BIST 9.680
DOLAR 32,43
EURO 34,45
ALTIN 2.488,37
HABER /  POLİTİKA

Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na Hitler manşeti

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında Kılıçdaroğlu'na "Hitler manşetiyle' yanıt verdi.

Abone ol

İNTERNETHABER.COM- Katar ziyareti nedeniyle dünkü grup toplantısını bugün gerçekleştiren Erdoğan MHP'yi ve CHP'yi öyle sözlerle eleştirdi ki...

Kabine revizyonu ilke alakalı konuşan Erdoğan revizyon bayrak değişiminden başka bir anlam taşımıyor dedi.

Erdoğan, 'Görevdeki arkadaşlarımın hepsi üzerlerine düşeni hakkı ile yerine getirmiştir.  Yaptığımız değişiklikten  görevlerini devreden arkadaşlarımızın başarısız olduğunu söylemek yanlıştır.' dedi.

Bugünkü CHP ile 1930'lu yıllar arasında hiç bir fark yok diyen Erdoğan kendisini Hitler'e benzeten Kılıçdaroğlu'na belgelerle cevap verdi.

Kılıçdaroğlu'na göndermede bulunan Erdoğan,''Kasımpaşa'nın yaramaz çocuğunu kulağından tutup annesine şikayet ettiğinizde benim oğlum öyle bir şey yapmaz derdi. Şimdi senin halin de bu. Vekillerin neler neler söylüyor, sen hala benim vekillerim öyle demedi diyorsun'' dedi.

Başbakan Erdoğan AK Parti toplantısında konuştu. İşte o açıklamalar;

KABİNE REVİZYONU

Şunun altını çiziyorum 2002 sonunda kurduğumuzdan bu yana partimizde yaptığımız değişiklik ödüllendirme ya da cezalandırma değildir. Partimiz millete hizmete odağına alan hükümettir. Böyle Bakanlar Kurulu anlayışı ile kabinemizi oluşturduk. Birilerine makam tahsis etmek amacıyla kabineyi oluşturmadık. 324 kişilik gruba sahip olan partimiz 25+1 kadronun içerisinde herkesi bakan yapma imkanına sahip değildir. Bunların içinde bir değerlendirme yapıp kabineyi oluşturuyoruz. Görevdeki arkadaşlarımın hepsi üzerlerine düşeni hakkı ile yerine getirmiştir. Alınları ak şekilde vazifesini devretmişlerdir. Revizyonda bayrak değişiminden tazelenmeden başka anlam taşımıyor. Yaptığımız değişiklikten  görevlerini devreden arkadaşlarımızın başarısız olduğunu söylemek yanlıştır.

ÖNCE BAHÇELİ NEREDE OLDUĞUNU TESPİT ETMELİ

Yavru muhalefetin lideri kalkıp tespitte bulunuyor diyor ki filanca bakan çok gayretliydi gibi yaklaşımla onun görevden alınması konusunda taziyelerini bildiyor. Hayırdır ne zamandan beri sizden bizim ekibimize övgüler gelmeye başladı. Önce Bahçeli nerede durduğunu tespit etsin bu niyet okuyuculuğunu bıraksın. Biz hangi arkadaşımızı nereye getireceğimizi iyi biliriz. Onun tavsiyelerine ihtiyacımız yok AK Parti'nin beraberliğini bozmaya Sayın Bahçeli'nin gücü yetmez.

ANADİLDE SAVUNMA

Sanıklar kendilerini bildiklerini en iyi dilde ifade edecekler. Televizyonlarda bazı adı köşe yazarı olan tipler çıkıp hakarete varan eleştiriler yapıyor.Avrupa'nın bizden ileri olduğunu söylüyorlar.

Bir taraftan bölücü terör örgütünü ilan edeceksin sonra örgüt mensuplarını Avrupa Parlementosunda konuşturacaksın. Bunları yaşayacaksın sonra sessiz kalacaksın.

Türkiye'de teröre yataklık yapanların elinde basın kartı cezaevinde. Polisimizi yaralamaktan cezaevinde yatıyor. Biz kendi kararımızı kendimiz veririz. Kendi göbeğimizi kendimiz keseriz.

EŞLE GÖRÜŞME İZNİ

Hasta mahkumların infazı yeni düzenlemeye göre ertelenebilecek. Bunu eleştirenler var. Kapalı cezaevinde bulunan hükümlüler 3 ayda bir eşleriyle görüşme yapabilecek.

Biz insani olan adımı atma kararını verdik bunun hayırlı olacağını göreceğiz. Biz bir mahkumun sadece şahsının hükümlü olması gerektiğini bilerek ne için ailesi de bunun cezasını çeksin bu noktadan hareketle böyle bir yolu açtık. Bu aile bütünlüğünü koruma neticesini de getirecektir.

YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI

Tüm muhalefet partilerinin ortamı gerdiklerini gördük. Şimdi 4. yargı paketi gelecek.Bu yargı paketlerinin ötesinde arzu ettiğimizde yeni anayasa çalışmalarıdır. Mart sonuna kadar bu iş biter bitmesi halinde bunu sağlıklı şekilde yaşamış oluruz.

Biz parlementoda beklediğimiz desteği aldığımız anda bunu gündeme getiririz. Yeni anayasa çalışmalarında uzlaşma olmazsa referanduma gideriz.

Biz rakibimizde olsa hiçbir siyasi partinin acınacak durumuna düşmesine razı olmayız. Bizim siyasi kültürümüz başka partilerin içişlerine karışmama ilkesine dayanır. 

CHP NEREDEDİR?

Ancak ben burada özellikle CHP'nin içine düştüğü durumla ilgili demokrasimiz bağlamında o değişmeyen genetik kodları bağlamında değerlendirme yapmak zorundayım. CHP Başkanı Çin'e ziyaret gerçekleştirdiğinde onun milletvekili gitti teröristin evine ziyarette bulundu.

CHP milliyetçi midir? CHP sosyal demokrat mıdır? CHP Sol da mıdır sağda mıdır? Bunu bilmeye hakkımız olduğunu düşünüyorum.

CHP KENDİNİ TANIMAKTA ZORLUK ÇEKİYOR

Hz. Mevlana'nın anlattığı ibretlik bir fil hikayesi vardır. Karanlıkta file dokunanların biri hortumuna dokunmuştur biri hortum diyor biri kulağına dokunuyor yılan gibidir diyor. CHP'de herkesin kendisine göre tanımladığı ciddi bir zihin tutulması yaşayan parti haline gelmiştir. CHP kendini tanımlamakta zorluk çekiyor. Ciddi ontolojik sorunlar yaşıyor.

Bir milletvekili meclis kürsüsünde Kürtlerle Türkler eşit değildir diyor, bir yandan ulusalcıyız deyip ülkelerini yurt dışında karalıyorlar. CHP gerçekten baş döndürücü hızla çark eden ideoloji değiştiren rekor partiye dönüştü.

KILIÇDAROĞLU KASIMPAŞALI YARAMAZ ÇOCUĞUN ANNESİ GİBİ DAVRANIYOR

CHP Genel Başkanı Çin'den o taziye evine giden, Ege'de etnik temizlik yapıldığını söyleyen vekillere göya ayar veriyor.

Bilmem hatırlarmısınız bizim Kasımpaşa'da da vardı. Mahallenin en yaramaz çocuğunu ailesine şikayet ettiğinizde benim çocuğum öyle şeyler yapmaz diyor. Sormadan soruşturmadan hüküm veriyor. CHP de her dönemde benim çocuğum böyle bir şey yapmaz diyor. 

CHP şu anda hukukun tasarruflarına saygı göstermiyor bir yandan kendi milletvekilini azarlıyor bir yandan da bir terör örgütüne yapılan operasyonu ağır bir dille eleştiriliyor.

BAL GİBİ MÜDAHALE EDİLİR

Eğer tutuklananlar yargılananlar CHP'ye yakınsa CHP Genel Başkanına göre o masumdur. Belgelere delillere gerek yok CHP'ye yakınsa o masumdur. Öyle bir hukuk anlayışı olur mu? CHP o hukuk anlayışına  sahip. Çok açık söylüyorum bir apartman dairesinde gecenin yarısında avukatlar toplanıp orada ne yapıyor.Bu çelik kapıların ardında neler yapılıyor? Bu çelik kapılar açılamıyor.Yakılmak istenen evraklar, sahte kimlikler burada yakalanıyor. Dışarıda da bakıyorsunuz bazı avukatlar, avukatlara müdahale edilemez diyor. Eğer bunlar teröre yandaşlık yapıyorsa bal gibi de müdahale edilir. Avukat hakkı hukuku savunacak. Terörizmi değil. Avukat masum değildir.

YAKINDA DHKPC NEREDE GİDİP ÜYE OLACAĞIM DİYECEK

Bir anne baba çıktı feryat ediyor. Ama CHP Genel Başkanı çıkıp o örgüte moral verecek kadar pervasız davranıp hakimleri eleştiriyor. Nerede şu Ergenekon diyip gidip üye olacağım diyordu. Şimdi de çıkar nerede bu DHKP-C gidip üye olacağım der mi der. Sen terör örgütüne sahip çıkıyorsun da terörist evine taziyeye giden vekilinin günahı ne? Üzüm üzüme baka baka kararır. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş. 

DÜN NEYSENİZ BUGÜN DE AYNISINIZ

CHP aşırı solla böyle bir meşguliyet içindeyken bir milletvekili çıktı ırkçı söylemin içine girdi. Göya bilim insanı. Şimdi çıktı insanları kafa taslarına göre ayrımcılığa tabi tuttu. Siz dün neyseniz bugünde aynısınız. Ben geçmişte size gazete sayfaları göstermiştim. Kendi milletvekilinin hezeyanlarını bize saldırarak örtmeye çalışan bize Hitler benzetmesi yapan Kılıçdaroğlu'na bu manşetleri hatırlatıyorum.

21 Haziran 941 tarihli manşet: Milli Şefimiz ve Führer arasında samimi tahrikler. Halep oradaysa arşın da burada. Belge burada Cumhuriyet Gazetesi.

22 Mayıs 1932 Cumhuriyet gazetesi; Kemalist Türkiye'den Faşist İtalya'ya selam. Bugünkü CHP ile 1930'lu yıllar arasında hiç bir fark yok. Mahmut Esat Bozkurt şu ifadeleri kullanıyor: Dost da düşman da bilsin ki bu milletin efendisi Türk'tür. Öztürk olmayanların Türkiye'deki tek hakkı hizmetçi olmaktır.

CHP'nin genlerinde ayrımcılık var. CHP'nin milli şefi kendisini ziyaret edenlere şu ifadeleri kullanıyor: Vazifemiz Türk vatanı içinde bulunanları Türk yapmaktır. Türkçülere muhalefet eden unsurları kesip atacağız. Bir adamda arayacağımız öncelikli şey Türk ve Türkçü olmasıdır. Aynı şeyleri Bahçeli de söylüyor. Bunlar yumurta ikizi. Türk'ün Türkiye'nin tarihinde bizim böyle bir anlayışımız var mı? Böyle bir ırkçı anlayış Cumhuriyet'te de kabul görmedi. Osmanlı'da da, Selçuklu da da böyle bir anlayış asla kabul edilmedi.

erdoğan,-başbakan-erdoğan.jpg

Bu topraklar Yunus Emre'nin ana sütü ile sulanmış topraklardır. Bu topraklar fitneyi husumeti yaşayan topraklar değildir.

Gazi Mustafa Kemal 1920'de meseleye son noktaya koyarken kendisini Atatürkçü gösterinlerin yine bu Meclis çatısı altında bir ırkın üstünlüğünü açıklaması talihsizdir. CHP sosyal demokrat görünüp ırkçılığını içinde barındırıyor. Bu topraklar ırkçılığa geçit vermedi. Bu topraklarda ırkçılık ve faşizm kaynak bulamayacaktır.

CHP'nin bu millete yaşattığı acının bir benzerini şimdi BDP yaşatmaya çalışıyor. Hepimiz kardeşlik diyoruz. Onun için tek millet tek bayrak tek vatan tek devlet diyoruz. Burada bir konunun üzerinde duracağım.