BIST 9.645
DOLAR 32,57
EURO 34,89
ALTIN 2.438,82
HABER /  GÜNCEL

Erdoğan Haçlı ordularına mı çalışıyor?

İstanbul'da Esad yönetiminin nasıl devrileceği hesapları yapılacak. Ankara, kimilerine göre doğru, kimilerine göre çok riskli bir hamle yaptı.

Abone ol

Oktay Sağlam
İNTERNETHABER.COM- Türkiye, cumhuriyet tarihinin en kritik dış politik hamlelerinden birine imza atıyor. Kamuoyu yoğun gündem nedeniyle farkında değil belki de...Ünlü müzisyen Münir Nurettin Selçuk'un dediği gibi Türkiye-Suriye ilişkileri, "dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç" havasında.

SERT DEMEÇLERİN ALTI DOLDURULUYOR

Suriyeli muhaliflerin buluşacağı "Suriye'nin dostları" toplantısı 1 Nisan'da İstanbul'da yapılacak. Humus'taki katliamın ardından Erdoğan'ın "hesabı sorulacak" sözünün bir anlamda temeli atılıyor, alt yapısı oluşturuluyor. Suriye'nin dostlarının "Esad'ın ipini çekmeye yeminli" blok olduğunu söylemeye gerek yok sanırız. 

ESAD'A KARŞI BAYRAKTARLIK

Muhalifler İstanbul'da tek çatı altında birleşirse, Ankara kendi açısından büyük bir başarı kazanacak. Yeni Şam yönetimin resmen ilan edilmesi kuvvetle muhtemel. Bu durum beraberinde yeni riskleri ve tartışmaları da alevlendirecek. Esad'a karşı açıktan cephe aldığı görünen hükümet açısından, rejimin yıkılmasından başka seçenek kalmıyor.

MUHALİFLERE ARAÇ-GEREÇ DESTEĞİ

Her geçen gün, saat ve dakika Esad yönetimi ile ipleri daha fazla geriliyor. İşaretleri apaçık ortada. Nükleer Güvenlik Zirvesi için gittiği Güney Kore'de Erdoğan, her görüştüğü lidere Suriye için "elini taşın altına" koyması için çağrıda bulunuyor. Seul'de Erdoğan'ın Obama ile yaptığı görüşmeden sonra ABD, muhaliflere lojistik ve haberleşme araçlarıyla destek verme kararı aldı.

THY SEFERLERİ DURDURDU

Öte yandan Şam Büyükelçiğini kapatan Ankara, personelini aşamalı olarak son üç gün içinde Lübnan'a taşıdı. Bugün ajanslara düşen haber ilişkilerin geldiği son noktayı göstermesi açısından önemliydi. THY, Suriye'de yaşanan olaylar nedeniyle Şam ve Halep'e olan bilet satışlarını 1 Nisan itibarıyla durdurdu. İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan Şam'a haftada 7, Halep'e ise 5 sefer gerçekleştiriliyordu.

ESAD İÇİN ARABULUCU OLDULAR

İktidar, bu çabaları "insan odaklı" ve "hak ve özgürlüklerin" sağlanması adına yapıldığını düşünüyor. AK Parti'nin penceresinden bakıldığında, "tutarlı" olduklarına ilişkin elinde veriler mevcut. Türkiye İsrail-Suriye arasında arabuluculuk rolü üstlendi. Batı dünyası, Suriye'yi "şer ülke" görürken, hükümet, vebalı muamelesi yapılan Suriye'nin daha fazla "içine kapanmaması" adına her türlü ilişkiyi artırarak, dünyaya açılan "nefes borusu" oldu. Olayların patlak verdiği ilk dönemde Erdoğan'ın yapıcı dille Esad'a "reform çağrısı" yaptığı biliniyor.

HÜKÜMET BATI DÜNYASININ EMRİNDE Mİ?

Hükümet, insanlık suçunun sona ermesi adına inisiyatif aldığını düşünüyor ancak muhalefet, bitmek bilmeyen "emperyalizm" endişesi içinde. AK Parti'ye duyulan "derin kuşkular" Suriye meselesinde kendisini gösteriyor. Onlara göre öldürülen siviller, yıkılan kasabalar, "kara propagandadan" başka bir şey değil. Madalyonun öteki yüzünden bakanlar, Erdoğan'ı "ABD'nin maşası", olmakla "Yeni Haçlı seferlerine hizmet" etmekle suçluyorlar.

Suriye'yi bölmek için Türkiye'nin "truva atı" gibi kullanıldığını savunuyorlar. Başbakan'a "Obama'nın postacısı" gibi yakıştırmalar da yapılıyor. Başbakan'ın her demecinde farklı anlamlar aranıyor. Tıpkı Erdoğan'ın "üzerimize düşeni yaparız" sözünde olduğu gibi.

RÜZGAR İKTİDARIN LEHİNE AMA

Şu an için esen rüzgar, Türkiye'nin arkasında. Dünyanın içinde bulunduğu ortam AK Parti'nin söylemiyle pararlel gidiyor. Ancak karşı güç dengeleri de yok değil. İran, Çin ve Rusya'nın karşı desteği ortada. Baas rejimi devrilmez ve estirilen "bahar havası" zamanla yerini "soğuk iklime" bırakırsa,  Türkiye'yi "eski Suriye" yani "belalı komşunun" bekleyeceği kuşkusuzdur.