BIST 9.717
DOLAR 32,53
EURO 34,94
ALTIN 2.439,91
HABER /  POLİTİKA  /  CHP

Erdoğan Sisi ile kankaymış!

CHP'li Haluk Koç, Başbakan Erdoğan'ın bir zamanlar Sisi ile kanka olduğunu iddia etti.

Abone ol

CHP Sözcüsü Haluk Koç, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

CHP'li Haluk Koç, Başbakan Erdoğan'a ithafen, "Sen Sisi'yle kankaymışsın? Bu kankalara ne oldu? Kimin elini tuttuysan iflah olmadı" dedi. Koç Erdoğan'ın hala Gazze'ye gidemediğini hatırlatarak "Adama söylediğini yalatırlar" dedi.

Açıklamasında Başbakan Erdoğan'ı eleştiren Koç, şunları söyledi:

"Sayın Başbakanın fren tutmaz açıklamalarına yanıt vermek gerekiyor. Bu bir siyasi görev haline geldi. Çünkü suçladığı kitle önemli bir kitle. Muhalefetinde kendini ifade etme hakkı var Başbakanın söylediklerine karşı.

Doğaldır uykularınızın kaçması Sayın Başbakan. Aynada firavun mertebesine yükseldiğinizi görüyorsunuz ve sürekli bu tablo içerisinde mazlumu ve mağduru oynamanın size bir yararı yok artık.

ADAMI DELİĞE SÜPÜRÜRLER

Sözün kısası değerli arkadaşlarım, emperyalizmin bu coğrafyada sizi işbirlikçi olarak kullanma süresinin dolduğunu anlayıp sifonun çekileceğini, deliğe süpürüleceğinizi bir şekilde hissediyorsunuz demektir. Size verdikleri misyon bitti.

Tarih Sayın Başbakan işte hep böyledir. Adamı önce pazarlarlar, ondan sonra da deliğe süpürüverirler kullandıktan sonra.

Yakın dünya tarihi, çeşitli ülkelerde benzer senaryolara hep tanıklık yapmıştır.

DİKTATÖR ÖZENTİSİ

11 yılın sonuna gelmeden önce Sayın Başbakanın dünkü ifadelerinde bir şey var. “Tutturmuşlar bana diktatör diyorlar. Eğer diktatörlük olsa diktatör diyemezsin, sallandırırlar” kendi vurgusuyla söyledim. Neyi sallandırıyorsun Sayın Başbakan? Ne sallandırıyorsun Sayın Başbakan? Dön uygulamalarına bak. Dön eylemlerine bak. Hiç bozulma. Kendi seyircilerinin önünde gaza gelme. Kafanın arkasındakilerle, yaptıklarınla, söylemlerinle, eylemlerinle hiç kusura bakma dört dörtlük bir diktatör özentisisin. Şak diye yapışıyor sana bu tabir.

11 yılın sonunda sakin kafayla bir dönüp kendinize şu soruları bir sormaz mısınız Allah aşkına. Biz nerelerde hata yaptık? Kimlerin çıkarları doğrultusunda hangi taleplerin ihalelerini aldık? Bu milleti biz niye kamplaştırdık, niye ayrıştırdık? Neden ortak tarihimizden sürekli husumet, düşmanlık çıkararak nefreti, kini, öfkeyi bu toplumda makbul duygular haline getirdik? Neden bu coğrafyada 11 yıldır yönettiğimiz Türkiye bugün yapayalnız kaldı? Bir sorgulayın, bir bakın.
Neden bir dönemler elini sıktığımız kucaklaştığımız, aramızdan su sızmayan ülkeler ve yöneticileri nasıl bugün kanlı bıçaklı hale geldiniz?

En ciddi sorulardan bir tanesi de şu herhalde. Neden tüm dünyada bugün ciddiye alınmayan, bölgesindeki komşularından meşru muhatap bulamayan bir ülke haline geldik? Sözlerim belki acı ama bir gerçek bu

İslam coğrafyasında akan kanda bugün senin BOP eş başkanlığı görevin ve Dışişleri Bakanın Davutoğlu Ahmed’in sorumluluğu yok mu sanıyorsun hiç. Sadece Mısır’da değil Hz. Yusuf’u kuyuya atanlar arasında sende varsın gibi geliyor bana. Belki bundan sonrasını tövbe edeceğin bir tevazua kavuşursun. İç sakinliğiyle, dinginliğiyle bir özeleştiri yapar, bir durumu yeniden değerlendirirsin. Ama hiç ihtimal vermiyorum böyle bir ruh halinde olmadığın çok açık, belli.
Sayın Başbakanın özel ihtisas konularından bir tanesi de Cumhuriyet Halk Partisiyle uğraşmak. Cumhuriyet Halk Partisi Sayın Genel Başkanıyla uğraşmak. Cumhuriyet Halk Partisinin daha önceki Sayın Genel Başkanlarıyla uğraşmak özel ilgi alanı.

Sayın Genel Başkanla ilgili ipe sapa gelmez tezviratlarına Sayın Genel Başkan cevap verebilirdi ama Sayın Başbakanın şuandaki yapısını dikkate alarak bir hekim olarak benim cevap vermemin daha uygun olduğunu düşündü. Yani esas mesleğimin penceresinden de Başbakanı Cumhuriyet Halk Partisine ve yetkililerine dönük suçlamaları boyutunda değerlendirme görevimde var.

SENDEN DEMOKRAT OLMAZ

Senden demokrat olmayacağını daha önce söylemiştik. Her halde bu ülkenin birlik içerisinde yaşayan, hak ve hukuk bakımından eşit değerlendirilmek isteyen Kürt kardeşlerimizde senden demokrat çıkmayacağını, senden demokratikleşme beklenmeyeceğini herhalde anlayacaklardır.

Değerli arkadaşlarım, ülke çokbilmiş danışmanlarının tabiriyle söylüyorum “Derin bir yalnızlıkta”. Varsa yoksa Mısır olayları, varsa yoksa Gezi Parkı eylemleri, varsa yoksa Cumhuriyet Halk Partisi, varsa yoksa Kemal Kılıçdaroğlu, varsa yoksa İsmet İnönü. Kapana sıkıştın sen Sayın Başbakan. Kuyruğu kaptırdın bir kere. İstediğin kadar hakaret et, istediğin kadar tezvirat yap, istediğin kadar tasarla, planla yalan söyle, istediğin kadar zulüm yaparken mağdur rolünü oynamaya çalış, istediğin kadar Cumhuriyet Halk Partisini saçma sapan uydurduğun yalanlarla suçla.

KRAL ABDULLAH İLE NİYE BOZUŞTUN?

Şimdi Suriye’ye karşı müttefiktiniz Suudi Arabistan’la, Birleşik Arap Emirlikleriyle, Katar’la değil mi? Mısır’la gelişen olaylar sonrasında şimdi o ayaklarda düştü. Şu fotoğrafları hatırlatacağım size.

Fotoğraflar ilginç çünkü. Suudi Arabistan Kralı o kadar itibarlıydı ki Dışişleri protokol teamüllerinin dışında kaldığı otelde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ayağına giderek, Sayın Başbakanda bir yanında süklüm, püklüm fotoğraf vermişlerdi bir zamanlar.

Türk milleti unutkan ya, çok çabuk unutuyoruz ya. Şimdi Suudi Arabistan’daki haksızlıklardan, eşitsizliklerden bahsediyor. Zenginin çok zengin olduğundan, yoksulun çok yoksul olduğundan bahsediyor. Bir zamanlar kankalardı. El ele dolaşıyorlardı bu yollarda. İnsan kaldıramayacağı yükün altına girmez değerli basın mensupları. Bunlar hatırlatılır adama. Şimdi ne oldu Kral Abdullah’a? Niye bozuştunuz? Sen Suriye’de Esad zulüm yapıyor derken ülkesindeki radikalcilere karşı mücadele ederlerken Suudi Arabistan’da demokrasi mi vardı da Suudi Arabistan’la beraber Suriye’ye demokrasi tavsiye ediyordunuz?

SİSİ İLE KANKAYMIŞ BİR ZAMANLAR

Ya Mısır’daki darbenin lideri? Valla sen geçmişte kimin elini tuttuysan kardeşim iflah olmadı. Kimin elini tuttuysan iflah olmadı. Ben Ali Mübarek ortada Tunus’ta ve Mısır’da. Kaddafi Saddam öbür dünyada. Kardeşin Esad başka bir belanın içinde. Resmi bakanının uçağı dahi Irak’a, Bağdat’a iniş izni alamıyor. Sen Sisi’yle de kankaymış bir zamanlar ya. Bu kankalar ne oldu Sayın Başbakan?

Değerli arkadaşlarım, işte siyaset tutarlılık taşımaz ise, hele de dış politika ülkelerin kendi çıkarları üzerine inşa edilmez ise, hasbelkader o dönem o ülkeyi yöneten insanların kafasındaki saplantılarla, hurafelerle, yetersizliklerle tayin edilir ise yaşayacağımız sonuç budur.
Değerli arkadaşlarım, stratejik derinlik. Yere batsın sizin stratejik derinliğiniz. Kuyunun dibine geldiniz daha. Bir titreyin kendinize dönün ya. Ne hale getirdiniz Türkiye’yi? Yapayalnız bir Türkiye, dört tarafı sorun ve Davutoğlu Ahmet hala görevde. Madalya ver bari üstün hizmet madalyası.

ADAMA SÖYLEDİĞİNİ YALATIRLAR

Başbakan geçen yıl niyetlenmişti bir Cuma namazını Şam’da Emevi camisinde kılacaktı. Bilmiyorum gitti mi benim haberim yok. Ne zaman gitmeyi planlıyor bu konuda bir açıklamada yok. Birkaç sefer Gazze’ye gitmeye niyetlendi Nisan’da, Mayıs’ta, Haziran’da. Gazze orada duruyor. Gazze’ye nereden gireceksin? İsrail’le papaz oldun, Mısır’la ilişkiler ortada. Gazze’ye paraşütle mi gönderecekler seni? Ya da yeni bir teknoloji gelişti de ışınlayacaklar mı seni Gazze’ye? İşte Sayın Başbakan söylediklerini böyle yalatırlar adama.