerini yapacağız’ dediğini söyleyen Şirin, “Ama yeni ve kamuoyunun ilgisini çekecek şeyler yok. Belki güvenlik ve ekonomiyle ilgili söylemler artabilir. Ekonomik krizin derinleştiği, güvenlik sorununun arttığı bir ortamda belki geçmişi referans göstererek, krizleri aşabilecek partinin adresini göstermeye çalışacak” diye konuştu.

Tek başına iktidar için hangi seçmen?

SETA’dan Nebi Miş, AKP’nin 1 Kasım seçimlerinde oy dönüşlerinin önemli bir kısmını, MHP’den beklediğini söyledi ve bu nedenle de bu seçmeni geri kazanmaya yönelik bir söylem tutturacağını aktardı.

Miş’e göre bu söylem milliyetçilik değil, daha çok “istikrar” vurgusu üzerinden olacak.

Miş, “Çünkü Orta Anadolu, iç Ege ve kıyı şeridinde orta sınıf dediğimiz seçmenin önceliği ekonomik ve siyasi istikrar. Bunun üzerinden onlara ulaşmaya çalışacak” dedi.

Milliyetçilik söyleminin dozunun “iyi ayarlanması” gerektiğini ifade eden Miş, milliyetçilikle ilgili kullanılan her söylemin diğer seçmen ve kimlik gruplarında farklı bir karşılığı olduğunu belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yani Kürt seçmeni önceleyerek onun üzerinden bir siyasal söylem geliştirirseniz, Orta Anadolu ve kıyı Ege’de bunun farklı bir karşılığı var. Oy kaybetmenize neden olur. Orta Anadolu’yu düşünerek ağır bir milliyetçi söylem geliştirirseniz bu sefer kendinize oy veren muhafazakar Kürt seçmeni uzaklaştırma ihtimaliniz var. Burada bir denge sağlanacaktır.”

Çözüm süreci

AKP, 7 Haziran seçimleri öncesinde 15 Nisan’da seçim beyannamesini açıklamıştı.

Beyannamede çözüm sürecine yönelik bölümünün olmaması çok konuşulmuştu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, o tarihte bu yöndeki bir soruya, “Dijital ortamda metin baskıya gönderilirken bazı kaymalar olmuş, bir iki sayfa düşmüş. Onlar eklenerek beyanname tekrar baskıya gönderilecek” cevabını vermiş, beyanname “düşen” bölümler de eklenerek yeniden ilan edilmişti.

7 Haziran sonrası PKK’yla çatışmasızlık ortamının son bulması sonrası AKP’nin beyannamesinde çözüm süreci nasıl yer alacak?

SETA’dan Nebi Miş, AKP dahil her partinin beyannamelerinde sürece ilişkin sayfalarını yenileyeceğini savundu ve ekledi:

“AK Parti’nin Kürt meselesini demokratikleşme içinde, terör meselesini de kamu düzeni başlığı altında birbirinden sert bir şekilde ayrıştıran bir beyanname hazırlayacağını düşünüyorum.”