BIST 9.771
DOLAR 32,54
EURO 35,00
ALTIN 2.434,64
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Erdoğan'dan siyaseti bırakma sinyali

Başbakan Erdoğan için 2011 son milletvekilliği seçimi olacak. Ancak siyasetin içinde olacağının sinyalini verdi.

Abone ol

Erdoğan “Başbakanım sakın siyaseti bırakma deniliyor. Siyaset illa bir parti çatısı altında yapılmaz ki. Vakıflarda, derneklerde, tink thank kuruluşlarında siyaset yapabilirsiniz” dedi

Başbakan Erdoğan dün Rize’nin Güneysu ilçesinde katıldığı “Anadolu Soruyor” adlı programda, uydudan yayın yapan yerel TV’lerin temsilcilerinin sorularını canlı yayında yanıtladı.

Ak Parti olarak milletvekillerinin en fazla üç dönem seçilmesi konusunda karar aldıklarını hatırlatan Erdoğan, kendisinin de 2011’deki genel seçimde milletvekili adayı olacağını ancak daha sonraki seçimde aday olmayacağını söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu:

“Bazı yerlerde ‘Başbakanım sakın siyaseti bırakmayın’ deniliyor. Siyaset illa bir siyasi partinin çatısı altında yapılmaz ki. Vakıflarda, derneklerde, think thank kuruluşlarında yapabilirsiniz. Bir medya içerisinde siyasete lojistik destek sağlayabilirsiniz. Eğer böyle bir aşkınız varsa bunu yaparsınız. Ben de bunu yapmakta da kararlıyım. Cumhurbaşkanlığı seçiminde, Dışişleri Bakanımızın Cumhurbaşkanı adayı olmasını ilan ettiğimizden birkaç gün sonra eski cumhurbaşkanlarımızdan birisi ’Cumhurbaşkanlığı eline gelmiş olan bir kimse, bu makamı elinin tersiyle itmez’ dedi. Peki, biz bunu uyguladık. Uyguladığımıza göre, acaba ne değişti? Bazıları ileri geri konuşuyor. Yalan, dolan, şu, bu, falan, filan... İspatlıyoruz bazı şeyleri. 2011 olayını da ispatlayacağız. Niye? Arkadan gelenlerin önünü açmamız lazım. Yaptın 12 sene milletvekilliği, eğer yapabiliyorsan... Kardeşim, otur kazandığın tecrübeyi de ondan sonra da lojistik destek olarak ver. Bir dönem geçir, o hareket için gerekliysen sonra tekrar gel. O ayrı mesele. Ama illa da siyaseti orada yapmak şart değil. Bunu başarmamız, göstermemiz gerekir. İlla bir partinin genel başkanı olman şart değil. Gel partinin yöneticisi ol. Bir başkası oraya gelsin.”

YARSAV ÜYESİNE NASIL GÜVENECEĞİM?
“Türkiye’de siyasi iktidarları kimin belirlediğini 7,5 yıllık sürede çok yakından gördüklerini” dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün bir kısım medya, şu anda hiçbir zaman bir araya gelemeyenlerle bir araya geldi. Bugün CHP, MHP, BDP, hatta YARSAV falan... Bunlar bir araya geldi. Şimdi ben YARSAV üyesi olan yargı mensuplarına nasıl güveneceğim, nasıl güvenebilirim? Çünkü açık, net kalkıp da iktidarı eleştiriyorsa hakaretler ediyorsa ben böyle bir yargı mensubuna nasıl güvenebilirim? Ben orada böyle bir oluşuma karşıyım. ‘Efendim Avrupa...’ Avrupa Birliğinin söylediği, tümünü kuşatan bir yargı birliğidir. Herkesin istediği gibi orada bir birlik kurması değildir. 1980 öncesinde polisin içinde Pol-Der, Pol-Bir gibi oluşumlar oldu. Şimdi yargıda böyle bir yere gidiyoruz. Yargıtay binasının içerisine gidiyor dernek, açıklama yapıyor. Böyle saçmalık olur mu?”

YARGI KİMSENİN ARKA BAHÇESİ DEĞİL
Erdoğan Rize’de katıldığı iftarda ra muhalefeti ve yargıyı eleştirdi: “Yargının bağımsız, tarafsız olması gerekir. AB ülkelerinde HSYK ve Anayasa Mahkemesi nasılsa Türkiye’de de aynı olacak. Telekom’un özelleştirmesinde 25 milyar dolar kaybedildi. İzmir Limanı’nın özelleştirmesinde 30 ay cevap verilmedi. 1.5 milyar dolar kaybettik. Ama geçenlerde Tam Gün Yasası ile ilgili Sağlık Bakanımızın açıklamasını gerekçe göstererek 24 saatte karar verdiler. Olmaz böyle iş.”

IMF İLE İŞİ BİTİRDİK, 2.5 YIL OLDU...
“Kaymak takımın, para babalarının” kendilerine akıl verdiğini “Sakın IMF ile işi bozmayın” dediğini kaydeden Erdoğan sözlerini şöyle bitirdi: “2.5 yılı aştık IMF’den bir şey almadık, işi bitirdik. Stand-by yapmıyoruz, kredi almıyoruz. Biz DSP, MHP, ANAP iktidarından 23.5 milyar borçla devraldık. Şimdi 6.9 milyar dolar borcumuz var. Merkez Bankası’nda 26.5 milyar dolar vardı. Şimdi 75 milyar dolar var.”

‘DEVLET FINDIK PİYASASINDA OLMAYACAK...’
Ramazan’ın ilk iftarını Rize’de hemşehrileriyle açan Erdoğan, daha sonra ‘Anadolu Soruyor’ adlı programda yerel TV temsilcilerinin sorularını yanıtladı. Erdoğan çay ve fındık ile ilgili bir soru üzerine de “Çay bizim dönemimizde yakaladığı ivmeyi hiç bir dönemde yakalamadı. Özel sektörün ne fiyatına karışabilirim ne de ‘çayı aldın, parasını niye ödemiyorsun’ diyebilirim, böyle bir yetkim yok. Bundan sonra devlet olarak fındık piyasasının içinde de olmayacağız” dedi, tüm vatandaşların Ramazan ayını kutladı.

‘TSK’YI TEAMÜLLE YÖNETEMEYİZ!..’
BAŞBAKAN Erdoğan “YAŞ’tan dolayı komutanlarda kırgınlık var mı?” sorusuna da şu yanıtı verdi: “Herşey aslında, istenilen... Zaman zaman olmasa bile rotasındaydı. Ama bu defa olay biraz daha farklı değerlendirildi” dedi, ekledi: “Teamüller başka, yasalar başkadır. Biz Türk Silahlı Kuvvetlerimizi teamüllerle yönetemeyiz. TSK’nın kanunu vardır ve Yüksek Askeri Şura bir istişari kuruldur. Bir karar alır. Milli Savunma Bakanı inha yapar, Başbakan imza atar, Cumhurbaşkanı’na sunar. Genelkurmay Başkanı konusu ise inhayı gerektirmez. Orada Bakanlar Kurulu kararını verir. Bakanlar Kurulu kararı Cumhurbaşkanı’na gider. Cumhurbaşkanı da G.Kurmay Başkanı ile ilgili kararını verir. Yani teamül vesaire falan çalışmaz. Yeri gelir teamülü kullanır. Bu da olur, olmaz diye birşey yok. Ama teamülün dışına çıkılmaz mı, çıkılır. Burada da tabii ki bu işin bedelini ödeyecek olan kamuoyunda, halk karşısında sivil yönetimdir. Bu dünyada böyle, batıda böyle. Biz NATO ülkesiyiz, NATO ülkelerinin hepsinde böyle. Biz olması gerekeni yaptık.”