BIST 9.639
DOLAR 32,50
EURO 34,62
ALTIN 2.479,41
HABER /  POLİTİKA

Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na: Havaalanından kaçıyordun!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 4.TÜGVA Gençlik Buluşması'nda milletvekilliği yaşının 18'e düşürülmesini eleştiren Kılıçdaroğlu'na yüklendi. Erdoğan 15 Temmuz'u hatırlatarak ''o gece havaalanında senle buluşabilirdik ama sen kaçıyordun'' dedi.

Abone ol

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 4.TÜGVA Gençlik Buluşması'nda gençlerle bir araya geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan milletvekilliği yaşının 18'e düşürülmesini eleştiren CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştiri yağmuruna tuttu. Erdoğan ''Kılıçdaroğlu, sen neredeydin, Atatürk Havalimanı'nda kaçıyordun, halbuki biz seninle orada buluşabilirdik'' dedi. İşte o konuşmadan satır başları

SEN NEREDEYDİN KILIÇDAROĞLU KAÇIYORDUN!

Eyy Kılıçdaroğlu Gazi Mustafa Kemal'in partisinin başındayım diyorsun. Ne dedi Gazi Mustafa Kemal, "Gençler, cumhuriyeti sizlere emanet ediyorum". Çanakkale ayağında çarığı olmayan, üniforması olmayan, silahında mermisi olmayan genç Mehmetçiklerin savaşıydı. Sizler tüm yoksulluğa rağmen tarihe Çanakkale geçilmez diye yazdıranların evlatlarısınız. Bazı gafiller ülkemize baktıkça yeni Sevr'lerin hayalini kurabilir ama 15 Temmuz'da tankların tüfeklerin karşısında dikilen gençler vardı. Kılıçdaroğlu, sen neredeydin, Atatürk Havalimanı'nda kaçıyordun, halbuki biz seninle orada buluşabilirdik. Neymiş, Bakırköy'deymiş!

BUGÜN DE MODERN LAWRANCE'LAR VAR

100 yıl önce Lawrence vardı, bugün de sarıklı cübbeli, modern Lawrence'lar var. Bölgemizin geleceği ipotek altına alınmak istiyor. Unutmayın, millet olarak imtihanımız büyük, Müslümanlar olarak sorumluluğumuz ağır. Şartlar ne olursa olsun, bu imtihandan başarıyla geçmek zorundayız. Vahşet görüntülerinin sizleri karamsarlığa sevk ettiğini biliyorum, unutmayın bizler Müslümanız.

CUMHURİYET BİZİM İÇİN YENİ BİR DÖNEM DEĞİL, OSMANLI'NIN DEVAMIDIR

Her imtihan bir imkandır, gecenin en karanlık olduğu zaman şafağa yakındır. Zaman birden yanadır. Son durak, son ilahi ferman bizden yanadır. Dünya düşman olsa da iman bizden yanadır. İstikbal bizimdir, hiç şüpheniz olmasın. Cumhuriyet bizim için yeni bir dönem değildir, Osmanlı'nın, Selçuklu'nun devamıdır. Sizler hasta adam diye üzerine toprak atmaya gelinilen Çanakkale'yi 7 düvele mezar etmiş bir ecdadın torunlarısınız.

KATİL SÜRÜLERİ EN ÇOK İSLAM'A ZARAR VERİYOR

Avrupa'nın ulvi değerleri diye parlatılan kavramların, bizzat o değerlerin sahipleri tarafından çiğnendiğine, ayaklar altına alındığına şahit oluyoruz. Eşref-i mahlukat olan insana ruh katan, ona yaşama gayesi veren her ne kadar ilke varsa hepsinin içinin boşaltıldığı günler yaşıyoruz. Bu süreçte öne çıkan DEAŞ, YPG gibi terör örgütlerinin, FETÖ gibi katil sürülerinin en büyük zararı Müslümanlara verdiklerini görüyoruz.

ELLERİNDE MOLOTOF DEĞİL, KİTAP OLMALI

Kurulduğu gündem beri TÜGVA'yı, yaptığınız faaliyetleri yakından takip ediyorum. Dünya üzerinde iyiye ve güzele dair ne varsa savunan bir neslin ülkemize ve bütün insanlığa kazandırılması için mücadele ediyoruz.Siz insanlık içinden çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz.Bizim arzumuz ellerinde molotofla, silahla gezen değil, kalemle, kitapla bilgisayarla gezen bir nesildir. Derdimiz bu.

AKLINI PENSİLVANYA'YA KİRAYA VERENLER GİBİ OLMAYIN

Ölümü, öldürmeyi ve şiddeti kutsayan ideolojilere prim vermeyen bir gençlik yetişsin istiyoruz. Derdimiz o. Bu öyle bir gençlik olmalı ki hangi siyasi görüşe mensup olursa olsun, hangi fikri savunursa savunsun okumalı, araştırmalı, sorgulamalı, zihnini birilerine asla kiraya vermemeli. Pensilvanya'ya kiraya verenler gibi olmamalı. Adam profesör ama maalesef kiracı. Ondan bir şey olmaz.

ÜLKE OLARAK KRİTİK BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ

Dünya yeni bir dönüşüm dalgasıyla sarsılıyor. Ülke olarak kritik bir dönemden geçiyoruz. Sizler bu genç yaşta tarihin dönüm noktalarından birine şahitlik ediyorsunuz. 7 yıldır devam eden Suriye'deki zulüm 1 milyon kardeşimizin ölümüne sebep oldu. Son bir ümitle kendilerini Avrupa kapılarına atan mültecilerin yaşadıkları bizi derinden üzüyor.Bize demokrasi dersi veren Avrupalıların vicdanlarını nasıl iptal ettiklerine hep beraber şahit oluyoruz. Avrupa'nın ulvi değerleri diye parlatılan kavramların bizzat kendi sahipleri tarafından ayaklar altına alındığını görüyoruz.