BIST 9.548
DOLAR 32,50
EURO 34,52
ALTIN 2.497,92
HABER /  POLİTİKA

Erdoğan'ı zafere götüren 7 strateji

Başbakan Erdoğan'ın en yakın danışmanlarından Pollmark araştırma şirketinden Ertan Aydın, seçim stratejilerini anlattı

Abone ol

Başbakan Erdoğan'ın en yakın danışmanlarından Pollmark araştırma şirketinden Ertan Aydın, seçim kampanyası boyunca hep Erdoğan'ın yanındaydı. Aydın, bilinmeyen yönleriyle AK Parti'nin seçim kampanyasını ve Erdoğan'ın 7 kritik stratejisini anlattı.

Ak Parti'ye yüzde 50 seçim başarısı getiren seçim kampanyasının "Tayyip Erdoğan" markası üzerine kurulu olduğu sır değil. Kampanyanın anlatıcısı da, konusu da Tayyip Erdoğan'dı. Ancak "Erdoğan" markasının ardında, Başbakan'ın uzun yıllardır birlikte çalıştığı danışman, reklamcı ve siyaset bilimcilerden oluşan "iç kabine" var.

Ellerinde Blackberry ve iPad'lerle Erdoğan'ın konuşmalarını yazan, illere göre stratejilerini belirleyen, reklam ve imaj çalışmalarını yürüten bu genç ekip, kamuoyunda neredeyse hiç tanınmıyor. Ancak perde arkasında seçim çalışmalarında onların parmak izleri var.
O kabinenin önemli isimlerinden biri, Pollmark araştırma kuruluşunun ortaklarından Ertan Aydın. Kampanya boyunca Erdoğan'ın yanından bir saniye bile ayrılmayan genç siyaset bilimci, Ak Parti'yi üçüncü kez iktidara getiren kampanyanın kritik başlıklarını Milliyet yazarı Aslı Aydıntaşbaş'a anlattı.

SON HAFTADA YÜZDE 50

Erdoğan'ın seçime bir hafta kala yüzde 50 sınırına dayanacağından emin olduğunu söyleyen Aydın, "İki hafta önce Başbakan'ın önüne koyduğumuz ankette Ak Parti %47.4, CHP 26 idi. Hiç unutmuyorum Başbakan önündeki sonuçlara bakıp "Allah'ın izniyle son haftada 49-50'ye çıkarırım inşallah..' dedi. Kendince çok detaylı bir yol haritası çıkarmıştı ve hangi illerde ne mesajlar vereceğini, son haftalarda hangi reklam filmlerinin devreye gireceğini en ince ayrıntısına kadar biliyordu" dedi.

AK PARTİ'YE KİMLER OY VERDİ?

Aydın, AK Parti'yi yüzde 50 sınırına taşıyan oyların toplumun hangi kesiminden geldiğini de şöyle açıkladı:

"Toplumun her kesiminden aldı. Kendini Kürt olarak tanımlayanların yüzde 42'si Ak Parti'ye yöneldi. Ayrıca kadınlar ve gençler oy verdi. Oy verenlerin yüzde 55'i kadın, yüzde 45'i erkek; kadınlar erkeklerin 10 puan önünde. Başbakan iyi bir teşkilatçı; özellikle kadın ve gençlik kollarına çok önem verdi, parti karar mekanizmalarına kattı, seçimde iyi kullandı. (Strateji 1) Teşkilat ağı, sandık müşahitliği sistemini de iyi oturttu."

MİTİNG ÖN ÇALIŞMASI

Diğer kampanyalardan daha organize gittiniz. Nasıl çalışıyorsunuz? sorusuna ise Aydın şu yanıtı verdi:

"Başbakan ar-geye çok önem veriyor. (Strateji 2) Göz kararı ya da üstünkörü yapmıyor. Dışarıdaki otoritaryen algının aksine içerde danışan ve fikir alışverişine önem veren bir karakteri var. Ampirik bulgularla hareket ediyor. Örneğin bir yere mitinge gitmeden önce bir ekip ön çalışma yapıyor, o ille ilgili altyapısından bitmeyen projelere kadar tüm somut bilgiler toplanıyor. Konuşma metni şekilleniyor. Bunun yanı sıra araştırma şirketleri o ildeki oy durumunu, çıkabilecek milletvekili sayısını, iktidar ve de yerel belediyeyle ilgili algıları ve Başbakan'la ilgili genel algıları araştırıyor. O ildeki argümanlar böyle şekilleniyor. 22 Temmuz'daki duruma bakıyoruz. Adaylarla ilgili insanlar ne düşünüyor ve Başbakan'dan ne bekleniyor, araştırılıp raporlaştırılıyor."

CHP'NİN HATASI

Aydın, seçim sürecinde CHP'nin yaptığı yanlışlarla ilgili de çarpıcı analizlerde bulundu:

"Aslında kötü bir sonuç değil CHP için ama beklentileri fazla yükselttiler. Yöntem hatası bence. yüzde 30'lardan bu kadar söz etmemiş olsalardı şimdi herkes CHP'deki oy artışından konuşuyor olurdu. Bir de laiklik üzerine kurulu bir kimlik siyasetinden kaçalım derken tuzağa düştüler.

Projelerden konuşalım dediler ama bu Ak Parti'nin en güçlü olduğu alan. Erdoğan'a en rahat at koşturduğu alanda meydan okumaya çalıştılar. Başbakan memnun oldu. Zekice bir hamleyle 2023 vizyonu ve dev projeleri takdim ederek icraatçı imajını iyice pekiştirmiş oldu. (Strateji 3)"

OYLARINI YÜKSELTİ AMA

"CHP oylarını yükseltti ama CHP'nin yeni stratejisinden nemalandığı belirgin bir yer olmadı. CHP "icraatçılık" konusuna yeterli hazırlık yapmadan girdi. Erken başlayıp proje bulamacına dönüştürdü ortalığı. İlk dakikadan heybesindeki her şeyi döktü ve sonra söyleyecek şeyi kalmadı. Başbakan ise Kılıçdaroğlu'nun gerçekçi olmadığı, "bol keseden salladığı" yolunda imajı oturtmaya çalıştı ve başardı. (Strateji 4) Oysa insanlar başında onu ciddi, dosyasına hâkim biri olarak görüyorlardı. Zamanla bu algı aşınmaya başladı."

ERDOĞAN GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ SERT BİRİ Mİ?

Başbakan dışarıdan sert gözüküyor. Birlikte seyahat etmek nasıl?

"Çok ama çok çalışkan bir insan. Bu kampanyaya kadar bu ölçüde şahit değildim. Sabah 7-8 gibi başlıyor, her gün iki miting ve 5-6 programı var. Siyasete yeni başlamış gibi inanılmaz bir tempo. Son dakikaya kadar o azim ve konsantrasyondan bir şey kaybetmedi. Ben olsam bir müddet sonra bıkkınlık gösteririm. İnsan seviyor ve enerjisini insanlardan alıyor. Ayrıca iyi bir anlatıcı ve hatip. Argümanlarını açık seçik ve net anlatıyor. (Strateji 5) Altı doldurulmamış muallak ifadelerden kaçınıyor."

KASET SKANDALI

Seçim meydanlarına damgasını vuran kaset skandalı AK Parti'ye bakın nasıl strateji değiştirtti...

"Başbakan siyasetin dizayn edilmesine karşı. İlk başta Bahçeli sahip çıkınca, konunun üzerine gitti çünkü siyasette olan birinin evlilik dışı gayri meşru ilişkileri olmasına karşı. Ama sonra sanki kasetlerin kendi bilgisi dahilinde olduğu gibi bir yanlış algı oluştuğunu düşündü ve strateji değişikliğine gitti. (Strateji 6)"

BDP-CHP ve BDP BİR BLOK TEZİ

"BDP'ye yüklendiği için çok eleştirildi ama Başbakan bunu yapmadan önce muhalefet hep hükümetin BDP'nin önünü açtığı tezini işliyordu. Başbakan ise tam tersine karşısında BDP-CHP ve MHP'den oluşan bir blok olduğu tezini işleri. (Strateji 7) İdeolojileri farklı olsa da Ak Parti'ye karşı ortak hareket eden bir blok olduğu algısı çok tuttu. CHP'nin Hakkâri mitingi, MHP'nin Diyarbakır'da rahatça miting yapması da bu algıları pekiştirdi."